Muaviye'nin hilafete getirdiği YezİT, İmam Hüseyin Efendimizi katlettirip; Bedir savaşının intikamını aldık diyerek ve bununla övünecek kadar imansız bir mel'undur. Hayatı ağıza alınmayacak en deni ve en pislik cürümleri işlemekle geçen mel'un YezİT, sahabe neslinden on binlerce masum insanı katlettirecek kadar kudurmuş bir azılı idi.
683 yılında meydana gelen ve İslam tarihinin en acımasız soykırımlarından biri olan "Harre Vakası" Emevi saltanat dinciliğinin gerçekleştirdiği acımasız katliamdır.
"Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ve mü'minlerin emiri YezİT'in buyruklarına karşı çıkılıp din fesada uğratıldı gerekçesi ile Peygamber kenti Medine'de yaklaşık on bin kişi katledildi. Cinayetlerine ödül olarak mübarek Medine halkı katillere üç gün boyunca mubah kılındı. Bu serbestlik üzerine yaklaşık 1000 kadının ırzına geçildi. Bu tecavüzden doğan babası belirsiz çocuklara, İslam kaynakları "Harre Evladı" demektedir." (Yaşar N.Öztürk, Lanetli Soy)
YezİT ordusundaki asker sayısı beş bin ila yirmi bin rakamlarla ifade ediliyor. Sahabe katili komutan Müslim'in yanında yer alan beş yüz kişilik kurmaylar kadrosu ise RUM'lardan seçilmişti. Medinelilerin silahları son derece basit kılıç, pala ve sopalardı. Böyle bir kahpe katliam beklemiyorlar ve ummuyorlardı. Çünkü Medine kutsal, korunmuş bir Peygamber sığınağı idi…
Medine halkı, yönetimin zulüm ve ahlaksızlığına karşı çıkarak YezİT'in halifelik makamından inmesini istedi. Bunu hilafete isyan sayan YezİT, Emevilere bağlılığı ve Peygamber evladına kiniyle öne çıkmış olan Müslim bin Ukbe komutasında büyük bir ordu oluşturarak Medine üstüne saldı. YezİT'in babası melun Muaviye oğluna bıraktığı vasiyette, Medine ile başı derde girdiğinde Müslim bin Ukbe'yi devreye sokmasını önermişti. Katliam, yağmalama ve ırza tecavüzlerin ardından, halife YezİT için biat tazelemeye geçildi. Müslim, kestiği sahabe başları ile esir sahabeleri YezİT'e gönderdi.
Müslim melunu, Medine başarısının ardından hemen Mekke üzerine yürüdü. Beytullah'ı mancınıkla tahrip edip daha sonra da ateşe verdi.
"Harre katliamı Peygamber kenti Medine'yi mahşer yerine döndürmüştü. Emeviler hiç sevmedikleri bu kenti hep böyle perişan etmek istemişlerdir. Düşünün, bu Peygamber kentinde günlerce ezan okunmamış, Peygamber mescidi dahil, camilerde namaz kılınamamıştır. Dahası; YezİT askerleri, Peygamber mescidini ahır olarak kullanmışlardır." (Ünal Kılıç, Yezit bin Muaviye)
"Medine'nin altı üstüne getirildi. Yağmalanıyordu Peygamber'in Medine'si… Müslümanların ululemiri(!) YezİT adına... Onun Müslüman askerleri(!) sahabeleri öldürüyor, evlerini talan ediyor, kızlarına tecavüz ediyorlardı… Ululemr adına, sahabe kızları peşkeş çekildi devletin askerlerine. Üstelik bu devletin adı İslam devleti, reisinin sıfatı da "Mü'minleri emiri" idi. Bin Müslüman kızın bekâretini kirletti devletin askerleri. Bütün bunlar YezİT'in saltanatının devamı içindi. Padişah başta kalsın, keyfini sürsün de dini hükümler çiğnenmiş, Müslüman kadınların ırzına tecavüz edilmiş önemli değil! İşte o günden bu güne kadar, Müslümanların İslam'ı yanlış anlamalarına, YezİT ve onun haleflerine kul köle olmalarına, her türlü melaneti yapsa bile ululemr aleyhine konuşmayıp itaat etmelerine, ecdadın(?) saltanatı uğruna İslam şura anlayışını katletmelerine sebep, bu zihniyettir." (İhsan S.Sırma, Hilafetten Saltanata Emeviler Dönemi)
"YezİT, üç yıl gibi bir süre halifelik makamını işgal ettiği halde İslam tarihinde yer alan korkunç soykırımlara imza atmış ve kutsal yerlerin kutsallığını çiğnemiştir.
- Kavmiyet davasının güdülmesi,
- Hz. Hüseyin (a.s)'ın ve ailesinin katledilmesi,
- Medine halkının kılıçtan geçirilmesi ve Medine şehrinin talan edilmesi,
- Mekke'de Kabe-i Muazzama'nın yıkılmasına sebep olması, Yezİt'in icraatlarındandır. (Prof. Dr.
Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.795)
Sakife'deki sapkınlığın ve azgınlığın ceremesini ümmet; o gün bu gündür çekiyor, sevgili okurlar… Hz. Hüseyin Efendimizin kanı kurumadı hâlâ…