‘Yeter söz milletindir’ yalanı!

Bu ülkede, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu babası büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünün dışında kim ne söylemişse, milleti kandırmak için söylemiştir.

Ulu önderimiz Atatürk, aziz Türk milletine asla yalan söz söylememiştir. O, daima gerçekleri halkıyla paylaşmış ve yalancıların baş düşmanı olmuştur.

Gel zaman git zaman İnönü dönemi başlar ve çok partili sisteme geçildikten sonra siyasetin rengi de değişir ve yalanlar havada uçuşmaya başlar.

Artık her şey Türkiye için değil, seçimi kazanmak içindir.

İnönü'nün iş bilmezliği ve yetersizliğinden istifade ile işbaşına gelen Menderes, aslında iktidarda kaldığı süreden daha fazla CHP'de siyaset yapmıştır. Yani acımasızca eleştiri oklarını yönelttiği İnönü'nün partisinde, 14 yıl siyaset yapmıştır.

Babacan ve Davutoğlu misali…

14 Mayıs 1950'de "Yeter söz milletindir" sloganı ile iktidara gelen menderes, 1957 yılına kadar durumu bir şekilde idare etmesini becerebilmiştir.

İşin çok ilginç bir yanı ise, 1951-1960 yılları arasında Menderes 43 kişinin idam kararına imza atmış bir siyasetçidir.

Aslında Menderes'in suçları mahkemelerde gündeme gelmeyenlerdi. ABD'nin tepkisinden çekinen Gürsel hükümeti aşağıdakileri hiçbir zaman gündeme getirmedi.

Peki, neydi bunlar?

1- 1951 yılında Menderes hükümeti Kore Savaşı'na Amerika için asker gönderdi.

Amerikan çıkarları için bine yakın vatan evladı Kore'de yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı.

2- 1952'de NATO'nun isteği ve çıkarları için sözde komünizme karşı gayri-nizami harp yapacak Seferberlik Tetkik Kurulu, daha sonraki adıyla Özel Harp

Dairesi'ni kurdu.

3- 1954 yılında yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verildi.

4- Tek parti döneminde kurulan bazı traktör ve basma fabrikaları

Menderes döneminde özelleştirildi veya ekonomik olmadıkları için kapatıldı.

Nuri Demirağ tarafından kurulduktan sonra İsmet İnönü tarafından devletleştirme kapsamına alınan uçak ve uçak motoru fabrikaları, Eskişehir tank fabrikası ve Kırıkkale silah fabrikası Menderes döneminde NATO standartlarına uymadıkları gerekçisiyle kapatıldı.

5- Cezayir kurtuluş savaşı sırasında Fransa'yı destekledi.

Bizzat Fransız askerlerine sevk edilen silahlar için havalanan uçakların denetiminde bile bulunmuştu. İşin en acıklı tarafı ise, Fransızlara silah taşıyan uçakların pilotları, gıda malzemesi getirdiklerini zannediyorlardı.

6- 1954-1958 yılları arasında 238 gazeteci iktidara karşı yazılar yazmak suçundan mahkûm ettirdi.

7- Hukuk'un üstünlüğünü savunan Yargıtay Başkanı Bedri Köker, Yargıtay Başsavcısı Rifat Alabay, Yargıtay 2. Başkanlarından Haydar Yücekök, Yargıtay Üyeleri Melehat Ruacan, Kamil Çoşkunoğlu, Faik Uras ve İlhan Dizdaroğlu 'görülen lüzum üzerine' emekliye sevk edildiler.

Aslında Menderes hükümeti, ordu darbe yapacak gerekçesiyle daha 6

Haziran 1950'de, Genelkurmay Başkanı Nafiz Gürman olmak üzere bütün üst komuta kademesi dahil olmak üzere 15 general ve 150 albayı re'sen emekliye sevk etmişti.

Oysa bu komutanların bahse konu suçlamalarla hiçbir ilgileri yoktu.

* * *

Kore'de ölen bir Türk subayımızın Menderes'e söyledikleri:

DİYET

Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,

iki gözünüzle bakarsınız,

İki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey,

iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower'in.

Benim gözlerimin ikisi de yok.

Benim ellerimin ikisi de yok.

Benim bacaklarımın ikisi de yok.

Ben yokum.

Beni, Üniversiteli yedek subayı,

Kore'de harcadınız, Adnan Bey.

Elleriniz itti beni ölüme.

kör gözlerim,

kopuk ellerim,

kesik bacaklarımla peşinizdeyim.

Diyetimi istiyorum, Adnan Bey,

göze göz,

ele el,

bacağa bacak,

diyetimi istiyorum,

alacağım da. (25 Haziran 1959)

"Yeter söz milletindir" diyerek gelenlerin nasıl büyük acılar ve onarılması imkânsız tahribatları bıraktıklarını tarafsız bir gözle hatırlayalım istedim.

Karar da, söz de elbette ki milletindir.