Adı ne kadar dini görünse de misyonerlik teşkilatları tarihlerinin hiçbir döneminde sadece dini bir teşkilat olarak kalmamışlardır. Bu teşkilatlar siyasi veya ekonomik bir çok konuda etkin rol oynamış hatta birçok siyasi manipülasyonun bizzat hazırlayıcı veya uygulayıcısı olmuşlardır.Konuyla alakalı birçok örnek vermek mümkündür. Mesela; 19. yy ortalarında Kafkas Müslümanlarını ziyaret eden bir Hollandalı gezginin kendi dindaşlarına söylediği sözler oldukça manidardır; "Onları yumuşatıp, direnme güçlerini kırmak için oralara mutlaka misyonerler göndermeliyiz". (Burada dikkatinizi çekmesi gereken ifade yumuşatma ve direnme duygularının kırılması olmalıdır.)Yine; 1900'lü yıllarda İngiltere'de misyoner teşkilatlarının İngiliz Devletinin çıkarları için vazgeçilmez olduğu vurgulanırken aynı tarihlerde sömürge ataklarına yeni yeni başlayan Almanya'daki ilahiyat fakülteleri Alman kolonileştirme hareketlerinin başarıya kavuşması için üniversitelerde misyonerlik bölümlerinin kurulmasını ve bu teşkilatlara yardım edilmesi gerektiği belirtiliyordu.Misyonerler için birçok önemli merkezin yer aldığı Anadolu coğrafyası için misyonerler kendi ağızlarıyla şunu söylemektedirler; "'Bu mukaddes ve vaad edilmiş topraklar, silahsız bir Haçlı seferiyle geri alınacaktır." Ne kadar ilginç değil mi? Katoliklerin Misyoner faaliyetleri Osmanlı'da maalesef çok geniş bir hoşgörü ile karşılanmış daha sonraki yıllarda Protestan misyonerlerin faaliyetleri de bunlara eklenmiştir. İşin ilginç tarafı Katolik misyonerler Katolik olmayan Hristiyan ülkelerde bu kadar rahat çalışma alanı bulamamışlardır. Özellikle Protestan misyonerler ise Osmanlı'daki azınlıklarda milliyetçi duyguları beslemiş ve büyütmüşlerdir.Osmanlı 'da Misyoner çalışmaların esas ayağını eğitim kurumları yani okullar oluşturmaktaydı. Bunlarla beraber hastaneler ve basın-yayın kuruluşları da misyoner faaliyetin diğer iki önemli ayağını oluşturmaktaydı. Bir asır önceki şablon nerdeyse günümüze de tıpatıp uymaktadır. Tabi günümüze ayak uyduran post-modernist yapısı, makyajı ve gülen yüzüyle.Dolayısıyla dinler arası diyalogtu, yok İbrahimi dinler tabanıydı, yok bilmem ne masaldı yemezler başka kapıya!
Hüseyin Muradoğlu / diğer yazıları
- Benzer ikizler : İran -Türkiye / 04.04.2021
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006