Yasemin Köker - Hadis ikliminde Hz. Peygamber Efendimizin (as) nefesiyle bütünleşmek
25.11.2025 00:00:00
"Andolsun ki, Allah'ın peygamberinde, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü uman ve Allah'ı çokça ananlar için güzel bir örnek vardır." (Ahzab, 21)
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (as), "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurmuştur. Yine Kalem suresinde Rabbimiz, "Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin" buyurmaktadır.
Din geldiği toplumların belli değerleri olduğunu kabul eder; eksikleri düzeltmeyi ve daha kamil olanı ikame etmeyi hedefler. Bu değişimi de elbette elçiler aracılığıyla, onların örnekliğiyle tekamül ettirir. Kur'an'ı Kerim'i okuduğumuz da Hz. Peygamber'in ahlakı kemale erdirme çabalarına şahit oluruz: "Andolsun, size içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir, size çok düşkündür, müminlere karşı şefkat ve merhamet doludur." (Tevbe 128)
Hz. Peygamber (as), tüm tebliğ hayatı boyunca yaşadığı zorluklara rağmen ümmeti için beddua etmeye yanaşmamış, onların hidayete ermeleri için yoğun çaba harcamıştır. Özellikle Tebük tecrübesi, onun merhametinin en belirgin örneklerindendir. Özel hayatında da arkadaşlarını incitmemek için çoğu kaba davranışlara sessiz kalmış, onun sözcülüğünü Hz. Allah yapmıştır: "Ey iman edenler! Size izin verilmedikçe Peygamberin evlerine girip de yemeğin hazırlanmasını beklemeyin; fakat yemeye çağırıldığınızda girin; yemeğinizi yiyince de hemen dağılın, söze dalıp oturmayın. Bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez." (Ahzab, 53)
Peygamber efendimiz ömrü boyu çevresinde güzel bir ahlak inşa etmeye gayret etmiştir. Onun susması, konuşması, kızması, duası, üzüntüsü ve neşesiyle ortaya koyduğu davranışlar müminler için bir eğitim platformu olmuş ve örnek teşkil etmiştir. Çoğu zaman da kendi aile yaşantısıyla da örnek olmuştur. Efendimiz, insanların en cesuru, en güzel konuşanı, en güzel davrananı, en çok cömertlik göstereni ve daha bir çok faziletiyle çağlara ışık tutmaya devam etmektedir. Cenab-ı Hak; "De ki (Ey Muhammed!): Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir." (Ali İmran, 31) buyurarak Resule tabi olmayı bağışlanmanın ve daha da önemlisi Allah'ın sevgisine mazhar olmanın sebebi saymıştır.
Bu meyanda güzel insan Hz. Peygamber'in güzide hayatından birkaç hadisle devam edelim:
"Allah iki kişiyi rızasıyla karşılar ki, onlar biri öbürünü öldürüp cennete giren iki kimsedir" dedi.
Ashab şaşırarak, "Ya Rasulallah! Hem öldürüp hem ölen ikisi birden nasıl cennete girer?" diye sordular da Rasulullah:
"Şu Müslüman Allah yolunda çarpışarak şehid düşer de cennete girer. Sonra Allah, o öldürene hidayet eder. O da Müslüman olur. Allah yolunda cihad eder. O da şehid düşer" diye cevap verdi.
Efendimiz (as)'in bu müjdesi şu hadisle eşleşir adeta:
Hayber'in fethi sonrası Yemen'den dönen Ebu Hureyre, ganimet dağıtıldığını görünce; "Ya Resulallah bana bir pay ayır!" dedi. Said ibn As oğullarından bazısı, "Ona verme" dedi.
Ebu Hureyre "Şu da kim oluyor? İbn Kavkal'ın katili" dedi.
İbn Said de şöyle dedi:
"Vay şu dağ kediciğine de şaşılır? O, Yemen'in dağının başından üzerimize yuvarlanıp geldi; müslüman bir kişinin katlini bana yükleyerek (cehennemlik olduğumu iddiayla) beni lekelemek istedi. Fakat o bilmelidir ki, Allah Kavkal'e benim ellerim üzerinde şehit olmak saadetini ikram etti de, beni onun iki elinde kafir bir halde öldürerek hakir kılmadı."
