İktidarıyla muhalefetiyle bütün partilerin birbirlerine fark atmak için yarıştıkları ve en çok iddialı oldukları konu bu; yoksullara yardım ulaştırmak.
Bağımsız Türkiye Partisi'ni elbette bu genellemeden ayrı tutmak gerekir.
Önce yoksulluğa yol aç, yoksulların sayısını artır sonra da geçim yorgunluğundan ötürü bitap düşmüş kitlelere su dağıtarak puan kazanmaya ve oy toplamaya çalış.
Elbette sözün burasında emsallerinden ayrılan, diğerleri ile kendisi arasına dağlar kadar fark koyan Bağımsız Türkiye Partisi'ni ve onun kurucu lideri merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ı hasretle ve minnetle yad etmek borcundayız.
Haydar Hoca, kaleme aldığı Milli Ekonomi Modeli tezi ile, serveti, sermayeyi ve ülke kaynaklarını tabana, geniş halk kitlelerine nasıl yayılacağının formüllerini ortaya koymuştu.
Onun ekonomi modelinde servetin belli ellerde toplanması değil, yoksul kitleler oluşturarak onlara bir lütuf gibi yardım götürmek değil, tam aksine zenginliği tabana yaymak var.
Yediden yetmişe bu ülkenin kimlik kartını taşıyan herkese vatandaşlık maaşı, ayrıca kadınlara ev hanımı maaşı, yüklü miktarda doğum ikramiyesi, evlenecek gençlere faizsiz kredi yardımı gibi destekleme kalemleri ile halkın refah seviyesini artırarak tüketimin bizzat kaynak olduğunu ispat var MEM'de.
Mevcut iktidarın ekonomi politikalarına ve yirmi yıllık uygulamalarına gelince, yıldan yıla yoksulluğu körüklemek, yoksulların sayılarını artırmak ve onlara çeşitli yardımlar yaparak onlardan oy toplamak.
Yapılan araştırma ve istatistiklere göre sadece son bir yılda sosyal yardım alan aile sayısı tam ikiye katlanmış, yaklaşık üç milyondan altı milyona ulaşmış, her aileyi dört kişi kabul edersek yirmi milyondan fazla bir nüfus ancak sosyal yardımlarla hayatlarını devam ettirebiliyor demektir.
Yirmi yıllık uygulamalar, bugün hala yeni çıkarılan yasalar ve düzenlemeler ne yazık ki zenginden yana, sermayeden yana, servetin zenginler arasında dönüp duran bir güç kaynağı olmasından yana.
Meclis'e getirilen 'torba yasaların' her birinden ve her defasında yoksulluğun artmasını, yoksul kitlelerin çoğalmasını sağlayan düzenlemeler çıkıyor ve ne yazık ki her defasında da kabul ediliyor.
Bir benzetme yaparsak, bir yol, alabildiğine yoksulun sığabileceği bir yol, her vesile ile sürekli genişletilen, daha çok yoksulun geçebileceği bir yol ve çeşitli aralıklarla iktidarı temsilen dizilmiş su dağıtıcıları…