Son yılların en gözde mesleği ne yazık ki klavye kahramanlığı.
Sosyal medya ortamı denilen bu zeminde klavyenin başına geçen, neredeyse ölçüyü-tartıyı, talimi-terbiyeyi, edebi-nezaketi unutarak basıyor tuşların gözüne.
Kurduğu her cümlenin, yazdığı her paragrafın kendi fıtratını, kendi karakterini, kendi haysiyetini ve şahsiyetini ele verdiğinden habersiz esip-savuruyor.
Meselenin kanuni tarafı, yasalara uygun olup olmadığı bir tarafa, insan onuruna aykırı, adabı muaşeret kurallarına uygun olmayan sözlerden şiddetle kaçınmak gerekmiyor mu?
Birilerini bir konuda eleştirirken dahi nezaket kurallarına, kardeşlik hukukuna uyma mecburiyetimiz yok mu?
Ağzımızdan çıkan her sözün yazıldığı gibi, kalemimizden çıkan her cümlenin de, her paragrafın da Kerim Katipler tarafından yazıldığını Kerim Kitabımız haber vermiyor mu?
"And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız.
Sağında ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler." (Kaf: 16-18).
Eleştirinin de bir edebi, bir adabı yok mudur?
Sanal âlemde, rastgele, ipe-sapa gelmez cümleleri ard arda sıralamaya başlayınca her kayıttan azade mi oluyor insan?
Hız tutkunu sürücülerin direksiyon başına geçince adeta kendilerini kaybettikleri gibi klavye başına geçenlerin de ağzına geleni yazma hastalığı nerden bulaştı bize?
Sözün en güzelini söylemekle, sözü en güzel şekilde söylemekle mükellef değil miyiz?
Hayat kitabımızda yer alan şu benzetmeler, şu misaller idrakimizi çalıştırmaya, basiretimizi açmaya, sözümüze ve yazımıza bir çekidüzen vermeye kâfi değil mi?
"Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı: Güzel söz, kökü yerin derinliklerinde sabit, dalları ise göğe doğru yükselmiş bir ağaç gibidir ki Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Düşünüp ders çıkarsınlar diye Allah insanlara böyle temsiller getirir.
Çirkin bir söz de, yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer." (İbrahim: 24-26).
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024