"Allah ile aldatan" şu "milli post"a bürünmüş eski Mooncu

Türkiye mikser gibi çalkalanıp duruyor. Bu süreçte, birçokları, cepheden cepheye savruluyor. Kimisi gömlek değiştirir gibi görüş değiştiriyor, saf değiştiriyor, diyalogcular da dinini?Bu "değişme" anaforunda "farfara ilahiyatçı"ların vaziyeti ise, pes doğrusu dedirtiyor? "Bukalemun" dahi bu kadar hızlıca ortama uyum sağlayamaz.Bir zamanların Mooncu-ilahiyatçıların biraz "medyatik" biraz da politik olanı ise, şimdilerde Kuvay-ı Milliyeci, diyalog karşıtı, misyonerlik karşıtı kesiliverdi.Moon da nedir, derseniz; birkaç not düşeyim? Moonculuk, Kore'de Tong l, Batı'da ise Birleşik Kilise, Kutsal Ruh Birliği, "Birleşik Aile diye adlandırılıyor.Kuzey Kore doğumlu Mr. Moon, başlangıçta Buddistti, sonra Protestanlığın bir kolu olan Presbiteryen Kilisesine katılmış. 1936'da ise, Hz. İsa'nın kendisine görünerek, "Tanrı Krallığı"nı kurma görevini teklif ettiğini ilan etmiş.Moon'un kendisini Mesih ilan ettiği toplantıda Fehmi Koru'nun da bulunduğu belirtiliyor; böyle bir ilanın doğrulanması herhalde sayın Koru'ya düşüyor. Bir açıklama yaparsa biz de bilgilenmiş oluruz.Bir bilgi notu daha? Diyalog mahfillerinin gediklilerinden Prof. Dr. Niyazi Öktem, 4 Aralık 1997 günkü Milliyet'te verdiği bilgiye göre, "jakoben - laik tutumuyla tanınan CHP Başkanı Sayın Deniz Baykal bile Moon'un davetiyle ABD'ye gitmiş ve seminerlerine katılmış."Öktem, "ülkemizden bazı ilahiyat profesörleri de Sun Myung Moon'un düzenlediği 2 - 3 aylık seminerlere katıldılar. Bunlardan birkaçının Moon'a biat ettiği; çocuklarının Mooncular tarafından ABD'de okutulduğu dedikoduları var. Hatta bunlardan biri, bir İlahiyat Fakültesi'ne dekan bile oldu" diyor.Moon ile ilgili bu kadar dipnot kafi?İşte bu Moon'un seanslarından geçmiş, dergilerinde başköşe kapmış bir ilahiyatçı, Niyazi Öktem'in belirttiği üzere Baykal'ın Moon ziyareti sebebiyle mi bilinmez, Deniz Baykal'ın CHP'sine kapak attı. Güya Baykal'ın gidişatından şafağı attı; kendisine bir politik taka yaptı.1987'lı yılların Türkiye'sinin Moon temsilcisi, kendisini müslüman olarak tanıtan, gerçekte bir Mooncu olan Muhammed Yahya Thompson'dur. Doç. Dr. Süreyya Şahin'in verdiği bilgiye göre, Marmara İlahiyat Fakültesi'nde bir süre lisans üstü eğitim yapan Thompson buradaki birçok akademisyen ile Moon Örgütü arasındaki ilişkiyi kurmuştur.Nokta Dergisi'nin 25-31 Ağustos 1995 tarihli sayısı, Moon seanslarından geçmiş ilahiyatçılar, medya mensupları ve akademisyenlere dair bizzat katılanların ağzından epeyce bilgi sunuyor.Mr. Thompson, bugün güya Kuvay-ı Milliyeci geçinen ilahiyatçı Prof.'un o zamanki kankisiydi. Bendenizin Marmara İlahiyat Fakültesi'nde master yaptığı bu dönemde, son zamanların "Allah ile aldatmak" çıkışıyla namlı bu ilahiyatçı Prof.u, derslerimizde Moon temsilcisi Mr. Thompson'u "Ben onun hocasıyım ama, asıl o benim hocamdır; İngilizce'yi ondan öğreniyorum" diye iltifat ederek bizlere lanse etmeye çalışırdı.Meğer 28 Aralık 1982'de Türkiye'ye gelip yerleşen Mr. Thompson, lise diplomasını bile 1984'te "Oregon Department of Education Certificate of Equivalency"den "arkadan yetiştirilmek" suretiyle almıştı. Hatta bu diplomanın denkliğini, Amerikan Büyükelçiliği'nde verdiği beyanla bizzat Mr. Thompson belirlemişti.Bu Moon seansından geçmiş ilahiyatçı, yaşadığı "büyük çark ediş"ten sonra hem Kuvay-ı Milliye söylemli politika yapıyor, hem de "diyalog ve misyonerlik" karşıtı de teologica?Yüce milletimizi asıl "Allah ile aldatan"lar, işte bu new milli Moonculardır. Yüce milletimizi asıl "Allah ile aldatan"lar, bu ilahiyatçı kisveli, küresel oyuncuların "milli post"a bürünmüş bedava avukatlardır."Milli post"a bürünmüş bu ilahiyatçı, şimdi güya "misyonerlik karşıtı" kesiliyor, güya "diyalog karşıtı" oluveriyor, güya "Allah ile aldatmak"tan dem vuruyor, güya "Atatürkçü" geçiniyor, güya "AKP karşıtı" görünüyor. Bu ilahiyatçı, konjonktüre anında "uyum" sağlayarak, yaptığı "dinsen çıkışlarla" güya devlet kurumlarına "şirin" görünmeye çalışıyor.Hepsi, temcit pilavı gibi milletimizin önüne ikide bir sürülen eski hikaye?Türk milleti, bu "aslan postuna bürünmüş tilki"leri, "İlahiyatçı postuna bürünmüş Mooncuları" keşfetmekte zorlanabilirler, "Allah ile aldatanlar" gibi yaldızlı cümlelerle aldanabilirler. Ancak devlet ve milletin akl-ı selim sahiplerinin böyle bir aldanmaya, cehalet ve gaflete düşme lüksleri yoktur.Bunların foyasını ortaya çıkartmak ve gerçek kimliklerini fark etmek isteyenler için bir başucu kitabı var; Prof. Dr. Haydar Baş beyin Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı eseri.Kılavuzu bu eser olanlar, konjonktüre göre vaziyet alan hiçbir figüranı keşfetmekte zorlanmazlar? Alaca karanlık kuşağından geçen Türkiye'nin bu keşf ve fark etmeye ihtiyacı var.