2007'de çok şeyler kaybettik

2007'den 2008'e geçtik. Öncelikle 2008 yılının milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum.2007 yılında gerek ülkemiz açısından gerekse dünya genelinde siyasi, sosyal, askeri, ekonomik?çok önemli gelişmeler yaşandı.Eğer "Genel anlamda 2007'yi nasıl hatırlıyorsunuz" diye sorarsanız, karamsar olarak cevap vermek durumundayım. Yine binlerce masum insan öldü, öldürüldü, katliamlar yapıldı; ülkeler işgal edildi, dünyada maddi menfaatler uğruna söz sahibi olmak isteyen birileri başta Ortadoğu coğrafyası olmak üzere kasıp kavurdu; birileri cebini ve midesini daha fazla şişirirken, dünyanın ekserisi biraz daha perişan oldu.2007 yılı küreselleşmenin yıkıcı gücünün biraz daha arttığı bir yıl oldu.Dilerseniz, ders almak babından 2007'yi ülkemiz açısından biraz değerlendirelim.ABD, AB ve IMF'ye biraz daha bağımlı hale geldik.ABD'nin Ortadoğu'da hazırladığı BOP tuzağının içine biraz daha girdik.Şehitlerimizin sayısı günbegün arttı.Terör şehirlere taşındı.PKK siyasallaşma sürecini hızlandırdı."Federasyon" sesleri Meclis'imizin içinden yükselmeye başladı.Barzani devletleşme yolunda önemli adımlar attı.İran'la kapıştırılma senaryoları biraz daha netleşmeye başladı.Komşu ülkelere yapılan işgallerle ve buralarda yapılan yıkımlarla biraz daha yalnızlaştık.Küresel güçlerin Ortadoğu işgaline biraz daha taşeronluk yaptık.Kıbrıs biraz daha bizden uzaklaştı.AB sürecinde daha fazla tavizler verdik, ama AB'ye bir adım bile yaklaşamadık. AB biraz daha gerçek yüzünü göstermeye başladı. Sözde soykırım iddialarında biraz daha köşeye sıkıştırıldık.Ailelerimiz biraz daha parçalandı, gençlerimiz biraz daha alkol ve uyuşturucu bağımlısı oldu.Toplumumuzun ahlaki değerleri biraz daha köreldi.Misyonerlik faaliyetleri sessiz ve derinden biraz daha arttı, gençlerimiz biraz daha Hıristiyanlaştırıldı.Ülkemizde işlenen dış kaynaklı cinayetlerle ve milletimize yapılan iftiralarla, milli direncimiz biraz daha kırıldı.Borçlarımız katlanarak arttı.Cari açığımız, dış ticaret açığımız, ithalatımız biraz daha arttı.Kamu şirketlerimiz, madenlerimiz, arazilerimiz biraz daha elimizden çıktı.Ekonomimiz biraz daha yabancıların kontrolüne geçti.En stratejik sektörümüz olan tarımda darbe üstüne darbe yedik. En temel ürünleri ithal etmeye başladık. Yaptığımız hataların faturasını kuraklığa kestik.Sanayicimiz, ihracatçımız, esnafımız, memurumuz, işçimiz, çiftçimiz, emeklimiz? biraz daha mağdur oldu.Ülkemiz için büyük gayretlerle çalışan değerli bilim adamlarımızı suikaste kurban verdik.??..Daha ne diyelim, 2007 hakkında karamsarım dediğimde bahsettiğim bu tabloya baktığımızda sizce haklı değil miyim?Sinekten yağ çıkarırcasına bu karamsar tabloyu, zorlanarak, illaki pembe göstermek isteyenler olacaktır, ama ben yukarıdaki tabloyu hiç zorlanmadan aktardım. Çünkü bunlar 1 yıl boyunca yaşadığımız gerçekler. Fazla detaylara da girmedim, eğer girseydim, ya da yaşanan olumsuz gelişmelerin tamamından bahsetseydim emin olun ki sayfalar yetmezdi. Peki, hiç mi olumlu bir gelişme olmadı? 2007'ye nankörlük de etmeyelim. Gerek ülkemiz ve milletimiz, gerekse tüm insanlık için önemli bir gelişme yaşandı.Bir Türk bilim adamının ortaya koyduğu "insan merkezli" ekonomik çözümler dünyanın en önemli bilim şehirlerinden biri olan Almanya'nın Heilderberg şehrinde dünyanın sayılı bilimadamları tarafından takdir edildi.Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli 30-31 Mart 2007 tarihinde yapılan 3. Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde masaya yatırıldı ve Alman, Fransız, İngiliz, ABD'li, Hollanda'lı, Rus, İtalyan, Bulgar, İspanyol, Estonya'lı, Litvanya'lı? yüzlerce bilim adamı tarafından "çözüm" olarak kabul edildi. Hepsi Prof. Dr. Haydar Baş'ın eserindeki çözümleri bir bir saydılar ve Kapitalizmin yanlışlarını Kapitalizmin merkezinde dile getirdiler.Atatürk'ün "Bir Türk dünyaya bedeldir" ifadesi Heidelberg'de yerini buldu.Aynı başarıyı siyasilerimizden de bekliyoruz, ama bunun için ABD, AB ve IMF boyunduruğundan kurtulmak gerek. Hem seni yok etmek isteyenlere ram olup hem de gerçek bir başarı ortaya koyabilmek mümkün değil.İnşallah, duamız odur ki, ülkemizin geleceğine yön verenler, dünyanın bilim adamları tarafından da çözüm olarak kabul edilen "Milli Ekonomi Modeli" ile 2008 yılında buluşurlar da Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu bu uluslararası akademik başarı, siyasetimizde, ekonomimizde, dış politikamızda, toplumsal sahamızda da yaşanır.