Galatasaray ilk yarıdaki üstün performansıyla Ankara'dan lider olarak döndü.
Karşılaşmanın ikinci yarısı çok zevksiz ve heyecansız ve hatta iddiasız geçti.
Fakat bunu anlayışla karşılamak gerekir çünkü perşembe akşamı Prag'da çok önemli bir maça çıkacak olan Galatasaray'ın kendisini yormasına gerek yoktu.
Yorulmak demişken şunu yazmak lazım. Artık haftada iki maç oynayıp üç kulvarda mücadele etmek çok doğal.
O yüzden Galatasaray, Fenerbahçe gibi takımların yorulmak gibi bir bahanesi olamaz.
O yüzden Galatasaray'ı tebrik ediyorum çünkü zorlu bir maçtan çıkmış olmak onları yormamış. Olması gereken zaten bu.
Maçın olay adamı bence Kazımcan Karataş idi. Bu adam o kadar kötü performans gösterdi ki karşısındaki Tete maçın kahramanı oldu.
Kazımcan çok genç bir oyuncu. Fakat Tete ve Barış Alper karşısında nefessiz kaldı.
İlk yarıda bir ara bayılacak gibi yere yığıldı. Korku içindeydi. Onla birlikte aynı kanatta oynayan Saponara da çok kötü idi.
Galatasaray Tete ve Barış Alper ile bu zafiyetten çok iyi yararlandı.
Ben kabul etmiyorum. Yani Süper Lig'de hiçbir futbolcunun böyle kötü performans gösterme hakkı yok kardeşim.
Kazımcan yuhalandı. Bence yuhalanmalıydı bunu hak etti maalesef.
Tete muazzam bir performans gösterdi. Fakat şunu söylemek lazım. Tete bencil bir oyuncu.
Topla çok buluştu. Verdiği iyi paslar var. Fakat bence yeterli değil. Tete'nin oyun stili rakip kaleye topla koşu ile dikine giden bir stil.
Organize edici bir oyuncu değil. O yüzden estetik anlamda Galatasaray'ın oyunu bence tatmin edici değildi.
Yeni transfer Köhn hakkında şunları yazmak lazım. Köhn çok güçlü bir oyuncu değil. O da pek pasör özellikler sergilemedi.
Bence modern futbolun ve Galatasaray'ın aradığı sol bek değil. Kanaatimce bir bekten ziyade bir stoper gibi.
Olumlu yönleri mevkiini kaybetmemesi ve bu sayede doğru hamleler ile rakip hücumları başarıyla kesmesi.
Yine de gözlemlediğim kadarıyla hücum yönü biraz zayıf. Hücumcu bir futbolcuya benzemiyor.
Maçı değerlendirmeye çalışırsak şunları yazabiliriz.
Galatasaray muazzam bir ilk yarı çıkardı. Galatasaray bunun karşılığını 13. dakikada bulduğu gol ile aldı.
Bu basit bir gol idi. Kornerden gelen topa çok iyi yükselen Kerem Demirbay kafayla golü attı.
İki dakika sonra gelen gol ise estetik açıdan tek kelimeyle mükemmel bir goldü.
Galatasaray bu golden önce 18 önünde üstelik dar alanda 7-8 pas yaptı.
Galatasaray'ın penaltı kazandığı hücum da çok şık estetik paslar ile hazırlanmış bir hücum idi.
Burada şunu söylemek lazım. Her iki hücumun içinde de Mertens vardı. Mertens'in olması anlamlı çünkü Mertens demek estetik demek. Yani pas demek.
Bütün bunlara ilaveten Galatasaray 30'da sol tarafından kornerle sonuçlanan bir organize hücum yapmış mesela.
Evet ikinci yarı oldukça sıkıcı geçti diyebiliriz.
49'da bir aksiyon dikkatimi çekti. Bu dakikada Sanchez rakip kale çizgisi civarında Tolga Ciğerci'ye baskı yaptı.
Bu zorlu bir baskı değildi. Tolga ne yaptı peki. Tolga önündeki topla birlikte adım adım kornere çıktı.
Böyle oynayarak Galatasaray'a rakip olamazsınız haliyle.
Bundan bir dakika önce Galatasaray'ın kornerle sonuçlanan organize bir hücumu var yine.
Bu arada ikinci yarı göze batan oyuncu Sergio Oliveira oldu. Bir şutu direkten döndü. İyi paslar verdi. İlk 11'i zorlar bence.
Şimdi perşembe akşamı Galatasaray yarım bıraktığı işi tamamlayacak. Bundan asla şüphe duymuyorum. Hadi Aslanlar saplayın pençelerinizi Prag'a.
Karşılaşmanın ikinci yarısı çok zevksiz ve heyecansız ve hatta iddiasız geçti.
Fakat bunu anlayışla karşılamak gerekir çünkü perşembe akşamı Prag'da çok önemli bir maça çıkacak olan Galatasaray'ın kendisini yormasına gerek yoktu.
Yorulmak demişken şunu yazmak lazım. Artık haftada iki maç oynayıp üç kulvarda mücadele etmek çok doğal.
O yüzden Galatasaray, Fenerbahçe gibi takımların yorulmak gibi bir bahanesi olamaz.
