Ülkemizdeki siyaset mantığını hayretle ve dehşetle izliyorum. Meclisteki partiler ve liderler kendilerini inkar ediyor, geçmişlerini yok sayıyor ve diyorum ki, kendilerini inkar eden, geçmişlerini yok sayanlardan devlet ve milletimize fayda gelmez.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın dediği gibi 'siyasete acil format atılması' şarttır. Türkiye Cumhuriyeti, fabrika ayalarına dönmelidir.
İşe bak ya hu! Atatürk, 'bu topraklar üzerinde yaşayan ve Müslüman olan herkes kardeştir, bir millettir. O milletin adı da Türk Milleti'dir' diyor. CHP, HDP'nin sözcülüğüne soyunuyor. İYİ Parti duruş gösteremiyor.
Ya şu yolsuzluk iddiaları! Anlaşılır gibi değil. Biz bu filmi biliyorduk, izlemiştik de. Sayın Bahçeli'de izlemişti. Öncesini de biliyordu.
14 Temmuz 2009'da yani 17-25 Aralık 2013'ten önce Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik sözlerine Devlet Bahçeli şöyle cevap veriyordu:
'Partisi AKP yedi yıllık iktidar döneminde yolsuzluk çamuruna batmış, kurumsal yolsuzluk markası haline gelmiştir. Başbakan milletvekili dokunulmazlığının arkasına saklanarak yargı önünde hesap vermekten kurtulmaya çalışan bir adalet kaçağıdır.
Bu hazin tablo karşısında kimin aklanmak için deterjan ihtiyacı olduğu ortadadır. Aklanma, yıkanma ve temizlenme yeri bağımsız Türk mahkemeleridir.'
Ya 17-25 Aralık süreci!
Bugün, 'Sosyal medya düzenlemesi hukuki bir temele bağlanmalıdır. Türkiye bir hukuk devletidir. FETÖ yöntemleriyle sonuç almaya ve siyaseti dizayn etmeye çalışmak karanlık bir teşebbüstür. Türkiye'nin önüne taş koymaya muktedir olamayacaklardır' diyen Sayın Bahçeli o gün FETÖ kumpasına inanmıyordu.
Yani bugün Sedat Peker'in iddialarına inanmayan Sayın Bahçeli o gün, FETÖ iddialarına inanıyordu.
Malumunuz 17 Aralık 2013'ün sabah saatlerinde medyaya ses kayıtları, görüntüler vs. düştü.
Aynı günün akşamında Sayın Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada şöyle diyordu:
"İstanbul'daki yolsuzluk operasyonu bir kez daha göstermiştir ki, hükümet boyunu aşan kir ve karanlık işlere bulaşmış, çıkar ilişkilerinin, kul ve yetim hakkını gasp eden ahlaksızlıkların merkez üssü haline gelmiştir.
Nitekim Başbakan Erdoğan'ın yönetimi altında Türkiye resmen; yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların hâkimiyeti altına girmiştir.
Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz hırsızlar, yağmacılar, talancılar, hortumcular, yan kesiciler, komisyoncular, tefeciler ve tufeyliler AKP hükümetinin etrafında öbek öbek toplanmışlar, aynı amaca doğru yönelmişlerdir.
Şu günkü şartlarda, hükümetin sevk ve idare ettiği yolsuzluk ve hukuksuzluk kervanı gizlenemeyecek, saklanamayacak ve örtülemeyecek kadar büyümüş, kökleşmiş, her tarafı sarmıştır."
Komutanlarının ses kayıtları çıkarken görmezden geliyordun. Şimdi ne oldu?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Erdoğan'a yüklenen MHP lideri, işadamlarının telefon kayıtlarını sordu.
'Ordu komutanlarının ses kayıtları çıkarken görmezden geliyordun. Şimdi ne oldu?" diyordu. (Şubat 2014)
MHP lideri Bahçeli Afyonkarahisar'da konuştu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Afyonkarahisar'da düzenlenen mitingde konuştu.
''Uzaktan kumandalı basını da etki altına aldı. Yasama, yürütme, yargı sana hizmet eder hale geldi. Basın ve medya da sabahtan akşama kadar RTE dizisiyle kamuoyunu meşgul ediyor.
Erdoğan, güç çılgınlığında. Her şeyi 'ben ben' dedirtmiştir. O zaman demokrasiyi baskı altına alıp diktatörlüğe giden yola doğru kaymaya başlamıştır. Erdoğan, güçle şımarmıştır. Türkiye'yi artık tek adam olarak ben yönetebilirim diyor.
Sayın Başbakan'a bir soru daha soruyorum. Saat 6.30-7.30 arasında 17 Aralık'ta bir savcının kolluk kuvvetlerine verdiği talimatla 41 eve baskın yaparak, bazı kişileri tutuklaması sonrası bilgi sana intikal ettiğinde panikleyerek oğlun Bilal'i aradın mı, aramadın mı?
Aniden savcı kıyımı, 8 bin polisin dağıtılmasıyla 74 günde ne çabuk çıktılar?
Bu kişi acaba içerdeyken sana haber mi gönderdi? Beni kurtarmazsanız yakarım sizi mi, dedi.
(…) Bu algı yönetimi komplo gibi montajı ortaya çıkardı. Ne varsa reddediyor. Nereye kadar reddedeceksin.
Başbakan şimdi 'montaj' diyor. İki tane kavram öne sürmüşler. 'Komplo ve montaj' diyeceksin. Sonra bunları yapanları bir kişinin veya bir grubun üzerine yıkacaksın
Sen, Türkiye'de herkesi doğru yanlış araştırmadan 'bunlar haşhaşi, alçak, hain' diyorsun. Sana yargı yolu ile darbe yapacaklarını söylüyorsun. 88 gündür milleti aldatıyorsun." (Mart 2014)
Konu aynı. İddialar aynı. Fiiller aynı. Merak ediyorum: Dün suçlama makamındakiler bugün neden savunma makamına oturdular?
Bizim anlayamadığımızı, göremediğimiz nedir? Anlatsınlar da öğrenelim!
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025