Zikrullah, Allah ile ünsiyet sağlar
Esas gaye, Hak Teâlâ ile ünsiyet edebilmektir. Bunun da sağlanması, kalbin devamlı bir huzurla Allah Teâlâ’yı anmaya devam etmesiyle olur. Ve ancak bununladır ki son nefesin kötü olmasından emniyet hâsıl olur
08.06.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri dua ve zikir bahsinde şöyle buyurdu:
Dua ve zikirlere dair birkaç ayet-i kerime ve hadis-i şerif anlatalım:
"Bana dua ediniz, ben de size icabet edeyim." (Mü'min, 60).
"Namazı edâ ettikten sonra, Allah'ı ayakta, otururken ve yan üstü dururken anınız." (Nisa, 103).
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Gafiller arasında Allah'ı anan, ölüler arasındaki diri gibidir."
"Gafiller arasında Allah'ı anan, kuru otlar arasında yeşil ağaca benzer."
"Allah'ı anmak üzere toplanan her cemaati melekler kuşatır. Rahmet sarar. Allah, katında bulunanlara onları anlatır."
"Hangi cemaat, bir yerde oturur, Allah'ı anmaz; Peygambere salât ve selâm getirmezse bu halleri, kıyamet günü onlara nedamet getirir." "Ben ve benden önceki peygamberlerin dediği en faziletli kelâm, lâ ilahe illallahü vahdehu lâ şerike leh, cümlesidir."
"Her kim, namaz hitamında otuz üç defa Allah'ı tesbih eder, otuz üç defa hamd eder, otuz üç defa ona tekbir getirir ve bunları; lâilâhe illallahü vahdehu lâ şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve alâ külli şeyin Kadir cümlesiyle bağlarsa günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa, Allah tarafından bağışlanır. O cümlenin manası şudur: "Allah'tan başka ilâh yok; O birdir, şeriki yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na hâstır. Öldürür, diriltir. Her şeye gücü yeter."
Şöyle bir rivayet var; bir kişi Peygambere (s.a.v.) geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, dünyalık benden gitti. Elim daraldı." Peygamber Efendimiz bunun üzerine şöyle buyurdu: "Meleklerin namazı ile aran nasıl? Yaratılmışların yaptığı tesbihi ve onların rızıklandığı vasıtayı neyledin?"
O zat, Peygamberimizin (s.a.v.) buyurduğu cümlelerin anlamını sordu. Peygamberimiz (s.a.v.) onu cevaplandırdı ve şöyle buyurdu: "Subhanallahi ve bi hamdihi subhanallahil azim ve bihamdihi estağfirullah cümlesini tanyeri ağardıktan sonra, sabah namazı vakti gelinceye kadar yüz defa oku. Bunu yaparsan, dünya sana, ister istemez, zelil bir şekilde gelir. Ve bu cümledeki her kelimeden senin için bir melek yaratılır; Allah'ı tesbih eder, sevabı kıyamete kadar sana yazılır." O cümlenin mânâsı şöyledir: "Allah Subhan'dır, hamd O'na hastır. Allah Subhan'dır, Azim'dir; günahlarıma Allah'tan bağış dilerim."
"Bir kul, elhamdülillah dediği zaman yerle gök arası dolar. İkinci defa söyleyince yerin ve semânın yedi kat tabakası dolar. Üçüncü defa söyleyince Allah Teâlâ ona şöyle der: İste arzu ettiğin verilecek.»
"Yararlı olan işler şu cümlelerde toplanır: Lâ ilahe illallah ve subhanallahi vallahüekber velhamdülillahi velâ havle velâ kuvvete illâ billahil Aliyyil Azim." Manası: "Allah'tan başka ilâh yok, O Subhan'dır. Allah en büyüktür. Hamd Allah'a'dır. Başkasında ne güç ne de kuvvet var. Hepsi yüce ve Azim olan Allah'a mahsustur."
İbn Ömer'den gelen bir rivayete göre, "Yukarıdaki cümleyi her söyleyen bağışlanır; isterse denizköpüğü misali günahı olsun."
Bilesin ki, yukarıda anlatılan zikirlerin hangisi olursa olsun, söylendiğinde fayda umuluyorsa, kalbin mutlaka huzurda olması lâzımdır. Aksi halde faydası az olur.
