Her milletvekilinin TBMM kürsüsünden etiği yemin metnini, lüzumuna binaen bir kere daha hatırlayalım.
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Kahramanların vatan haini, vatan hainlerinin ise maalesef kahraman olarak omuzlarda taşındığı çok garip bir ülkede yaşıyoruz!
Adam bu metne sadık kalacağına dair, "Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim" dedikten sonra ne yapıyor?
Cumhuriyetin ilke ve devrimlerinin temellerine dinamit koyuyor.
Hem de demokrasi ambalajıyla!
Yemin metninde, "Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma" şeklinde çok açık vurgu yapılmasına rağmen birçok Milletvekilinin, beyan-davranış ve eylemleriyle Anayasa'ya aykırılıkta odak haline gelmiş olması, ne zamandan beri normalleştirilmiştir.
Anayasa 42-66.Maddeler çok açık değil midir?
Anayasa 10.Madde herkesi ve kesimi kuşatan bir güvenlik şemsiyesi anlamına gelmiyor mu?
Bu ne rezilliktir!
Anayasa'mızda ulus devlet ve tek millet tarifi yapılmamış mıdır?
Madde 66 çok açık ve kapsayıcı değil midir?
"Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." şeklindeki muazzam tanımlamadan, hangi vatan haini rahatsız olmuş olabilir?
Nereden çıktı durduk yere, TÜRK-Kürt-Arap vurgusu!?
Bu zorlama beyanla, Anayasa 66. ve 10. Maddeyi yok saymış olmuyor muyuz?
Diyeceksiniz ki, yukarıda ki yemin Milletvekili yemini, oysa bu sözleri sarfı nazar eden Cumhurbaşkanı.
Cumhurbaşkanlığı yemini de aynı içeriktedir ve hiçbir farkı yoktur.
Son yapılan açıklamalarla Anayasa devre dışı kalmıştır!
Bir kere sarı öküzü verdiniz mi, geçmiş olsun.
Anayasamızda yer alan ve yukarıda aktardığım maddeler, çok hayati mana ve muhtevalar içermektedir.
Bir maddesini sulandırmaya kalkarsanız öyle bir zaman gelir ki, devletinizin yerinde yeller eser!
Türk tarih tezini okumayanlardan ne siyasetçi, nede devlet yetkilisi olmaması icap eder.
Bilmeyenler için not düşmüş olayım.
Bildiğiniz gibi Amerika'nın ilk yerlileri, Kızılderili Türklerdir.
15 bin yıl evvel Bering Boğazından kıtaya geçtikleri bilinir.
Burada öyle büyük bir medeniyet ve uygarlık inşa edilmişti ki, dünyada başka bir eşi ve benzeri bulunmuyordu.
Maya-Aztek-Toltek-İnka medeniyetleri.
Özellikle de İnka hanlığı şeklini alan ve çok geniş coğrafyayı kapsayan bu Türk medeniyetinde, 700 kadar farklı diller konuşuluyordu.
Ancak bunların tamamı halk arasında konuşulmakla birlikte, Ana dilleri tek bir Türkçeden oluşuyordu.
Bu çok kişi tarafından bilinmemekle birlikte asıl burada öne çıkan önemli husus şudur.
Halkın kendi arasında farklı dil veya lehçelerde konuşuyor olması, millet bütünlüğünü bozmaya neden olacak bir tehlike arz etmiyordu.
Ancak milleti bir arada tutmayı başaran en önemli öğe, kuşkusuz ortaklaşa kullandıkları Ana dilleri idi.
Şayet İnka hanlığı binlerce yıl yıkılmadan ayakta kalabilmişse, bunun en önemli ayağını oluşturan husus, kuşkusuz Anadilin tek olması ve ortak kültür.
Şayet bir ülkede iki veya daha fazla Anadil yazılıp çizilmeye başlanırsa, zerre kuşkunuz olmasın ki, orada ne devlet baki kalır ne de millet!