Eban b. Said de Ömer zamanında Yermuk savaşında şehid olmuştur. (h. 15) Eban, beliğ bir şekilde tevbe ile önceki günahların temizlendiğini Ebu Hureyre'ye hatırlatıyor. Bu diyalog esnasında hazır bulunan Resûlullah'ın sessizliği tasdik ettiği anlamına gelir.
Tevbenin dönüştürücülüğünü gözler önüne seren bu olay, insanları tevbe ettikleri geçmiş günahları sebebiyle yargılamamayı öğretir bize. Hadislerin ince nüanslarının sosyal ilişkilerimiz üzerinde yapıcı ve düzeltici etkileri yadsınamaz. Sadece "Hatırlat, çünkü hatırlatma mü'minlere fayda verir" (Zariyat, 55) ilahi buyruğu doğrultusunda hadis okumaları yaparak ressamın ufak fırça darbeleri gibi, kendimize ince ayarlar verip nebevi ahlaka tutunabilmeliyiz.
İmam Bakır'dan nakledilen şu hadis içerikleri de günlük hayatımıza ışık tutacak niteliktedir:
Hz. Peygamber (as) şöyle buyurmuştur: "Bu din sağlamdır. Onda yumuşaklık ve nezaketle hareket edin. Allah'ın kullarını Allah'ın ibadetinden nefret ettirmeyin. Aksi takdirde, toy bir bineğe binen kimse gibi, bir yol kat edemediğiniz gibi, sırtına bineceğiniz bir bineğiniz de kalmaz."
Hadisi kutside de Allahu Teala şöyle buyurmuştur: "Mümin kullarından öyle kimseler vardır ki onları ancak zenginlik, genişlik ve beden sağlığıyla sınarım böylece dinleri düzelir.
Mümin kullarından öyle kimseler de vardır ki dinleri ancak yoksulluk fakirlik ve bedende sakatlık ile düzelir. Ben de onları yoksulluk fakirlik ve sakatlık ile sınarım. Ben mümin kullarımın dinlerinin nasıl düzeleceğini herkesten daha iyi bilirim."
Son söz, bu hadisi kutsinin anlamını dizelerine şöyle nakşeden sufi şair Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın olsun:
Deme şu niçin şöyle
Yerincedir o öyle
Bak sonunu seyreyle
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem / diğer yazıları
- Yasemin Köker - Hadis ikliminde Hz. Peygamber Efendimizin (as) nefesiyle bütünleşmek / 25.11.2025
- Çiğdem Pala: Zehra kokulu bir gün / 04.11.2025
- ÇİĞDEM PALA: Yüreğimin sırrı: Fatıma / 26.06.2025
- İLYAS GÜNEŞTEKİN: Barış müzakereleri ve arka planı / 14.05.2025
- FATIMA MELEK ÖZYER: Haydar Baş: Bir davanın adı / 15.04.2025
- ÇİĞDEM PALA: Açık mektup / 14.04.2025
- SEÇİL DAMLA KAYAALP - Öğrenme / 08.03.2025
- BURHAN BORAN: Deprem / 27.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı? / 20.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Parayı kim basarsa düzeni o kurar / 19.02.2025
- Çiğdem Pala: Zehra kokulu bir gün / 04.11.2025
- ÇİĞDEM PALA: Yüreğimin sırrı: Fatıma / 26.06.2025
- İLYAS GÜNEŞTEKİN: Barış müzakereleri ve arka planı / 14.05.2025
- FATIMA MELEK ÖZYER: Haydar Baş: Bir davanın adı / 15.04.2025
- ÇİĞDEM PALA: Açık mektup / 14.04.2025
- SEÇİL DAMLA KAYAALP - Öğrenme / 08.03.2025
- BURHAN BORAN: Deprem / 27.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı? / 20.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Parayı kim basarsa düzeni o kurar / 19.02.2025




















































































