Bir dostum gönderdi...
Okullarda doğru bilgiye ulaşma ve önüne çıkan bir bilgiyi değerlendirme konusunda hiçbir eğitim verilmemektedir. (Oysa öğrenci, hayatı boyunca bilgi ile meşgul olan insandır!) Bunun sonucu olarak insanların beyninin yüzde 80'i kaynağı belli olmayan yanlışlarla doludur. Bu yanlışlar denizinden kurtulmanın tek yolu, bilgi değerlendirme metotlarını öğrenmektir.
Bu konuda bilmen ve hayatının son gününe kadar unutmaman gerekenleri aşırı detaya girmeden aşağıya yazıyorum. (Tabi burada kastettiğim önemli bilgilerdir, yoksa basit bilgiler değil.)
Bir bilgiyi değerlendirip doğru olup olmadığına karar verme yetkisi sadece konunun uzmanına aittir! Konunun uzmanı olmayan bir kişinin, kendi başına önemli bir bilgiyi değerlendirmeye kalkışması ve bu şekilde doğruyu bulmaya çalışması tam bir faciadır. Çünkü insan beyni Allah tarafından bilgiye bağımlı olarak yaratılmıştır. Bir konuda 20 bin sayfa bilgiye sahip bir uzman ile 1 sayfa bilgiye sahip bir kişinin durumu aynı değildir. İkinci kişi "Benim de beynim var, ben de düşünerek doğruyu bulabilirim" diyemez! Biz beynin yok demiyoruz ki, yeterli bilgin yok diyoruz.
O halde, önüne çıkan bir bilgiyi kendi başına değerlendirmek ilk bilgi değerlendirme metodudur. Ancak, ille de bu birinci bilgi değerlendirme metodunu kullanmak isteyen kişi, konunun uzmanı haline gelmek zorundadır. Mesela uzman olmak o konuda 5 yıl sürüyorsa, 5 yıl çalışır, uzman olur, ardından o bilgiyi uzman olarak kendi başına değerlendirir.
Bilgi değerlendirmenin ikinci metodu: uzmana sorma metodu.
Benim önüme çıkan önemli bilgiyi değerlendirmek için uzman olacak kadar zamanım ve imkânım yok diyen kişi, bu ikinci metodu seçer. Ömrünün 30 yılını bu işe vermiş uzmana sorar ve uzmanın söylediğini doğru olarak kabul eder ve 5 yıl yerine 5 dakikada doğruyu bulur. Uzmana ise, bu niye böyledir diye asla sormaz. Çünkü uzman olmadığı için en ufak açıklamada beyni yüzlerce yeni soru ile dolar. Kısaca, işin içinden çıkılamaz.
Bu bilgi değerlendirmenin öneminden dolayı Kur'an'da bu konuya geniş yer ayrılmıştır. Allah, bu ikinci metodun kullanılabilmesi için çok önemli bir şart ortaya koymuş ve soru sorulacak kişinin uzman olmasının soru sormak için yeterli olmadığını söylemiştir. Soru sorulacak kişi 2 şartı aynı anda taşımalıdır:
a. Konunu uzmanı olmalı
b. Ahlaklı olmalıdır.
Hem konunun uzmanı olur, hem de ahlaksız olursa o zaman kişiyi 30 yıl parmağının ucunda oynatır!
O halde, bilgi değerlendirmenin ikinci metodunu uygulamak isteyen kişi, zaman ve emek harcayıp ahlaklı bir uzman bulmak zorundadır: Allah'a şükür ki, bunu bulmak, (5 yıl uzman olmak için çalışmak yerine ) 1 ayda hallolabilecek bir şeydir.
Allah bu 2 metot dışında bir bilgi değerlendirme metodu yaratmamıştır!
Oysa insanlar tembellikleri nedeniyle, (şeytanın da desteği ile) kıçlarından bir metot (!) daha uydurmuşlardır. Buna ben bir isim koydum: 30 saniye metodu.
Bu aslında mercimek çorbasına ne kadar tuz konacak gibi önemsiz konularda kullanılması gereken bir metottur. Ama insanlar sonsuz önemdeki konular için bile, yukarıdaki 2 metodun yerine bu şeytan işi metodu kullanıyorlar. Üstelik bu mantık dışı metotla elde ettikleri sonuçları doğru (!) kabul edip hayatlarında kullanıyorlar! Bu ise onların hayatlarının sonuna kadar yanlış denizinde yüzmelerine neden oluyor!!!
