Önce hayırlı ve uğurlu olsun. Ülkemiz ve bütün insanlık adına güvenli, sağlıklı, başarılı ve huzur dolu bir yıl, en büyük dileğim ve duam.
Her doğanın yaşama hakkını, yaşama sevincini doya doya yaşayabileceği nice yıllar diliyorum.
Bu, bizim her an yaptığımız duamız, dileğimiz, ve temennimiz. Ahiretteki cennetin bütün kapılarının bu dünyada açıldığına inanan bir insanın her an yaşadığı duygunun, inancın ve hatta yetki ve sorumluluğun tabii bir gereği olarak dualarımız gibi gayretimiz de budur. Ve böyle olmak zorundadır.
Dünya, bütün dünyalılar için... Dünü yaşayanlar gibi, bugünü yaşayanların da dünyası. Ama, hiç unutmamak lazım ki, bu dünya yarına ve yarınları da yaşayacakların dünyası.
O halde, ne yarını inkar etmeye ne bugün savunmaya ve de yarını çalmaya hiç kimsenin hakkı olmamalı.
Dahası, bu kânun sadece insanlar için değil, bütün varlıklar için geçerli. Taşıyla, toprağıyla, bitkisiyle, hayvanıyla her şey buna dahil.
Peki mümkün mü?
Elbette mümkün. Mümkün olmaması akla zarar. Dünyanın hali bunun böyle olmasını gerektirmiyor mu?
Bir ara mümkün olup olmayacağını bir kenara bırakalım; bunu böyle düşünmek, buna inanmak ve bunu istemek de mi mümkün değil?
Öyle ise, atılacak ilk adım için hiç bir dış etki söz konusu değildir. Yani, doğru düşünmemek için bahaneyi dışarıda aramaya gerek yok.
Dünya ortada. Siyasetiyle, ekonomisiyle kültür ve ahlakıyla, her şey meydanda... Amerika'sıyla, Avrupa'sıyla, Asya'sıyla, Afrika'sıyla... Ve bu tablonun içinde; kölesiyle-efendisi fakiriyle-zengini, haklısıyla-haksızı, dostuyla-düşmanı, zalimiyle- mazlumu, her şey ama her şey ortada.
Sadece kendimiz, ailemiz ve milletimiz için değil, bütün insanlık için ve yarınlar için barışı, hak ve hukuku, adaleti istemekten başka çare yok.
Aksi takdirde, gelen gideni aratırcasına, insanlık, eski yılları aramakla avunmaya çalışmak mecburiyetinden kurtulamayacak.
Her doğanın yaşama hakkını, yaşama sevincini doya doya yaşayabileceği nice yıllar diliyorum.
Bu, bizim her an yaptığımız duamız, dileğimiz, ve temennimiz. Ahiretteki cennetin bütün kapılarının bu dünyada açıldığına inanan bir insanın her an yaşadığı duygunun, inancın ve hatta yetki ve sorumluluğun tabii bir gereği olarak dualarımız gibi gayretimiz de budur. Ve böyle olmak zorundadır.
Dünya, bütün dünyalılar için... Dünü yaşayanlar gibi, bugünü yaşayanların da dünyası. Ama, hiç unutmamak lazım ki, bu dünya yarına ve yarınları da yaşayacakların dünyası.
O halde, ne yarını inkar etmeye ne bugün savunmaya ve de yarını çalmaya hiç kimsenin hakkı olmamalı.
Dahası, bu kânun sadece insanlar için değil, bütün varlıklar için geçerli. Taşıyla, toprağıyla, bitkisiyle, hayvanıyla her şey buna dahil.
Peki mümkün mü?
Elbette mümkün. Mümkün olmaması akla zarar. Dünyanın hali bunun böyle olmasını gerektirmiyor mu?
Bir ara mümkün olup olmayacağını bir kenara bırakalım; bunu böyle düşünmek, buna inanmak ve bunu istemek de mi mümkün değil?
Öyle ise, atılacak ilk adım için hiç bir dış etki söz konusu değildir. Yani, doğru düşünmemek için bahaneyi dışarıda aramaya gerek yok.
Dünya ortada. Siyasetiyle, ekonomisiyle kültür ve ahlakıyla, her şey meydanda... Amerika'sıyla, Avrupa'sıyla, Asya'sıyla, Afrika'sıyla... Ve bu tablonun içinde; kölesiyle-efendisi fakiriyle-zengini, haklısıyla-haksızı, dostuyla-düşmanı, zalimiyle- mazlumu, her şey ama her şey ortada.
Sadece kendimiz, ailemiz ve milletimiz için değil, bütün insanlık için ve yarınlar için barışı, hak ve hukuku, adaleti istemekten başka çare yok.
Aksi takdirde, gelen gideni aratırcasına, insanlık, eski yılları aramakla avunmaya çalışmak mecburiyetinden kurtulamayacak.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010