Esas gaye, Hak Teâlâ ile ünsiyet edebilmektir. Bunun da sağlanması, kalbin devamlı bir huzurla Allah Teâlâ'yı anmaya devam etmesiyle olur. Ve ancak bununladır ki son nefesin kötü olmasından emniyet hâsıl olur.
En iyi bilen Allah'tır.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Dua ve zikirlere dair birkaç ayet-i kerime ve hadis-i şerif anlatalım:
"Bana dua ediniz, ben de size icabet edeyim." (Mü'min, 60).
"Namazı edâ ettikten sonra, Allah'ı ayakta, otururken ve yan üstü dururken anınız." (Nisa, 103).
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Gafiller arasında Allah'ı anan, ölüler arasındaki diri gibidir."
"Gafiller arasında Allah'ı anan, kuru otlar arasında yeşil ağaca benzer."
"Allah'ı anmak üzere toplanan her cemaati melekler kuşatır. Rahmet sarar. Allah, katında bulunanlara onları anlatır."
"Hangi cemaat, bir yerde oturur, Allah'ı anmaz; Peygambere salât ve selâm getirmezse bu halleri, kıyamet günü onlara nedamet getirir." "Ben ve benden önceki peygamberlerin dediği en faziletli kelâm, lâ ilahe illallahü vahdehu lâ şerike leh, cümlesidir."
"Her kim, namaz hitamında otuz üç defa Allah'ı tesbih eder, otuz üç defa hamd eder, otuz üç defa ona tekbir getirir ve bunları; lâilâhe illallahü vahdehu lâ şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve alâ külli şeyin Kadir cümlesiyle bağlarsa günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa, Allah tarafından bağışlanır. O cümlenin manası şudur: "Allah'tan başka ilâh yok; O birdir, şeriki yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na hâstır. Öldürür, diriltir. Her şeye gücü yeter."
Şöyle bir rivayet var; bir kişi Peygambere (s.a.v.) geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, dünyalık benden gitti. Elim daraldı." Peygamber Efendimiz bunun üzerine şöyle buyurdu: "Meleklerin namazı ile aran nasıl? Yaratılmışların yaptığı tesbihi ve onların rızıklandığı vasıtayı neyledin?"
O zat, Peygamberimizin (s.a.v.) buyurduğu cümlelerin anlamını sordu. Peygamberimiz (s.a.v.) onu cevaplandırdı ve şöyle buyurdu: "Subhanallahi ve bi hamdihi subhanallahil azim ve bihamdihi estağfirullah cümlesini tanyeri ağardıktan sonra, sabah namazı vakti gelinceye kadar yüz defa oku. Bunu yaparsan, dünya sana, ister istemez, zelil bir şekilde gelir. Ve bu cümledeki her kelimeden senin için bir melek yaratılır; Allah'ı tesbih eder, sevabı kıyamete kadar sana yazılır." O cümlenin mânâsı şöyledir: "Allah Subhan'dır, hamd O'na hastır. Allah Subhan'dır, Azim'dir; günahlarıma Allah'tan bağış dilerim."
"Bir kul, elhamdülillah dediği zaman yerle gök arası dolar. İkinci defa söyleyince yerin ve semânın yedi kat tabakası dolar. Üçüncü defa söyleyince Allah Teâlâ ona şöyle der: İste arzu ettiğin verilecek.»
"Yararlı olan işler şu cümlelerde toplanır: Lâ ilahe illallah ve subhanallahi vallahüekber velhamdülillahi velâ havle velâ kuvvete illâ billahil Aliyyil Azim." Manası: "Allah'tan başka ilâh yok, O Subhan'dır. Allah en büyüktür. Hamd Allah'a'dır. Başkasında ne güç ne de kuvvet var. Hepsi yüce ve Azim olan Allah'a mahsustur."
İbn Ömer'den gelen bir rivayete göre, "Yukarıdaki cümleyi her söyleyen bağışlanır; isterse denizköpüğü misali günahı olsun."
Bilesin ki, yukarıda anlatılan zikirlerin hangisi olursa olsun, söylendiğinde fayda umuluyorsa, kalbin mutlaka huzurda olması lâzımdır. Aksi halde faydası az olur.
Esas gaye, Hak Teâlâ ile ünsiyet edebilmektir. Bunun da sağlanması, kalbin devamlı bir huzurla Allah Teâlâ'yı anmaya devam etmesiyle olur. Ve ancak bununladır ki son nefesin kötü olmasından emniyet hâsıl olur.
En iyi bilen Allah'tır.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.