Kendi evimizde Ermenistan ile 1-1 berabere kalarak önemli bir avantaj kaybettik.
Şimdi bir şeyi ısrarla anlamadığımızı söylemek istiyorum. Nedir anlamadığımız?
Bu oyun koşmadan ve mücadele etmeden kazanılmıyor.
Bakın bence koskoca ilk yarı milli takım mücadele etmedi. Şimdi denecek ki yüzde 70'e varan top hakimiyetimiz var.
Var ama bizden daha az topa sahip olan Ermeniler her an tehlike yaratabilecek şekilde oynuyorlar.
Nedeni basit. Çünkü adamların oynamasına izin veriyoruz. Tabii böyle olunca kalemizde golü görüyoruz.
Ermenilere oynama fırsatı verdik ve beraberlik ile yetinmek zorunda kaldık. Durum bu kadar net.
Ancak maçın son 20 dakikası koştuk ve baskılı oynadık. Aklımız başımıza çok geç geldi. Bu da yetmedi.
Maçı değerlendirirsek şunları düşünebiliriz. Genel anlamda maçın heyecan düzeyi fena değildi.
Dediğim gibi son anlardaki baskılı mücadelemiz maçı daha da çekişmeli hale getirdi.
Karşılaşma ilk yarı boyunca her iki takım açısından da dengeli tempo içinde geçti.
Bu yarıda net pozisyonlar bulduk. 14 ve 24'te birbirinin benzeri iki net pozisyonu değerlendiremedik.
Pozisyonlarda Kerem'in paslarını heba eden Barış Alper Yılmaz oldu.
Her iki pozisyonda kaleci ile karşı karşıya kalan Barış ilkinde topu kaleciye nişanladı ve ikincisinde denediği aşırtma vuruş üstten auta gitti.
33'te yine bir pozisyonumuz var. Organize hücumda final girişimini yapan Kerem Aktürkoğlu zayıf ve dengesiz vuruş yaptı.
Bu yarı boyunca sağ tarafımız sol tarafımıza oranla daha iyiydi.
Zeki ve Cengiz'in performansları dikkat çekti.
Orkun ise oyuna dahil olamadı. Sahada yoktu. Barış Alper Yılmaz'ın santrfor performansı eleştirilmeli bence.
Örneğin 8'de 18 içinde Kerem'den aldığı topla sola hareketleneceğine sağ ilerleyince hücumu heba etti zira sola gitse o taraf bomboş.
Kaleci ile karşı karşıya kalması işten değil. Barış Alper'in kalabalık içinde etkili olmadığını da not etmek lazım.
Bu devre İsmail Yüksek savunma performansı anlamında başarılıydı.
İkinci yarıya gelirsek ilk olarak bu devre her iki takımın da tempoyu yükselttiklerini söyleyebiliriz.
Temponun yükselmesi oyunu dengesizleştirdiği için hatalar sonucu golün gelme ihtimali yükselir.
Nitekim Ermenistan maalesef golü bulan taraf oldu. Fakat yediğimiz golde tam 3 ıska yaptık.
Önce Zeki sonra Çağlar en sonunda da Cenk Özkaçar topu ıskaladılar. Böyle acemi hatalar yakışmıyor işin doğrusu.
Düşünün bu isimlerin ilki Seria'da diğer ikisi La Liga'da oynuyorlar.
Orkun bu devrede de sahada yoktu. Orkun milli takıma gelmeden önce Hollanda'da yılın futbolcusu seçildi.
Her halde bu durum Orkun'un motivasyonunu zayıflatmış. Orkun örneğin 57'de öyle kötü bir pas attı ki aldığı ödül ile çelişir.
18 içindeki kalabalığın içine bir pas vermek istedi ama topu yanlışlıkla kimsenin olmadığı kalabalığın arkasına attı. Tabii sonuç hücumumuzun heba olmasıydı.
Barış Alper'in yerine santrafora giren Halil Dervişoğlu bir başka eleştirilmesi gereken isim.
Misal 76'da 18 içinde kendisine gelen topu kontrol edeceğine nedendir bilinmez topun üstünden atlayarak hücumu harcadı.
Son olarak attığımız gole gelirsek bu golde Hakan büyük bir övgüyü hak ediyor.
Hücumu başlatan pası vermeden önce zarif bir vücut hareketi ile rakibini oyundan düşürüp önünü açtı. Bu hareket klastı ve golde bu sayede oluştu diyebiliriz.
Bu arada golü atan Bertuğ da oyuna sonradan girip göz dolduran bir performans sergiledi.
Bu sonuçla iddiamız bitmese de hem Ermenistan hem de Galler'i ümitlendirmiş olduk.
Şimdi artık Ekim ayında Hırvatistan'ı yenmek zorundayız. İşimiz daha zorlaştı.
Ben yine de ümitliyim çünkü başımız sıkışınca daha iyi sonuçlar alıyoruz.
