Aleviye özgürlük haram!

(Bu yazı paketin açıklandığı saatte yazılmıştır.)Bugünün gazete manşetlerini görmekte zorlanmıyorum:PKK kanadı "dağ fare doğurdu", yandaş medya "dünya çapında bir liderlik", Batı "evet ama yetmez" manşetleri ile çıkacak karşınıza?Hükümetin kuracağı retorik ise "bu bir süreç" şeklinde olacak!Peki, gerçek ne? Bu paketi nasıl anlamalı ve yorumlamalıyız?Birincisi ve en önemlisi; Bu paket Alevi kardeşlerimizle resmen dalga geçilmiştir. 30 Milyon Alevi kardeşimiz bir kez daha yok sayılmıştır. Teröre özgürlük dağıtan, Hıristiyan vakıflarına mlyar dolarlar ödemekte beis görmeyeni kilise-havra inşa eden zihniyet, "çok değil, cemevimi ibadethane olarak görün" diyen masum Alevi talebine kaşlarını kaldırmıştır.Bu nasıl demokrasi, bu nasıl bir hürriyet ve bu nasıl bir din anlayışıdır, anlayabilen beri gelsin!Hıristiyanlığı meşru görenler, Aleviliği belli ki bir sapkınlık olarak görmeye devam ediyorlar!Bu ülkenin has evlatlarını bir kez daha yok saydılar!Anlıyoruz ki ve maalesef Hayrettin Karaman Efendi'nin fetvası başbakanlık koridorlarında geçer akçe olduğunu ispat etmiştir. Dinde İki ibadethane olmaz diyen zihniyet mefhumu muhalifinden zaten Cemevi'nin bir ibadethane olmadığını deklare etmişti. Başbakan'da noktayı koydu:Cemevi (hâşâ) hiçbir şeydir!Alevi kardeşlerimiz bu hükümetten umudunu kesmelidir.İkincisi şu; Halkın iradesinin temsili açısından için en önemli husus olan barajları kaldırmak yerine barajları tartışmaya açarak "en azından bu seçimi de" hükümet barajlı hale getirmiştir. "En iyisine layık millet!" sloganı ne hikmet ise burada duvara toslamıştır. "Çözmek istemediğiniz bir hususu kurullara sevk edersiniz" Türk işi kurnazlık kuralı işletilmiştir. Barajı konuşmadan bir özgürlükler paketi var denilemeyeceği için "varız ama gerçekte yokuz" denilmiştir. Muhalefetinde bu husustaki zaafları nedeni ile hep beraber göreceğiz ki konu kapanmıştır.Benim ölçülerime göre barajları kaldırmayan bir paket özgürlük filan getirmiş olamaz! Halkın nerede ise yüzde 40 iradesi prangadan kurtulamamıştır.Üçüncüsü; Hükümet bu paketi kendi özgür iradesi ile değil, PKK ile yürüttüğü gizli pazarlıklar sonucu hazırlamıştır. Paketin asıl hedefi PKK'dır. PKK'ya verilenler tatminkârdır ama PKK kanadı doğal olarak şu aşamada göstermelik bir şekilde memnun kalmayacağını açıklayacaktır. PKK'nın hedefi bellidir çünkü:Güneydoğu Kürdistan olmadan davasından vazgeçmeyecektir. Başbakan "ana dilde eğitim"i özel okullarda açarak bir sonraki adımın (kamuda ana dilde eğitim) sözünü vermiştir. Böylece 2 ayrı millet kavramı en hayati konuda kamusallaşmış olacaktır.Dördüncüsü; Türk kelimesini ağzına almayan Başbakan andımızı kaldırmıştır. Demek ki bunlar iyi ihtimalle diyorum Türklük kavramını hâlâ ırki anlamda algılıyorlar. Böyle bir düşüncenin iktidar olması tarihi, sosyolojiyi ve kültürümüzü yok eder. Olan da budur zaten!Beşincisi; Başbakan paketi bir süreç olarak açıklayarak paket ile kendi Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığı arasında bir paralellik oluşturmuştur. "Ne kadar ekmek o kadar köfte" hesabı ile kurmuştur denklemi. Başkanlığına karşı çıkılmaz ise ganimet ganidir.Altıncı ve son söz: Çeşitli kesimlere -Aleviler hariç- dağıtılan hediye paketi halkı suç ortağı haline getirme gayretidir. Paket tezi olmayan ya da tezi ayrımcılığı desteklemek olan ve bunu özgürlük olarak tanıtan bir hükümet profilini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bunlar da yazık ki sermayeden yeme gayretleridir. Hatırlatalım ki özgürlük terörün önünü açmak değildir. Terör yapanı mükâfatlandırmak (PKK), yapmayanı cezalandırmak (Alevi) hiç değildir.Şaşı bakışlarla halka mutluluk sağlanamaz.