Çağımızda 'zihin savaşı' kavramıyla ifade edilen yeni bir savaş türü doğmuştur. Zihin savaşı, meydanlarda değil, zihinlerde yapılan bir savaştır. Bu savaş, öyle bir savaştır ki, o kazanıldığında meydan savaşına gerek kalmayabilir. Bundan dolayı zihin savaşları meydan savaşlarının önüne geçmiş ve ondan daha fazla önem kazanmıştır. O nedenle ordular, yalnızca karada, havada ve denizde savaşmak için hazırlanmıyor, eğitilmiyor. Hem orduların içinde, hem de dışında zihin savaşı yapacak savaşçılar da yetiştiriliyor.Zihin savaşı kavramını ilk kullanan ve Pentagon'un literatürüne sokan Aquino'dur. Aquino, zihin savaşını şöyle tanımlamıştır: "Zihin savaşı, dost ve düşman bütün halklara karşı verilen stratejik ve psikolojik bir savaştır."Demek ki, zihin savaşında dost ve düşman ayırımı olmadığı gibi, haliyle müttefik ayırımı da yoktur. Bir başka deyişle herkes, her an, zihin savaşının hedefindedir. ABD, kendi halkına karşı da zihin savaşına sıkça başvurmaktadır. Özellikle dış ülkelere savaş açmadan ve operasyon yapmadan önce, halkına ve müttefiklerine yönelik zihin savaşını mutlaka uygular. Bundan da genellikle başarılı sonuçlar elde eder. İnsanlar, ancak yıllar sonra zihin savaşıyla aldatıldığının fakrına varabilir. O zaman da iş işten geçmiş olur.Zihin savaşının önderi sayılan Aquino, elektronik medyaya dikkat çekiyor ve şöyle diyor: "Yabancı kültürleri kendi ahlâk yapımızla yönlendiremezsek, o ahlâk sahipleri ile daha şiddetli savaşmak zorunda kalırız. Bu durumla karşılaşmamak için zihin savaşıyla milletleri şekillendirmeliyiz." Anlaşılacağı üzere Aquino, bu sözlerle asıl hedef olarak Müslümanları göstermektedir. Çünkü diğer milletlerden çok farklı ahlâka sahip olan Müslümanlardır. Onun için Batı medeniyetinin mensupları, İslâm ahlâkını, medeniyetleri için büyük bir tehdit ve tehlike olarak algılamaktadırlar. Zihin savaşının en büyük silâhı medyadır. Maalesef, Müslümanlar ?istisnalar hariç- medyayı bu anlamda kullanamamaktadır. Daha doğrusu zihin savaşında savunmasızız. Çünkü İslâm ülkelerindeki medyanın çoğu, milletini savunmuyor, tam aksine karşı saldırıda bulunuyor Bu konuda Alman gazeteci Udo Ulfkotte'nin itirafı çok ilginçtir. Belli bir süre CIA için çalıştığını ve CIA'nın "örümcek ağı sistemiyle" gazetecileri satın aldığını deşifre eden Ulfkotte, 'Satılmış Gazeteciler' adlı kitabında şöyle der: " Bazı Türk gazetecilerinin de CIA bordrolarında adı geçmektedir."Zihin savaşı yapıldığına göre, bunun doğal sonucu olarak zihin işgalleri de söz konusudur. Esasen zihin işgali, ülkelerin işgalinden daha tehlikelidir. Çünkü zihni işgal edilen milletler, özgüvenini ve milli değerlerini kaybeder ve dolayısıyla bir daha toparlanıp ayağa kalkmaları mümkün olmaz. Hepsinden kötüsü, zihin işgaline uğrayanların, bunun farkında olmamasıdır. Bu kişiler, davranışlarının doğru olduğunu ve onu kendi hür iradeleriyle yaptıklarını zannederler. O bakımdan onları ikna etmek çok güçtür. Zaten zihin savaşının amacı da budur.Bu nedenle zihni işgal edilenler, isteseler bile milletlerine hizmet edemezler. Ne yazık ki, İslâm ülkelerindeki liderlerin çoğu, bu durumdadır, yani zihni işgal edilmiştir. Onun içindir ki, o liderlerden kurtulmak, kurtuluşumuzun ilk ve en önemli adımıdır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018