Algı operasyonu sonucu gündeme getirilen sanatçı Sezen Aksu… Sürü psikolojisinden medet uman iktidarın ekonomide düştüğü çıkmazları örtmeye çare olur mu, ya da Türkiye'nin asıl gündemi olan ekonomik krizi unutturabilir mi! Halkımızın cevabı belli: Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsak da biz… Bir güzel şarkıdan alıntılarken sözlerimizi gelelim Sezen Aksu'nun şarkısına; sanatçıya kimisi "şarkıcı parçası" diyerek aşağılarken, kimileri de evinin önünde olacağız, diyerek tehdit etti. Son noktayı Cumhurbaşkanı Erdoğan koydu ve isim vermeden "dilini koparırız" dedi, cami imamının mikrofonundan.
İşin magazin tarafını bırakıp mevzuata yani hukuka bakalım. Zira yargı süreci başlarsa, "dil koparma", yargının görevi olacak, hukuk devletiysek eğer.
Ortada görünen iki suç var;
1-Dini değerleri aşağılamak suçu
TCK (Türk Ceza Kanunu) madde 216/3'e göre, "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Sezen Aksu, 5 yıl önceki şarkısında Hz. Adem ve Hz. Havva hakkında "cahil" sıfatını kullanmıştır. Bu yaklaşım TCK madde 216/3 kapsamındaki suç fiilini oluşturuyorsa cezayı gerektirir.
Söz konusu şarkı olunca şarkıyla soralım: Daha önceleri nerelerdeydiniz? 5 yıl önce yazılıp söylenmiş bu şarkı. Bir zamanlar "anayasa referandumu" için "yetmez ama evet" diyerek AKP'yi destekleyen sanatçı şimdilerde hedef gösteriliyor.
2-Nefret suçu
Kavramsal yaklaşım: Irk, etnik kimlik, milliyet, din, dil, renk, cinsiyet, yaş, fiziksel veya zihinsel engellilik gibi kişilerin temel ve değiştirilemez nitelikteki belirli bazı özellikleri, işlenen suçun sebebini oluşturmakta ise bu tür suçlar "nefret suçu" olarak adlandırılmaktadır. Nefret söylemi de suç oluşturmaktadır. Kötülüğün dili nefrettir.
Nefret söylemi, nefret suçuna giden sürecin çıkış noktası, yani nefret suçunun önünü açan tahammülsüzlüğün ve hoşgörüsüzlüğün dışavurumudur. Hedef alınan gruplara "Toplumda size yer yok" mesajı yinelenerek verilir ve bu durum kaçınılmaz olarak demokratik düzeni yıpratır. Zira insanın en temel hakkı olan "yaşama ve katılım hakkı" ihlal edilmiş olur.
Nefret nedeniyle işlenen suçlar, çok çeşitli şekillerde kendini gösterebilir. Sözlü taciz, tehdit, ad veya lakap takma, posta, telefon, mesaj veya e-postayla, sosyal medya ortamında rahatsız etme, duvar yazısı, hırsızlık, yağma, söz atma/sarkıntılık, elle taciz, tecavüz, yaralama ve öldürme gibi.
Nefret suçları, bireysel hayatları etkilemenin ötesinde, toplumun bireyleri arasında olması gereken eşitlik idealini, sosyal düzeni, barışı ve toplum hayatının kalitesini de zedelemektedir. Bu noktada TCK madde 216/ (1) ve (2) uygulama alanı bulur. TCK başka maddeleri de nefret söylemini yasaklamıştır.
Sezen Aksu için sarf edilen "şarkıcı parçası" sözü, hakaret; "evinin önündeyiz" tehdidi cezayı gerektiren nefret suçlarıdır.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023