Şimdi bir şeyi ısrarla anlamadığımızı söylemek istiyorum. Nedir anlamadığımız?
Bu oyun koşmadan ve mücadele etmeden kazanılmıyor.
Bakın bence koskoca ilk yarı milli takım mücadele etmedi. Şimdi denecek ki yüzde 70'e varan top hakimiyetimiz var.
Var ama bizden daha az topa sahip olan Ermeniler her an tehlike yaratabilecek şekilde oynuyorlar.
Nedeni basit. Çünkü adamların oynamasına izin veriyoruz. Tabii böyle olunca kalemizde golü görüyoruz.
Ermenilere oynama fırsatı verdik ve beraberlik ile yetinmek zorunda kaldık. Durum bu kadar net.
Ancak maçın son 20 dakikası koştuk ve baskılı oynadık. Aklımız başımıza çok geç geldi. Bu da yetmedi.
Maçı değerlendirirsek şunları düşünebiliriz. Genel anlamda maçın heyecan düzeyi fena değildi.
Dediğim gibi son anlardaki baskılı mücadelemiz maçı daha da çekişmeli hale getirdi.
Karşılaşma ilk yarı boyunca her iki takım açısından da dengeli tempo içinde geçti.
Bu yarıda net pozisyonlar bulduk. 14 ve 24'te birbirinin benzeri iki net pozisyonu değerlendiremedik.
Pozisyonlarda Kerem'in paslarını heba eden Barış Alper Yılmaz oldu.
Her iki pozisyonda kaleci ile karşı karşıya kalan Barış ilkinde topu kaleciye nişanladı ve ikincisinde denediği aşırtma vuruş üstten auta gitti.
33'te yine bir pozisyonumuz var. Organize hücumda final girişimini yapan Kerem Aktürkoğlu zayıf ve dengesiz vuruş yaptı.
Bu yarı boyunca sağ tarafımız sol tarafımıza oranla daha iyiydi.
Zeki ve Cengiz'in performansları dikkat çekti.
Orkun ise oyuna dahil olamadı. Sahada yoktu. Barış Alper Yılmaz'ın santrfor performansı eleştirilmeli bence.
Örneğin 8'de 18 içinde Kerem'den aldığı topla sola hareketleneceğine sağ ilerleyince hücumu heba etti zira sola gitse o taraf bomboş.
Kaleci ile karşı karşıya kalması işten değil. Barış Alper'in kalabalık içinde etkili olmadığını da not etmek lazım.
Bu devre İsmail Yüksek savunma performansı anlamında başarılıydı.
İkinci yarıya gelirsek ilk olarak bu devre her iki takımın da tempoyu yükselttiklerini söyleyebiliriz.
Temponun yükselmesi oyunu dengesizleştirdiği için hatalar sonucu golün gelme ihtimali yükselir.
Nitekim Ermenistan maalesef golü bulan taraf oldu. Fakat yediğimiz golde tam 3 ıska yaptık.
Önce Zeki sonra Çağlar en sonunda da Cenk Özkaçar topu ıskaladılar. Böyle acemi hatalar yakışmıyor işin doğrusu.
Düşünün bu isimlerin ilki Seria'da diğer ikisi La Liga'da oynuyorlar.
Orkun bu devrede de sahada yoktu. Orkun milli takıma gelmeden önce Hollanda'da yılın futbolcusu seçildi.
Her halde bu durum Orkun'un motivasyonunu zayıflatmış. Orkun örneğin 57'de öyle kötü bir pas attı ki aldığı ödül ile çelişir.
18 içindeki kalabalığın içine bir pas vermek istedi ama topu yanlışlıkla kimsenin olmadığı kalabalığın arkasına attı. Tabii sonuç hücumumuzun heba olmasıydı.
Barış Alper'in yerine santrafora giren Halil Dervişoğlu bir başka eleştirilmesi gereken isim.
Misal 76'da 18 içinde kendisine gelen topu kontrol edeceğine nedendir bilinmez topun üstünden atlayarak hücumu harcadı.
Son olarak attığımız gole gelirsek bu golde Hakan büyük bir övgüyü hak ediyor.
Hücumu başlatan pası vermeden önce zarif bir vücut hareketi ile rakibini oyundan düşürüp önünü açtı. Bu hareket klastı ve golde bu sayede oluştu diyebiliriz.
Bu arada golü atan Bertuğ da oyuna sonradan girip göz dolduran bir performans sergiledi.
Bu sonuçla iddiamız bitmese de hem Ermenistan hem de Galler'i ümitlendirmiş olduk.
Şimdi artık Ekim ayında Hırvatistan'ı yenmek zorundayız. İşimiz daha zorlaştı.
Ben yine de ümitliyim çünkü başımız sıkışınca daha iyi sonuçlar alıyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Fenerbahçe Galatasaray'ı örnek almalı / 01.06.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025