Yaklaşık 700 gündür devam eden Gazze dramı, katil ve soykırımcı İsrail'in o diyarda işlediği açıktan cinayetler, tüm dünyanın gözü önünde imza attığı katliamlar ve yıkımlar, ülkemizde iktidar partisinin arkasında hizalanmış olan kitlelerin fazla dikkatlerini çekmedi, yeterince ilgilenmediler.
Yeni yılın ilk gününde İstanbul'da Galata köprüsü üzerinde organize edilen bir adet miting, orada attıkları sloganlar, salladıkları Filistin bayrakları deyim yerindeyse onlara tam bir yıl fazlasıyla yetti.
Soykırımcı ülke ile işin başından beri devam eden ve katliamlar sürerken dahi bir türlü sonlandırılmayan ticaretler onları pek ilgilendirmedi.
Çeşitli platformlarda 'Bitsin artık bu ticaret' anlamında yükselen seslerin susturulması, seslerini yükseltenlerin derhal derdest edilmeleri ve sorgulanmaları da iktidarın yamacına yaslanmış kesimlerin pek fazla dikkatlerini çekmedi.
Geride kalan iki yıl içinde kalma uğrayan kadın, çoluk çocuk bilcümle masumların, enkaz altında kalanlarla birlikte yüz binlerle ifade ediliyor olması da o kesimlere, yani hacı hoca takımına; 'biz kimiz ve bu hal neyin nesi?' sorusunu sorduramadı.
Sayın Cumhurbaşkanının son ABD seyahatinde ve özellikle adı geçen ülkenin başkanı ile görüşmelerinde Gazze'nin adının geçmemiş olması, ülkemizde kalabalık kitleler tarafından yadırgandığı halde, iktidar çevrelerinde pek rahatsızlık uyandırmadı.
İçinde bulunduğumuz yılın bitimine şunun şurasında üç ay kaldı, yeni yılın ilk gününde yine bir Galata köprüsü mitingi ile katil İsrail'e öfkelerini, mazlum Gazze halkına da desteklerini ilan ederler ve gelecek yılın ilk gününe kadar ölen ölür kalan sağlar bizimdir der gaflet uykularına devam ederler.
Sözünü ettiğimiz iktidar sempatizanlarının uykularını ve keyiflerini kaçırmayan bir husus da şu oldu; katil Netanyahu'nun bir numaralı alkışçısı ve destekçisi olan Trump ile sarmaş dolaş vaziyetleri, 'dostum dostum' söylemleri ve giderayak söz konusu ülke mallarına sağlanan vergi indirimleri…
Bütün bunların hiç biri; 'yılda bir miting' ahalisini asla rahatsız etmedi, sormadılar, sorgulamadılar ve suskunluklarını asla bozmadılar.
'Basiret bağlanması, nutkun tutulması' denilen şey bu olabilir mi acaba?
- Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez / 28.09.2025
- Senin yâdına düşmedi / 27.09.2025
- Katliamlar durursa ve adalet zalimin koluna kelepçeyi vurursa… / 25.09.2025
- Gök kubbeyi çınlatan çığlık / 23.09.2025
- Çelişkiler yumağı / 22.09.2025
- Çok sert kınamışlar / 21.09.2025
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025