Şimdi bugün yapılmak istenen ve fakat millete alıştıra alıştıra, parçalar halinde servis edilen açıklamaların arka planında, işte bu işaret ettiğim tehlikeler söz konusudur.
Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk ve ilkeleri, ikinci aşamada hedef haline getirilecektir.
Bunu adım kadar net biliyorum.
Bakınız bugün sadece DEM değil, en sağda gibi görünen kimi partiler, etkinliklerinde saygı duruşunda bulunmamakta ve hiçbir şekilde Atatürk resmine yer vermemektedirler.
İçim yanarak ve hislerime güvenerek son bir vurgu yapmak isterim.
TEK BAŞINA hiçbir parti bu gidişin önüne geçemez!
Atatürk'te buluşmaya ant içmiş partilerin bir an önce tek çatı altında buluşmaları, tarihi bir zorunluluktur.
Bu işin siyaseti veya partisi kalmamıştır.
CHP'de öyle kalabalık miting yapıyorum diye hava atmamalıdır.
Oraya gelenlerin belki de yarısı, CHP'li bile değildir.
Ya Atatürk'te buluşur ve millete umut olursunuz, ya da ülkeyi bölmeye çalışanlarla aynı vebalin altında kalırsınız!
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Kahramanların vatan haini, vatan hainlerinin ise maalesef kahraman olarak omuzlarda taşındığı çok garip bir ülkede yaşıyoruz!
Adam bu metne sadık kalacağına dair, "Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim" dedikten sonra ne yapıyor?
Cumhuriyetin ilke ve devrimlerinin temellerine dinamit koyuyor.
Hem de demokrasi ambalajıyla!
Yemin metninde, "Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma" şeklinde çok açık vurgu yapılmasına rağmen birçok Milletvekilinin, beyan-davranış ve eylemleriyle Anayasa'ya aykırılıkta odak haline gelmiş olması, ne zamandan beri normalleştirilmiştir.
Anayasa 42-66.Maddeler çok açık değil midir?
Anayasa 10.Madde herkesi ve kesimi kuşatan bir güvenlik şemsiyesi anlamına gelmiyor mu?
Bu ne rezilliktir!
Anayasa'mızda ulus devlet ve tek millet tarifi yapılmamış mıdır?
Madde 66 çok açık ve kapsayıcı değil midir?
"Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." şeklindeki muazzam tanımlamadan, hangi vatan haini rahatsız olmuş olabilir?
Nereden çıktı durduk yere, TÜRK-Kürt-Arap vurgusu!?
Bu zorlama beyanla, Anayasa 66. ve 10. Maddeyi yok saymış olmuyor muyuz?
Diyeceksiniz ki, yukarıda ki yemin Milletvekili yemini, oysa bu sözleri sarfı nazar eden Cumhurbaşkanı.
Cumhurbaşkanlığı yemini de aynı içeriktedir ve hiçbir farkı yoktur.
Son yapılan açıklamalarla Anayasa devre dışı kalmıştır!
Bir kere sarı öküzü verdiniz mi, geçmiş olsun.
Anayasamızda yer alan ve yukarıda aktardığım maddeler, çok hayati mana ve muhtevalar içermektedir.
Bir maddesini sulandırmaya kalkarsanız öyle bir zaman gelir ki, devletinizin yerinde yeller eser!
Türk tarih tezini okumayanlardan ne siyasetçi, nede devlet yetkilisi olmaması icap eder.
Bilmeyenler için not düşmüş olayım.
Bildiğiniz gibi Amerika'nın ilk yerlileri, Kızılderili Türklerdir.
15 bin yıl evvel Bering Boğazından kıtaya geçtikleri bilinir.
Burada öyle büyük bir medeniyet ve uygarlık inşa edilmişti ki, dünyada başka bir eşi ve benzeri bulunmuyordu.
Maya-Aztek-Toltek-İnka medeniyetleri.
