İKÖ - AB Forumu iptal edildi. Bu kararın alınmasında Rumların ve Yunanistan'ın etkin olduğu kulislerde konuşuluyor.
4-5 Ekim günlerinde düzenlenmesi planlanan bu foruma, şöyle cafcaflı ve janjanlı "medeniyetler buluşması" diye bir de isim bulunmuş .
Medeniyetleri aynı karede buluşturma sevdasında olanlar bu forumun iptal edilmesinden sonra ne yapacaklarını şaşırmış olmalılar. Çünkü medeniyetler buluşamadı. Oysa bu konuda uzun zamandır "siyasisinden", "hocaefendisine" bazı kişiler çok gayret etmişlerdi.
Ama merak etmeyin bu konuda çok azimlidirler, medeniyetler buluşması sevdalıları -yoksa dinlerarası diyalogçular mı demeliydim - hemen kolları sıvayıp yeni bir buluşma ayarlarlar.
Hepsi aynı kapıya çıkıyor, aynı yerden doğuyor, aynı hedefe ulaşmayı amaçlıyor ve aynı güç odağı tarafından yönlendiriliyor. Her iki isim de Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin altını dinamitliyor.
Avrupa Birliği, Kofi Annan'ın adıyla anılan Kıbrıs çözüm(!) planında "Kıbrıs Türk Devleti" diye bahsedilmesinden rahatsızlık duymamış ve desteklemişti.
Avrupa Birliği, bu forumda yan çizdi ve KKTC'nin İKÖ'ye Annan Planı'nda öngörülen sıfatla katılmasını içine sindiremedi ve "medeniyetler buluşması" bizimkilerin kursağında kaldı.
Haddi zatında "medeniyetler buluşması" ve "dinlerarası diyalog" bazı siyasilerimiz ve hocaefendi lakaplı birileri tarafından platonik aşk havası içerisinde yaşanmakta ve kendi kendilerine gelin güvey olma anlamı taşımaktadır.
İşte Avrupa Birliği'nin ikiyüzlülüğü ortada. Dün "evet" dedikleri şeye bugün yüzleri kızarmadan pişkin pişkin "hayır" diyebiliyorlar.
Utanmayan adama, utanmayan siyasilere ve utanmayan milletlere hiçbir zaman güvenmeyeceksiniz!
Dün Annan Planı'nda geçen "Kıbrıs Türk Devleti" ifadesine tanıma anlamı çıkmadığı için destek veren AB, bugün KKTC'yi tanıma anlamı ortaya çıkar gerekçesiyle foruma katılmıyor.
KKTC'de raferandumda verdiği sözü tutmayan AB'nin, Türkiye'nin birliğe üyeliği konusunda -siyasi ve diğer kriterleri sonuna kadar yerine getirsek bile- verdikleri sözü tutacaklarının herhangibir garantisi var mı?
Hiçbir garanti yok efendim. Buna rağmen her türlü tavizi veren siyasilere ne demeli bilmiyorum.
Nitekim Bürüksel 'den Geçtiğimiz hafta Ankara'ya iletildiği ifade edilen teklif mektubunda " size müzakere tarihi vereceğiz ama müzakereleri istediğimiz zaman askıya alabiliriz." denilmiştir. Görüldüğü gibi AB gerekli gördüğü taktirde müzakereleri askıya alacağını ifade ediyor. Yani hiçbir garanti yok.
Önümüze getirdiği ve getireceği şartları her yerine getirdiğimizde AB, elimize yalnızca adı farklı olan uzun bir görev listesi tutuşturacaktır.
Bizden yerine getirmemizi istedikleri ve isteyecekleri şartlar Türk- İslam medeniyetinin temsilcisi olan bu milletin her geçen gün daha da Hıristiyanlaştırılması ve ülkemizin adım adım ele geçirilmesinin önünü açacak yeni tavizler olacaktır.
Avrupa Birliği, ikiyüzlülüğünü her fırsatta çekinmeden göstermekte ama, üzülerek ifade ediyorum ki, siyasilerimiz bunu görememekte veya görmek istememektedir.