O yüzden Galatasaray'ı tebrik ediyorum çünkü zorlu bir maçtan çıkmış olmak onları yormamış. Olması gereken zaten bu.
Maçın olay adamı bence Kazımcan Karataş idi. Bu adam o kadar kötü performans gösterdi ki karşısındaki Tete maçın kahramanı oldu.
Kazımcan çok genç bir oyuncu. Fakat Tete ve Barış Alper karşısında nefessiz kaldı.
İlk yarıda bir ara bayılacak gibi yere yığıldı. Korku içindeydi. Onla birlikte aynı kanatta oynayan Saponara da çok kötü idi.
Galatasaray Tete ve Barış Alper ile bu zafiyetten çok iyi yararlandı.
Ben kabul etmiyorum. Yani Süper Lig'de hiçbir futbolcunun böyle kötü performans gösterme hakkı yok kardeşim.
Kazımcan yuhalandı. Bence yuhalanmalıydı bunu hak etti maalesef.
Tete muazzam bir performans gösterdi. Fakat şunu söylemek lazım. Tete bencil bir oyuncu.
Topla çok buluştu. Verdiği iyi paslar var. Fakat bence yeterli değil. Tete'nin oyun stili rakip kaleye topla koşu ile dikine giden bir stil.
Organize edici bir oyuncu değil. O yüzden estetik anlamda Galatasaray'ın oyunu bence tatmin edici değildi.
Yeni transfer Köhn hakkında şunları yazmak lazım. Köhn çok güçlü bir oyuncu değil. O da pek pasör özellikler sergilemedi.
Bence modern futbolun ve Galatasaray'ın aradığı sol bek değil. Kanaatimce bir bekten ziyade bir stoper gibi.
Olumlu yönleri mevkiini kaybetmemesi ve bu sayede doğru hamleler ile rakip hücumları başarıyla kesmesi.
Yine de gözlemlediğim kadarıyla hücum yönü biraz zayıf. Hücumcu bir futbolcuya benzemiyor.
Maçı değerlendirmeye çalışırsak şunları yazabiliriz.
Galatasaray muazzam bir ilk yarı çıkardı. Galatasaray bunun karşılığını 13. dakikada bulduğu gol ile aldı.
Bu basit bir gol idi. Kornerden gelen topa çok iyi yükselen Kerem Demirbay kafayla golü attı.
İki dakika sonra gelen gol ise estetik açıdan tek kelimeyle mükemmel bir goldü.
Galatasaray bu golden önce 18 önünde üstelik dar alanda 7-8 pas yaptı.
Galatasaray'ın penaltı kazandığı hücum da çok şık estetik paslar ile hazırlanmış bir hücum idi.
Burada şunu söylemek lazım. Her iki hücumun içinde de Mertens vardı. Mertens'in olması anlamlı çünkü Mertens demek estetik demek. Yani pas demek.
Bütün bunlara ilaveten Galatasaray 30'da sol tarafından kornerle sonuçlanan bir organize hücum yapmış mesela.
Evet ikinci yarı oldukça sıkıcı geçti diyebiliriz.
49'da bir aksiyon dikkatimi çekti. Bu dakikada Sanchez rakip kale çizgisi civarında Tolga Ciğerci'ye baskı yaptı.
Bu zorlu bir baskı değildi. Tolga ne yaptı peki. Tolga önündeki topla birlikte adım adım kornere çıktı.
Böyle oynayarak Galatasaray'a rakip olamazsınız haliyle.
Bundan bir dakika önce Galatasaray'ın kornerle sonuçlanan organize bir hücumu var yine.
Bu arada ikinci yarı göze batan oyuncu Sergio Oliveira oldu. Bir şutu direkten döndü. İyi paslar verdi. İlk 11'i zorlar bence.
Şimdi perşembe akşamı Galatasaray yarım bıraktığı işi tamamlayacak. Bundan asla şüphe duymuyorum. Hadi Aslanlar saplayın pençelerinizi Prag'a.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Şampiyon İspanya / 15.07.2024
- İspanya Fransa’dan iyiydi / 10.07.2024
- Buraya kadar maalesef / 07.07.2024
- Çok şükür Berlin'deyiz / 03.07.2024
- Çirkef Çekleri evlerine yolladık / 27.06.2024
- Korkaklar kazandı / 23.06.2024
- İnanmışlığın zaferi / 19.06.2024
- Arda güldürür / 11.06.2024
- Milli takımda santrfor eksikliği var / 05.06.2024
- Şimdi Avrupa'da zaferler bekliyoruz / 27.05.2024
- İspanya Fransa’dan iyiydi / 10.07.2024
- Buraya kadar maalesef / 07.07.2024
- Çok şükür Berlin'deyiz / 03.07.2024
- Çirkef Çekleri evlerine yolladık / 27.06.2024
- Korkaklar kazandı / 23.06.2024
- İnanmışlığın zaferi / 19.06.2024
- Arda güldürür / 11.06.2024
- Milli takımda santrfor eksikliği var / 05.06.2024
- Şimdi Avrupa'da zaferler bekliyoruz / 27.05.2024