Almanya'da görülen Deniz Feneri davasıyla pandoranın kutusu açıldı.Davanın hâkiminin ifadeleri çok ilginçti. Hâkimin ifadesiyle dava Almanya tarihinin en büyük yolsuzluk davasıydı ve -burası oldukça önemli- yolsuzluk Türkiye'den yönetiliyordu.Hatta sanıklarla ilişkili isimler bir bir ifade edildi ve kimlerin ön planda olduğu belirtildi. Siyasete yakın çevreler?Hani şu AB ülkelerine gidiş rekoru kırarak Türkiye'yi tanıttıklarını söyleyen siyasilerimiz?Güzel tanıttılar, yolsuzlukla?Almanya tarihinin yolsuzluk rekoru kırıldı.Türkiye'yi tanıtalım derken, var olan imajımız da yerle bir oluverdi.Sanıkların temyize gitmemeleri ve bütün suçlamaları büyük bir gayretkeşlikle üzerlerine almaları da ayrıca dikkat çekici bir durum.Tabii bu sınırları aşan yolsuzluk ne ilk ne de son?Yazarlarımızdan Aziz Karaca Beyin önceki günkü yazısında aktardığı Sayın Bülent Arınç'ın ifadelerine önemine binaen bir daha yer verelim:"?Sorarım size asla müsrif olmayan ben, 25 yılda 60 milyar biriktirebilirken, geçmişlerini bildiğim bazı arkadaşlarımın milyon dolarlık servetleri beni çok düşündürüyor? Nereden geliyor bu paralar? Biz AKP'yi yoksulluğu ve yolsuzluğu bitireceğiz diye kurmadık mı? Gördüğüm şeylerden hicap duyuyorum."Sayın Arınç'ın hicap ettiği arkadaşlarının kimler olduğunu az çok biliyorsunuz.Yolsuzluğu bitireceğiz, hortumları keseceğiz diye yola çıkanlar yolsuzluğun küresel olanlarını, hortumların ise daha büyüklerini yapmaya başladılar.Belediye başkanı ya da vekil maaşıyla ne kadar para birikebileceği belliyken gemicikler aldılar, namı değer büyük yatırımlara ve ortaklıklara soyundular, ceplerini milyon dolarla doldurdular. Şimdi de mızrak çuvala sığmıyor, kürselleşme diye diye yolsuzluğumuzu küreselleştirdik, dünyaya nam saldık.Dün adaletle nam salıyorduk, bugün yolsuzlukla?Öyle bir yolsuzluk ki, yakın arkadaşlar bile artık bundan hicap duyuyor.İşte IMF, AB ve ABD taşeronluğuna soyunmuş olan siyasetin hali. Madenlerimiz, topraklarımız, şirketlerimiz bir bir yabancılara peşkeş çekilirken, bir taraftan da milletimizin cebine hortumların en büyüğü takılıyor.Ülkemizin bütün kaynaklarının yabancılara altın tepside sunulması yetmiyormuş gibi, vatandaşın üç beş kuruşuna da göz dikiliyor.Millet olarak artık ayıkmalıyız. İcazeti ecnebilerden alarak ülkemizi karanlık bir geleceğe sürükleyenler hiç milletimizi düşünürler mi?Ülkeyi peşkeş çekiyorlar, senin cebindekini almaktan hiç ar ederler mi?Milletinden icazet almayan, milli projelere sahip olmayan siyasilerin hangisi gelirse gelsin bundan farklı olmayacaktır.Milletimiz gerçekten hizmet bekliyorsa, icazeti milletinden alan, milli çözümü olan siyasileri iş başına getirmelidir. İcazeti ehline vermelidir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024