"Hz. Lokmân, öğüdüne devamla şöyle demişti: "Yavrucuğum! Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu ortaya çıkarır. Doğrusu Allah en ince işleri görüp bilmektedir; her şeyden haberdardır." (Lokman: 16).
Böyle bir imanla, böyle bir bilinçle süslenmiş gönüllerden, o gönüllerin kontrolündeki bedenlerden elbette diğer insanlar emin ve emniyette olurlar.
Böylesine bir bilinçle donanmış gönüllerin emir-komutasında görev yapan gözler elbette ki Hakkı görür, sadece haklıyı haklı görür, sadece Hakkın gör dediğini görür, Hakkın kerih gördüğünü kerih görür.
Böyle bir imanla, böylesi bir bilinçle bezenmiş bir zihnin emir komutasındaki eller, elbette ki yetim hakkına uzanmaz, başkasının hakkına uzanmaz, başkasının el emeğine, alın terine uzanmaz ve elbette ki mazluma asla uzanmaz.
Böylesi bir şuurun yerleştiği kalplerin emir komutasındaki eller, elbette ki hiçbir zalimin namı yürüsün diye yardıma uzanmaz, zalimin bayrağı dalgalansın diye tutmaya uzanmaz, hiçbir zalimin zulmü devam etsin diye desteğe ve alkışa uzanmaz.
Böyle bir imanın, böyle bir bilincin mekân tuttuğu, otağ kurduğu aklın emir komutasındaki dillerden yalan sadır olmaz, yalancıya destek sözü çıkmaz, yalana ve yalancıya yağcılık anlamına gelecek hiçbir söz sadır olmaz.
Böylesi bir bilinçle donamış olan aklın, gönlün ve zihnin yönetimindeki diller, sürekli Hak söylerler, Hakkı ve hakikati söylerler, böylesi dillerden sadır olacak sözler asla bir zalimin sırtını sıvazlamaz, zulmünü onaylamaz, haksızlıklarını örtbas etmek için asla dil dökmez.
Böyle bir imanın, böylesi bir vicdanın emrindeki kulaklar, iblisin ve ordularının çıkarıp yayacakları hiçbir yaldızlı söze itibar etmez, gönülleri ve zihinleri iğfal edecek hiçbir hokkabazın yaygarasına kulak kabartmaz, yalanı yutturmak için süslenmiş ve cilalanmış hiçbir söze dikkat kesilmez.
Böyle bir vicdanın yönetimindeki ayaklar elbette ki, Hakka yürürler, Hak adına yürürler, haklılarla ve Hak dostları ile beraber hak yolda yürürler, Hak-hukuk hakim olsun diye, hükümferma olsun diye yürürler.
Böylesi bir bilincin idaresindeki ayaklar kesinlikle, haksızlığa yürümezler, haksızlarla beraber haksızlık etmek için yürümezler, hak ve hakikatlerin örtbas edilmesi için yürümezler.
Asla vakit kaybetmeden, yaklaşan Kur'an ayı Ramazanı da fırsat bilerek her birimiz bir Lokman olup önce nefsimize sonra da evlad u iyalimize, küllenmeye yüz tutmuş olan bu hesap şuurunu yeniden hatırlatmalı ve yeniden kazandırmalıyız.
Çağımızın Müslümanın en büyük kayıplarından olan "hesap şuurundan" dolayı, sinesinde açılan, çevresinde oluşan ve cemiyetinde depreşen derin yaralara Lokman gibi merhem çalmak için, Lokman aleyhisselamın oğluna söylediği bu hikmetli sözleri mutlaka kulaklarımıza küpe yapmalı ve bir daha da asla çıkarmamalıyız.
"Ve kıyamet günü öyle doğru, öyle hassas teraziler kurarız ki, kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz, bir hardal tanesi kadar bile olsa, her şeyi tartıya sokarız. Hesap görücü olarak, kimse bizden ileriye geçemez." (Enbiya: 47)
Böyle bir imanla, böyle bir bilinçle süslenmiş gönüllerden, o gönüllerin kontrolündeki bedenlerden elbette diğer insanlar emin ve emniyette olurlar.
Böylesine bir bilinçle donanmış gönüllerin emir-komutasında görev yapan gözler elbette ki Hakkı görür, sadece haklıyı haklı görür, sadece Hakkın gör dediğini görür, Hakkın kerih gördüğünü kerih görür.
Böyle bir imanla, böylesi bir bilinçle bezenmiş bir zihnin emir komutasındaki eller, elbette ki yetim hakkına uzanmaz, başkasının hakkına uzanmaz, başkasının el emeğine, alın terine uzanmaz ve elbette ki mazluma asla uzanmaz.
Böylesi bir şuurun yerleştiği kalplerin emir komutasındaki eller, elbette ki hiçbir zalimin namı yürüsün diye yardıma uzanmaz, zalimin bayrağı dalgalansın diye tutmaya uzanmaz, hiçbir zalimin zulmü devam etsin diye desteğe ve alkışa uzanmaz.
Böyle bir imanın, böyle bir bilincin mekân tuttuğu, otağ kurduğu aklın emir komutasındaki dillerden yalan sadır olmaz, yalancıya destek sözü çıkmaz, yalana ve yalancıya yağcılık anlamına gelecek hiçbir söz sadır olmaz.
Böylesi bir bilinçle donamış olan aklın, gönlün ve zihnin yönetimindeki diller, sürekli Hak söylerler, Hakkı ve hakikati söylerler, böylesi dillerden sadır olacak sözler asla bir zalimin sırtını sıvazlamaz, zulmünü onaylamaz, haksızlıklarını örtbas etmek için asla dil dökmez.
Böyle bir imanın, böylesi bir vicdanın emrindeki kulaklar, iblisin ve ordularının çıkarıp yayacakları hiçbir yaldızlı söze itibar etmez, gönülleri ve zihinleri iğfal edecek hiçbir hokkabazın yaygarasına kulak kabartmaz, yalanı yutturmak için süslenmiş ve cilalanmış hiçbir söze dikkat kesilmez.
Böyle bir vicdanın yönetimindeki ayaklar elbette ki, Hakka yürürler, Hak adına yürürler, haklılarla ve Hak dostları ile beraber hak yolda yürürler, Hak-hukuk hakim olsun diye, hükümferma olsun diye yürürler.
Böylesi bir bilincin idaresindeki ayaklar kesinlikle, haksızlığa yürümezler, haksızlarla beraber haksızlık etmek için yürümezler, hak ve hakikatlerin örtbas edilmesi için yürümezler.
Asla vakit kaybetmeden, yaklaşan Kur'an ayı Ramazanı da fırsat bilerek her birimiz bir Lokman olup önce nefsimize sonra da evlad u iyalimize, küllenmeye yüz tutmuş olan bu hesap şuurunu yeniden hatırlatmalı ve yeniden kazandırmalıyız.
Çağımızın Müslümanın en büyük kayıplarından olan "hesap şuurundan" dolayı, sinesinde açılan, çevresinde oluşan ve cemiyetinde depreşen derin yaralara Lokman gibi merhem çalmak için, Lokman aleyhisselamın oğluna söylediği bu hikmetli sözleri mutlaka kulaklarımıza küpe yapmalı ve bir daha da asla çıkarmamalıyız.
"Ve kıyamet günü öyle doğru, öyle hassas teraziler kurarız ki, kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz, bir hardal tanesi kadar bile olsa, her şeyi tartıya sokarız. Hesap görücü olarak, kimse bizden ileriye geçemez." (Enbiya: 47)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025