Sayın Ecevit'in Sayın Sezer'i ziyareti 15 dadika sürdü. Sayın Ecevit Başbakan... Sayın Sezer de Cumhurbaşkanı... Ziyaret haftalık ve olağan. Ancak gündemde "referandum" da var.
Bir an düşünelim; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en üstteki iki lideri haftalık ziyareti gerçekleştiriyorlar. İçinde bulunduğumuz dahili ve harici şartlar her bakımdan çok önemli ve bir o kadar da sıcak ve tehlikeli.
İçte siyasi bunalım, ekonomik iflas, halk perişan, her an bir sosyal patlama olabilir, dolar 1milyon 600 bini geçti, bütün hesaplar ve dengeler bozulmuş vaziyette...
Dışta itibar kaybı devam ediyor, hiç bir etkinlik yok, Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Türk dünyasında, Afganistan ve çevresinde kaleler bir bir düşerek lider ülke yerine "taşeron" duruma geldik.
Ve Amerika'dan tam destek... Nasıl bir destekse durum içte ve dışta kısaca belirttiğimiz gibi. Desteğin mana ve mahiyetini anlamak isteyenlere tekrar bir hatırlatma yapabiliriz. Evet bu destek nasıl bir destek ise dolar dünyada değer kaybederken bizde her an yükseliyor. Yukarıda yazdığımız gibi 1milyon 600 bin sınırını çoktan aşmış durumda. Yani biz Amerika'nın tam desteği ile 1milyon 600 bin liradan da fazlasını bir araya getirdiğimiz takdirde bir Amerikan dolarını alma şansını yakalamış vaziyetteyiz. Böyle devam ederse bir çuval TL ile bir doları alma imkânını da elde edeceğiz herhalde!..
Ülkenin manzarası elbette bu kadar değil. Ama herkesin bıçak sırtında yaşadığı bir ortamda da dünya tamamen ateşten bir çember olmuşken Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'nı ziyareti 15 dakika sürebiliyor. Tesadüfen dahi bir araya gelseler saatlerce sürmesi gereken bir ziyaret böyle bir ortamda 15 dakikada bitiyor.
İşte Türkiye'nin bir başka fakat en üst noktadan manzarası budur. Ve Başbakan bu ziyaretinde "onu demedim, bunu demedim, ayrıldım" anlamında bir açıklama ile meseleyi bütün çıplaklığı ile açıklıyor.
Hiç bir fert Türkiye'nin ve dünyanın normal bir süreçten geçtiğini söyleyemez. Şartlar gerçekten ağır ve tehlikelidir. O halde millet olarak, bütün fert ve kurumları ile her zamankinden çok bugün birlik ve beraberliğe, dayanışmaya, yardımlaşmaya, birbirimizi anlamaya ve dinlemeye muhtacız.
Her kademede öndekiler doğru yürümeli ki halk arkalarında doğru yürüsün. Şimdi bir de bu açıdan siyaset ve devlet adamlarımızın kendi durumlarının muhasebesini yapmaları gerekmez mi?
İşte 15 dakikalık ziyaretin düşündürdüklerinden bir kaç hatırlatma...
Bugün bu açıdan ülke meselelerine bakıldığında temel problemin ekonomiden çok veya ileri sürülen ülke ve dünya şartlarından çok siyaset ve devlet adamlarımızdan kaynaklandığını görürüz.
Kendi milletvekillerinin dahi memnun olmadığı bir iktidar ve siyaset anlayışında ısrar edenlere Sayın Cumhurbaşkanı'nın referandum kapısını açması esasen mevcut iktidarın ve ülkenin önüne konmuş altın bir fırsattır.
Dolayısıyla halktan kaçan bir meclisin ve onun iktidarının bu davranışı ile de halktan nasıl koptuklarını göstermiş oluyorlar.
Bugün referandumdan kaçmak esasen referandumun neticesini ilan etmek demektir.
15 dakikalık ziyareti bir de bu açıdan değerlendirmekte fayda var.
Bir an düşünelim; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en üstteki iki lideri haftalık ziyareti gerçekleştiriyorlar. İçinde bulunduğumuz dahili ve harici şartlar her bakımdan çok önemli ve bir o kadar da sıcak ve tehlikeli.
İçte siyasi bunalım, ekonomik iflas, halk perişan, her an bir sosyal patlama olabilir, dolar 1milyon 600 bini geçti, bütün hesaplar ve dengeler bozulmuş vaziyette...
Dışta itibar kaybı devam ediyor, hiç bir etkinlik yok, Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Türk dünyasında, Afganistan ve çevresinde kaleler bir bir düşerek lider ülke yerine "taşeron" duruma geldik.
Ve Amerika'dan tam destek... Nasıl bir destekse durum içte ve dışta kısaca belirttiğimiz gibi. Desteğin mana ve mahiyetini anlamak isteyenlere tekrar bir hatırlatma yapabiliriz. Evet bu destek nasıl bir destek ise dolar dünyada değer kaybederken bizde her an yükseliyor. Yukarıda yazdığımız gibi 1milyon 600 bin sınırını çoktan aşmış durumda. Yani biz Amerika'nın tam desteği ile 1milyon 600 bin liradan da fazlasını bir araya getirdiğimiz takdirde bir Amerikan dolarını alma şansını yakalamış vaziyetteyiz. Böyle devam ederse bir çuval TL ile bir doları alma imkânını da elde edeceğiz herhalde!..
Ülkenin manzarası elbette bu kadar değil. Ama herkesin bıçak sırtında yaşadığı bir ortamda da dünya tamamen ateşten bir çember olmuşken Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'nı ziyareti 15 dakika sürebiliyor. Tesadüfen dahi bir araya gelseler saatlerce sürmesi gereken bir ziyaret böyle bir ortamda 15 dakikada bitiyor.
İşte Türkiye'nin bir başka fakat en üst noktadan manzarası budur. Ve Başbakan bu ziyaretinde "onu demedim, bunu demedim, ayrıldım" anlamında bir açıklama ile meseleyi bütün çıplaklığı ile açıklıyor.
Hiç bir fert Türkiye'nin ve dünyanın normal bir süreçten geçtiğini söyleyemez. Şartlar gerçekten ağır ve tehlikelidir. O halde millet olarak, bütün fert ve kurumları ile her zamankinden çok bugün birlik ve beraberliğe, dayanışmaya, yardımlaşmaya, birbirimizi anlamaya ve dinlemeye muhtacız.
Her kademede öndekiler doğru yürümeli ki halk arkalarında doğru yürüsün. Şimdi bir de bu açıdan siyaset ve devlet adamlarımızın kendi durumlarının muhasebesini yapmaları gerekmez mi?
İşte 15 dakikalık ziyaretin düşündürdüklerinden bir kaç hatırlatma...
Bugün bu açıdan ülke meselelerine bakıldığında temel problemin ekonomiden çok veya ileri sürülen ülke ve dünya şartlarından çok siyaset ve devlet adamlarımızdan kaynaklandığını görürüz.
Kendi milletvekillerinin dahi memnun olmadığı bir iktidar ve siyaset anlayışında ısrar edenlere Sayın Cumhurbaşkanı'nın referandum kapısını açması esasen mevcut iktidarın ve ülkenin önüne konmuş altın bir fırsattır.
Dolayısıyla halktan kaçan bir meclisin ve onun iktidarının bu davranışı ile de halktan nasıl koptuklarını göstermiş oluyorlar.
Bugün referandumdan kaçmak esasen referandumun neticesini ilan etmek demektir.
15 dakikalık ziyareti bir de bu açıdan değerlendirmekte fayda var.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010