AB bize hayvan haklarını öğretecekmiş!

Mübarek Kurban bayramının hemen ardından siyasi içerikli bir yazıyla sizleri sıkmak gibi bir niyetim yoktu. Hatta kafamda Kurban bayramı, kurban ibadeti ve kurban kesimi sırasında çocukların iddia edildiği gibi bu törenden olumsuz etkilenmedikleri, aksine psikolojik anlamda ölüm, "can" kavramı ve ilahi bedel ödemenin tüm detaylarına vakıf olduklarına dair bir yazı şekillendirmiştim. Bu yazıyla, özellikle medyanın zorlama bazı görüntüler ve fotoğraflar eşliğinde "çocuklar bu vahşetten olumsuz etkileniyor" şeklinde provoke etmesi üzerinde yoğunlaşıp, televizyonlarda kendilerine zerkedilen şiddet görüntüleri ve "sanal kan" aldatmacasıyla psikolojileri bozulan çocuklarımızın, kurbandan akıtılan kanın alınlarına sürülmesi geleneğiyle nasıl tedavi edildiklerine dair bir tahlil yapacaktım. Ama olmadı? Medya ve bazı siyasi partiler konuyu ne yapıp edip AB'ye bağlayınca biz de Kurbanla ilgili yazımızı siyasi bir yazıya feda ettik? Kurban yazısı inşallah seneye?

***

Atatürk'ün kurduğu Türkiye'nin ilk partisi CHP'nin başına getirilmek istenen Zülfü Livaneli şöyle diyor:

"Türkiye karşıtı bir Batılı politikacı olsam, tek yapacağım şey; vahşi kurban bayramı görüntülerini alıp internete koymak ve "Bu ülkeyi mi AB'ye alıyorsunuz?" diye sormak olurdu."

?

"Kimse kendini kandırmasın; bu bir ibadet değil düpedüz bir şiddet ve kan bayramı.

Eğer kendi kendimize bunu düzeltemiyorsak Avrupa Birliği'nin dayatmalarda bulunması gerekir.

AB liderlerini ve AB parlamentosundaki arkadaşlarımızı bu konuda uyarmak da bizim görevimiz."

Kurban Bayramına yeni isim de bulmuş Livaneli "Kan Bayramı". Ramazan Bayramını "şeker bayramı" yapabilmek için kılıktan kılığa giren zihniyet Kurban'da ölçüyü iyice kaçırıp "vahşet ve barbarlık şöleni" gibi tanımlamalara da giriyor. AB karşısında girdikleri aşağılık kompleksinin en aşağılık hallerini yaşıyorlar. Türklükten ve İslam'dan duydukları rahatsızlığı Kurban bayramında vatandaşlarımızın kestikleri kurbanlar üzerinden yürütüyorlar.

Burada Zülfü Livaneli örneğini vermemdeki tek sebep, bugünlerde kendisine CHP Genel Başkanlığının uygun görülüyor olması. Livaneli gibi kendi ülkesine, değerlerine, insanına ihanet içinde onlarca köşe yazarı ve sözde aydın bulunuyor. Medya dört koldan "Türkiye'den vahşet manzaraları" başlığında haberler yapıyor. Yerel gazetecilere yüklü miktarda paralar karşılığında özel fotoğraf ve görüntüler çektirterek, tüm Türkiye'de kurbanlara eziyet ediliyormuş havası estiren medya, Türkiye'yi AB'ye şikayet ediyor: Bu Türkiye AB'ye alınır mı?

AB de medyanın bu şikayetleri üzerine Türkiye'ye şöyle bir mesaj yolluyor: "Türkiye ile görüşmelerde kurban konusu çok önemli bir yer tutacak. Türkiye AB'ye girmek istiyorsa, kurallarına uymak zorunda." Gazetelerin ifadesine göre "AB Türkiye kurban hesabı" soruyor ve insan haklarından sonra hayvan haklarını da garanti altına alacağını beyan ediyor. Gerçekten trajikomik bir vak'a!

Her yıl Noel kutlamaları bahanesiyle milyonlarca hindiyi göstere göstere mideye indiren, milyonlarca körpe çam ağacını katleden, et tüketiminde Türkiye'yi 10'a katlayan Avrupa, Türkiye'ye hayvan hakkını korumayı öğretecek!

Tarihte, içlerinde cadı var gerekçesiyle milyonlarca kadını canlı canlı yakan Avrupa'nın Türkiye'ye insan hakları dersi vermesi gibi saçma bir durum bu!

Göçmen kuşları, sokak hayvanlarını, ağaç ve bitkileri özel kanunlar çıkarmak suretiyle koruma altına alan Osmanlı'nın torunlarına bunu yapmak abesle iştigalden başka bir şey değil! Herkes haddini bilsin.