Ne zaman Dinlerarası diyalog hakkında, misyonerlik hakkında, BOP hakkında bir yazı yazmaya kalkışsak, vay efendim sen misin yazan; malum kişiler şahin kesiliyor. Olur olmaz mailler, ipe sapa sığmaz kelimeler, sözüm ona psikolojik yıldırma taktikleri ile karşı karşıya kalmaktayız.Kaleme aldığımız bu yazılardan maksadımızı dahi anlamaktan uzak, kendini dindar zannedip, kıblesinin Vatikan'a çevrildiğinden habersiz bazı zavallılara acımamak mümkün değildir. Bu kişiler, insanın aklının almayacağı derecede, adeta hipnoz olmuş, bazılarının karaya beyaz, nara nur diyecek kadar gaflet ve delalet içinde bulunmaktadırlar.İslam'da örneği bulunmayan bir uygulama olan Dinler arası diyalog faaliyetlerine, şüphe ile bakmamızın İslam itikadına bağlı olduğunu iddia eden hiç kimseyi rahatsız etmemesi lazımdır. Rahatsız olanların niyetlerinin tahlile tabi tutulması gerekmektedir! Akıl sahipleri, olası bu tehlikenin varlığına inanmak ve gerekli olan araştırmaları yapmak zorundadırlar. Haber verdiğimiz bu tehlikeler, bir milletin beklide yok edilme çabalarını deşifre etmek gibi "Dini ve Milli" bir görevdir. Çünkü kastedilen aziz vatan toprakları ve Milletimizin imanıdır.Bizi üzen, milletimizin fertlerinden bir kişinin bile bu amansız tuzağa düşmesine engel olmaya çalışırken, bazılarının hala gerçekleri görmekten sakınmalarıdır. Yüreğimizin yangısı bundandır. Bu kadar söz söylendi, yazılar yazıldı, hala bazılarının aklını dahi çalıştırmak lüzumu görmediğine rastlıyoruz. Biz bir tehlikeden haber veriyoruz. Bu işin geri dönüşü yoktur. "şimdilik bu hizmete destek verelim yanlış olduğunu anlayınca döneriz deme şansımız yoktur." Neden bunu anlamak istemiyorsunuz? Bu faaliyetin altında Deccal fitnesinin olabileceği neden düşünülmez acaba? Hâlbuki, Deccal fitnesi denen musibetten; Enbiyanın, Sahabenin, Evliyanın, sürekli korkarak sakındıkları, korunmak için sürekli dua ve niyazda bulundukları haber verilmektedir. Bu önemli tehlikenin yine Müslümanların arasından zuhur edeceği ve en önemi vasfının "sureti haktan" görünmesi olacağının haber verilmesine rağmen, hala şüphe bile duymadan batıl bir faaliyete destek verilmesi akıl kârı değildir. Milli ve Dini bütünlüğümüz açısından gayet sakıncalı gördüğümüz; Vatikan kaynaklı Dinler arası diyalog faaliyetlerine bu mantıkla bakmak kadar makul ve mantıklı bir iş yoktur. Ehli iman ve ehli vicdan sahiplerince malumdur. İslam itikadına sokulmak istenen bu fitnenin tehlikesi, Peygamberin kutlu yolundan sapmakla başlayacağı haber verilmiştir. Hz. Peygamber (sav) Ebû Hureyre'den rivayet edilen bir Hadis-i Şeriflerinde "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, kurtuluşa eren fırka (Fırka-ı Naciye) dışında kalan yetmiş iki fırka Cehenneme gidecektir", buyurarak haber vermiştir. Fırka-ı Naciye'den sormaları üzerine Hz. Peygamber, Fırka-ı Naciye'yi: "Benim yürüdüğüm yola ve bu yolda beni takip eden ashabımın yoluna uyanlardır." diye tarif etmiştir. İşte Yüce Allah'ın Resulü Sevgili Peygamberimizin ashabının yoluna uyanlara "Sünnet ve topluluk mensupları" anlamında Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat" denilmiştir. Bu ölçünün dışına çıkanlar da cehennemle korkutulmuştur. İmam-ı Gazalı, Fırka-ı Naciye'nin bu doğru yolunun, kurtuluşa götüren yolunun esaslarını itikadı noktadan toplu bir şekilde şu üç hükümde toplamaktadır:1) Allah'a İman,2) Nübüvvete İman -ki, meleklere ve kitaplara imanı da içine alır-3) Ahirete İman (İmam-ı Gazâlî, Faysalu't-Tefrika, Mısır 1325, s.15).Günümüze gelinceye kadar yaşanan İslam anlayışına ters düşen; Allah'a imanda, Peygambere imanda, Ahirete imanda, vel hasıl Amentüde hiçbir benzerliğimiz olmazken, "Ehli kitapla Amentüde ittifakımız var" saçmalıklarını kabul edip onlarla diyalogu savunmak kadar saçma ve batıl bir görüş olmadığına inanmaktayız.İslam âlimlerinin hemen tamamının ittifak edip bu güne gelinceye kadar yaşanmış İslam anlayışında asla yeri olmayan bir inanışı temsil eden, kaynağı ve projesi Vatikan'a ait olan bir projeye şüphe ile bakmak mı? Yoksa bu görüşe taraf olmak mı? İslam'a ve vicdana uygundur. Bunu muhasebe etmenizi tavsiye ve rica ediyorum."Yol odur ki Hakka vara!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Bir yolculuk hikayesi / 05.11.2025
- Sorumlu muhalefetin adresi BTP’dir / 03.11.2025
- Pardon süreci / 02.11.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025
- 102. yaşın kutlu olsun Cumhuriyet / 29.10.2025
- Gençler geleceğimizdir / 28.10.2025
- Geleceği savunmak kutsal bir görevdir / 27.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -6- / 26.10.2025
- Sorumlu muhalefetin adresi BTP’dir / 03.11.2025
- Pardon süreci / 02.11.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025
- 102. yaşın kutlu olsun Cumhuriyet / 29.10.2025
- Gençler geleceğimizdir / 28.10.2025
- Geleceği savunmak kutsal bir görevdir / 27.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -6- / 26.10.2025


















































































