AKP için kasete ihtiyaç yok

Türkiye'de siyaset, yürümesi gerektiği şekilde yürümüyor.Normal şartlar altında iktidar partisinin yaptıkları, muhalefetin ise iktidarın yaptıklarına eleştirileri ve ürettikleri projeleri esas alınır ve millet demokratik hakkını kullanarak kim daha iyi hizmet edecekse ona oy verir.Türkiye'de bunların dışında o kadar çok gündem maddesi var ki, yapılanlar ve yapılması gerekenler pek gündeme gelmiyor, gelse de farklı gündemlerin tozu dumanı içerisinde kaybolup gidiyor. Örneğin şu MHP'li adaylar hakkında çıkan kasetler? Yapılanların doğru olduğunu kimse iddia edemez ve zaten MHP'nin Genel Başkanı bile böyle bir iddiada değil.Burada sorgulanması gereken bu kasetleri kim, niçin ve hangi amaçla hazırladı?Bu tür kasetlerin seçimlere yakın çıkması bu senaryoyu oluşturanların özellikle seçimlere odaklandığını açıkça göstermektedir.Yani birileri "normal siyaset" yolunu değil, "kirli siyaset" yolunu tercih ediyor.Bu tür konuların siyaset malzemesi yapılması ve parti mensuplarının yaptığı hatalarla tüm partinin millet nezdinde kızağa çekilmesi doğru bir siyaset değildir.Adayların yaptığı hatalar şahsidir ve adayları bağlar, adayların hataları partileri bağlamaz, eğer partiler eleştirilmek isteniyorsa bu yapılan ya da yapılmayan icraatlardan dolayı olmalıdır.MHP bir muhalefet partisidir, eğer iktidar ya da muhalefette olan bir parti MHP ile seçim yarışına girdiyse -ki bu seçim ortamında gayet normaldir- yapılan siyasi propaganda MHP'nin iktidarda yaptığı icraatlar ya da muhalefetteyken yaptığı muhalefet şekliyle ilgili olmalıdır.Siyasi propagandaların "belden aşağı" çalıştığı bir siyasi atmosferde sağlıklı bir siyasi neticenin, demokratik bir anlayışın ortaya çıkması asla mümkün değildir.Siyaseti şahsileştirdiğiniz ya da belden aşağıya indirdiğiniz vakit bugün iktidarından muhalefetine kaç aday temizdir? Bazı vekil adaylarının şahsi hayatları hakkında kaset çıkmasından yola çıkarak hakkında kaset çıkmayan diğer bütün adayların tertemiz olduğunu iddia edebilir misiniz? Temiz adayları tenzih ediyoruz.Üstelik kasetler dikkatle incelendiğinde kamerayla, senaryoyla adayların bir komploya kurban edildikleri de açıkça ortadadır ve beşeri zafiyetlerden yola çıkarak siyasi bir rant elde etme gayretleri görülmektedir.Kaset siyasetinden gerçek siyasete dönelim.Milletin vekili ve temsilcisi olanların elbette ki şahsi hatalar bile yapması istenmez ama onları yargılamak ya da bunları siyaset sahnesine çıkarıp gündemde tutmak Türk milletini topyekün bağlayan hatalara imza atanlara mı düşüyor?AKP Hükümetinin desteği olmasaydı ABD Irak'ı işgal edebilecek miydi, milyonlarca insanı katledebilecek miydi, 60 bine yakın Müslüman kadının ırzına geçebilecek miydi?  İktidar önce bu toplu tecavüzlerin hesabını vermelidir.Hatanın büyüklüğü açısından bakıldığında hangisi daha önemlidir?Adayların şahsi kasetleri kendini bağlar, AKP'nin Irak'taki taşeronluğu ise tüm Türk milletini? AKP'nin 9 yıllık iktidarı dönemindeki yapılan bütün icraatları bir kenara koyup MHP'nin kasetleriyle mi uğraşmak gerekir?AKP'nin 9 yıllık hatalarını, ülkeyi borç batağına saplamasını, Irak, Afganistan ve Libya işgallerine desteğini, din sahasında yaptığı tahrifatları, madenleri, şirketleri, toprakları peşkeş çekmesini eleştirmek siyaset açısından doğrudur ve olması gerekendir ama adayların şahsi hayatları üzerinden siyaset yapıp milleti yanıltmak hiç de doğru bir siyaset değildir.Kasetlerin arkasındaki iradeye de bir uyarı: Güç her zaman sizde olmayacak.