Zenginsin ama farkında değilsin?

Dünkü yazımızda insanımızın şans oyunlarından umut beklediğinden hareketle hükümetin bu sektör üzerinden hem kendi kasasını hem de yabancıların kasasını doldurduğunu ortaya koymuştuk. İslamcı geçinen bir hükümet döneminde şans oyunları sektörünün bu derece büyümesinin oluşturduğu çelişkiye dikkatleri çekmeye çalışmıştım.Bugün de milletimiz açısından bir başka çelişkiye dikkatleri çekmek istiyorum.Milletimizin şans oyunlarıyla medet ummasına aslında hiç gerek yok.Çünkü Türk milleti aslında dünyanın en zengin milleti.Nasıl mı?Dünyanın en büyük bor maden rezervi Türkiye'de değil mi?Evet.Dünyanın ikinci büyük altın madeni rezervine Türkiye sahip değil mi?Evet.Ülkemizin sahip olduğu mermer rezervinin tahmini değeri 2 trilyon dolar değil mi?Evet öyle.Fındık gibi yeri doldurulamaz bir üründe Türkiye 1 numara değil mi?Evet.Petrol, doğalgaz rezervi var mı?Var.Dünyanın en verimli toprakları Anadolu'da değil mi?Evet, Anadolu'da.Peki, sayamayacağımız kadar zenginliğe sahip bir ülkenin vatandaşları dünyanın en zengin insanları değil midir?Bu soruların hepsinin ortak cevabı 'evet'tir.O zaman bizim milletimize anasından emdiği süt gibi helal olan Allah'ın bağışladığı bu zenginlikler ayağının altında dururken insanımızın zengin olduğunu unutup, şans oyunlarının, kumarın peşinde koşmasına ne demeli?Ekonomik kriz arttıkça kumar sektörünün kumpasına düşen insanımızın sayısı da artıyor.Ama bugün içine düşülen durumun en büyük sorumlusu yine milletimiz?Yukarıda sadece birkaçını saydığım zenginlikleri devletmillet ortaklığıyla işletip Türk milletini altın tüccarı yapacağını söyleyen ve bu sözünü noter tasdikli taahhütnameyle muhkem bir şekilde dile getiren Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a milletimiz gerekli desteği verseydi bugün asla yakalayamayacağı haram paranın peşinde koşmak zorunda kalmazdı. Helal kazancıyla bir eli yağda bir eli balda, onurlu bir şekilde yaşıyordu.Ne diyelim kendi düşen ağlamaz.