Peki, nedir bu 30 saniye metodu? Bir konunun uzmanı olmayan bir kişinin önemli bir konuda kendi başına kafasındaki yarım sayfa veya 6 cümle bile tutmayan bilgiyi bir mantık zinciri haline getirip sonuç üretmesidir, doğru üretmesidir!!! Bir Türk'ün 6 cümleden bir sonuç çıkarması 30 saniyeden az zaman aldığından, bu metoda 30 saniye metodu ismini verdim.
Kısaca çevremiz 30 saniyecilerle dolu.
Adam diyor ki bu konuda doğru budur. Adama soruyoruz, bu kadar kesin konuştuğuna göre, sen bu konunun uzmanısın herhalde?
Cevap: Yoo
Ha, tamam! O zaman, bu konuya çok önem verip ahlaklı bir uzman bulup ondan doğruyu öğrendin ve bize aktarıyorsun o halde?
Cevap: Yoo
O halde, doğruya nasıl ulaştın? Hayatın boyunca sağdan soldan duyduğun 6 cümleden sonuç çıkarıp ona doğru mu diyorsun?!
Yahu o mantık zincirinin 6 halkası bari doğru olsa! Birinci cümleyi otobüste konuşan 2 kişiden duyarak öğrenmiş. İkinci cümle televizyondan. Üçüncü cümle tanımadığı bir kişinin yolladığı zincir emailden. Dördüncü cümle, internette okuduğu bir yazıdan, beşinci cümle gazeteden vs. Böyle doğru mu üretilir yahu? Madem doğru üretmek bu kadar kolay, insanlar 20 sene niye okula gidiyor? Oğlunu 3 ay okuma öğreninceye kadar okula yolla ve okuldan al o zaman. İnsanlar akıl (beyin) bilgiye bağımlı olduğu için, yeterli bilgi olmadan beyin doğru üretemediği için bilgilerini artırmak amacıyla okula giderler. Doğruya ulaşmak için gereken bilgi miktarı düşündüğümüzden çok olmalı ki, konu çok önemli olmalı ki, 20 yıl okula gidiyorlar!
Bu mantık doğrultusunda ilk anlaşılması gereken internetin doğruya ulaşmak için bir bilgi kaynağı olarak kullanılamayacağı gerçeğidir.
İnternet ancak uzman için bir bilgi kaynağıdır. Ya da ahlaklı uzman bulmak için kullanılabilir. Yoksa internet "30 saniyecileri yanlışa sürükleme makinası olmanın dışında" hiçbir işe yaramaz.
Bu 30 saniyecilik insanların kanına öyle işlemiş ki, yukarıdaki bilgileri hayatında ilk kez duyan bir kişi, bu akıl ve din dışı 30 saniyecilikten yarın sabah kurtulmaya karar verse bile, bu kurtulma işi en az 5 yıl alıyor. Nefsi bir hastalıktan başka bir şey değil bu!
Kısaca bu bilgiler detaylı örneklerle insanlara okullarda öğretilmedikçe, insanlar 30 saniyeciliğe aynen devam edecek, insanların bu huyunu kullanıp onları kandıranlar da daha yüzlerce yıl kıs kıs gülecekler! Kendi isteklerini insanlara doğru diye yutturmaya devam edecekler! 30 saniyeciliğin insanı getireceği son nokta görülebilsin diye uzmanlar birkaç yılda bir, 30 saniyeci milyarları kandırma projesi hazırlarlar. Mesela bir ara dünyanın yarısını, insanlığın aya gitmediğine delillerle (!) inandırdılar!
Sonuç olarak, bu bilgi değerlendirme metotlarını önce kendimiz öğrenmeli ve uygulamalı, ardından ailemize, çocuklarımıza dünyanın en önemli bilgisi olarak öğretmeliyiz.
- Gadir-i Hum Bayramı neden önemli? / 02.08.2025
- Kaçınılmaz arz fazlası / 14.04.2025
- Vasiyet ve sözleşme / 13.04.2025
- Chat Gpt ile MEM üzerine / 04.04.2025
- Gençlerin yurt dışı hayalleri / 03.02.2025
- Uzayda yaşam / 28.01.2025
- Terörist muhalifler! / 12.12.2024
- Mustafa / 09.11.2024
- Üçüncü boyut / 29.10.2024