4-5 Ekim günlerinde düzenlenmesi planlanan bu foruma, şöyle cafcaflı ve janjanlı "medeniyetler buluşması" diye bir de isim bulunmuş .
Medeniyetleri aynı karede buluşturma sevdasında olanlar bu forumun iptal edilmesinden sonra ne yapacaklarını şaşırmış olmalılar. Çünkü medeniyetler buluşamadı. Oysa bu konuda uzun zamandır "siyasisinden", "hocaefendisine" bazı kişiler çok gayret etmişlerdi.
Ama merak etmeyin bu konuda çok azimlidirler, medeniyetler buluşması sevdalıları -yoksa dinlerarası diyalogçular mı demeliydim - hemen kolları sıvayıp yeni bir buluşma ayarlarlar.
Hepsi aynı kapıya çıkıyor, aynı yerden doğuyor, aynı hedefe ulaşmayı amaçlıyor ve aynı güç odağı tarafından yönlendiriliyor. Her iki isim de Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin altını dinamitliyor.
Avrupa Birliği, Kofi Annan'ın adıyla anılan Kıbrıs çözüm(!) planında "Kıbrıs Türk Devleti" diye bahsedilmesinden rahatsızlık duymamış ve desteklemişti.
Avrupa Birliği, bu forumda yan çizdi ve KKTC'nin İKÖ'ye Annan Planı'nda öngörülen sıfatla katılmasını içine sindiremedi ve "medeniyetler buluşması" bizimkilerin kursağında kaldı.
Haddi zatında "medeniyetler buluşması" ve "dinlerarası diyalog" bazı siyasilerimiz ve hocaefendi lakaplı birileri tarafından platonik aşk havası içerisinde yaşanmakta ve kendi kendilerine gelin güvey olma anlamı taşımaktadır.
İşte Avrupa Birliği'nin ikiyüzlülüğü ortada. Dün "evet" dedikleri şeye bugün yüzleri kızarmadan pişkin pişkin "hayır" diyebiliyorlar.
Utanmayan adama, utanmayan siyasilere ve utanmayan milletlere hiçbir zaman güvenmeyeceksiniz!
Dün Annan Planı'nda geçen "Kıbrıs Türk Devleti" ifadesine tanıma anlamı çıkmadığı için destek veren AB, bugün KKTC'yi tanıma anlamı ortaya çıkar gerekçesiyle foruma katılmıyor.
KKTC'de raferandumda verdiği sözü tutmayan AB'nin, Türkiye'nin birliğe üyeliği konusunda -siyasi ve diğer kriterleri sonuna kadar yerine getirsek bile- verdikleri sözü tutacaklarının herhangibir garantisi var mı?
Hiçbir garanti yok efendim. Buna rağmen her türlü tavizi veren siyasilere ne demeli bilmiyorum.
Nitekim Bürüksel 'den Geçtiğimiz hafta Ankara'ya iletildiği ifade edilen teklif mektubunda " size müzakere tarihi vereceğiz ama müzakereleri istediğimiz zaman askıya alabiliriz." denilmiştir. Görüldüğü gibi AB gerekli gördüğü taktirde müzakereleri askıya alacağını ifade ediyor. Yani hiçbir garanti yok.
Önümüze getirdiği ve getireceği şartları her yerine getirdiğimizde AB, elimize yalnızca adı farklı olan uzun bir görev listesi tutuşturacaktır.
Bizden yerine getirmemizi istedikleri ve isteyecekleri şartlar Türk- İslam medeniyetinin temsilcisi olan bu milletin her geçen gün daha da Hıristiyanlaştırılması ve ülkemizin adım adım ele geçirilmesinin önünü açacak yeni tavizler olacaktır.
Avrupa Birliği, ikiyüzlülüğünü her fırsatta çekinmeden göstermekte ama, üzülerek ifade ediyorum ki, siyasilerimiz bunu görememekte veya görmek istememektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024