Özellikle de İnka hanlığı şeklini alan ve çok geniş coğrafyayı kapsayan bu Türk medeniyetinde, 700 kadar farklı diller konuşuluyordu.
Ancak bunların tamamı halk arasında konuşulmakla birlikte, Ana dilleri tek bir Türkçeden oluşuyordu.
Bu çok kişi tarafından bilinmemekle birlikte asıl burada öne çıkan önemli husus şudur.
Halkın kendi arasında farklı dil veya lehçelerde konuşuyor olması, millet bütünlüğünü bozmaya neden olacak bir tehlike arz etmiyordu.
Ancak milleti bir arada tutmayı başaran en önemli öğe, kuşkusuz ortaklaşa kullandıkları Ana dilleri idi.
Şayet İnka hanlığı binlerce yıl yıkılmadan ayakta kalabilmişse, bunun en önemli ayağını oluşturan husus, kuşkusuz Anadilin tek olması ve ortak kültür.
Şayet bir ülkede iki veya daha fazla Anadil yazılıp çizilmeye başlanırsa, zerre kuşkunuz olmasın ki, orada ne devlet baki kalır ne de millet!
Şimdi bugün yapılmak istenen ve fakat millete alıştıra alıştıra, parçalar halinde servis edilen açıklamaların arka planında, işte bu işaret ettiğim tehlikeler söz konusudur.
Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk ve ilkeleri, ikinci aşamada hedef haline getirilecektir.
Bunu adım kadar net biliyorum.
Bakınız bugün sadece DEM değil, en sağda gibi görünen kimi partiler, etkinliklerinde saygı duruşunda bulunmamakta ve hiçbir şekilde Atatürk resmine yer vermemektedirler.
İçim yanarak ve hislerime güvenerek son bir vurgu yapmak isterim.
TEK BAŞINA hiçbir parti bu gidişin önüne geçemez!
Atatürk'te buluşmaya ant içmiş partilerin bir an önce tek çatı altında buluşmaları, tarihi bir zorunluluktur.
Bu işin siyaseti veya partisi kalmamıştır.
CHP'de öyle kalabalık miting yapıyorum diye hava atmamalıdır.
Oraya gelenlerin belki de yarısı, CHP'li bile değildir.
Ya Atatürk'te buluşur ve millete umut olursunuz, ya da ülkeyi bölmeye çalışanlarla aynı vebalin altında kalırsınız!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- İsrail Suriye’yi işgal edecek / 20.07.2025
- Darbeyi önleyen Atatürkçü askerlerdi / 17.07.2025
- Atatürk’te buluşun yoksa elveda Cumhuriyet! / 16.07.2025
- Cumhuriyete dil uzatan TÜRK değildir! / 15.07.2025
- Üzgünüm dostlarım… Artık ulus devlete elveda zamanı! / 14.07.2025
- ABD, 70 milyon Kızılderili Türk’e soykırım yaptı! / 08.07.2025
- PKK’ya değil, ABD’ye silah bıraktırın / 07.07.2025
- Türkiye işgal mi edildi? / 05.07.2025
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025
- Darbeyi önleyen Atatürkçü askerlerdi / 17.07.2025
- Atatürk’te buluşun yoksa elveda Cumhuriyet! / 16.07.2025
- Cumhuriyete dil uzatan TÜRK değildir! / 15.07.2025
- Üzgünüm dostlarım… Artık ulus devlete elveda zamanı! / 14.07.2025
- ABD, 70 milyon Kızılderili Türk’e soykırım yaptı! / 08.07.2025
- PKK’ya değil, ABD’ye silah bıraktırın / 07.07.2025
- Türkiye işgal mi edildi? / 05.07.2025
- Dünya aya giderken biz Silivri’ye gidiyoruz! / 04.07.2025
- Fakirliğe şükretmek Müslümanlık değil, salaklıktır! / 03.07.2025