Birinci Dünya Savaşında İngiltere-Fransa-Rusya'ya karşı Ortadoğu ülkelerinde yapılan savaşta Osmanlı-Alman işbirliği yapılır. Fakat bu işbirliği kısa bir müddet sonra siyasi gerginliğe dönüşür. Yapılan savaşta, Türk Subaylarla, Alman Subay ve Teknisyenler arasında doğan bu siyasi gerginliğin nedenleri şunlardır: a) Osmanlı'nın, Avusturya ve Almanya'nın yanında savaşa katılmasının asıl sebebi, Almanya'nın emperyalist idealleridir. Hiçbir zaman Türk-Alman dostluğu şeklinde olmamıştır. Sözün kısası, Osmanlı'ya dost görünerek, sözde yardım için gönderdiği üst düzey subay ve teknisyenlerle, Türk olmayan Osmanlı halkına kendilerini kabul ettirerek üstünlüklerini ve egemenliklerini kabul ettirmektir. Bu nedenle Türk yönetici ve subaylarını Osmanlı halkına kötülerler. Bu da Türk ve Alman yöneticileri ile subayları arasında siyasi gerginlik başlar.b) Almanlar, Türk Ordusunu daima Alman çıkar ve emperyalist idealleri için kullanmışlardır Sarıkamış Harekatı, Kanal Harekatı, Irak, Basra cephesi, Yemen, Suriye, Filistin cepheleri, Çanakkale savaşlarında hep Alman çıkar ve idealleri vardır. Almanya Çanakkale savaşlarında, Rusya ile doğu cephesinde vuruşacağına, Batı cephesine saldırsaydı, Almanya'nın olduğu kadar Türkiye'nin de çıkarına olurdu. Galiçya ile Osmanlı arasında bir hudut yoktur. Ama, Antalya'nın Korkuteli Kazasının İmrahor köyünden Hacı Hüseyin Dedenin ne işi vardı da Galiçya'da, savaştan 3 yıl sonra gelebilmişti köyüne. Hepsi de yalnız Alman çıkarları içindi.c) Alman subay ve teknisyenlerinin, Araplar, Yahudiler ve Osmanlı topraklarındaki Türk asıllı olmayan Osmanlı halkı arasında kendi propagandalarını yapmaları, Türkleri kötülemeleri, Türk yönetici ve subayları arasındaki gerginliğin temel sebebidir. Alman yöneticiler, bu propagandalarla Osmanlı halkını Osmanlı Türk ve Müslüman yöneticilerine karşı kışkırtmışlardır. Bu nedenledir ki Hicaz'da, Arap emirliklerinde, Irakta, Suriye'de çıkan isyanlar da Almanların payı büyüktür. Çünkü onlar savaş sonrasında Osmanlı yönetimini yıkarak, Osmanlı halkı üzerinde egemen olmak istiyorlardı.Almanların gizlice kendi propagandalarını yürütmek yolundaki gayretlerinin bir örneğini Von Kres'in kendisi verir ve şöyle der: "İlk defa olarak General Cemal ile ciddi bir surette çarpışmak mecburiyetinde kalmıştım. General benden Heyet-i İslahiye şifresinin anahtarını istiyordu. Bunun yardımı ile benimle Heyet-i İslahiye arasında teati edilen telgrafları kontrol edebilecekti. Kendisine Mareşal Liman Von Sanders'e müracaat etmesini tellemiştim ve biz Alman Subaylarına karşı hakaret teşkil eden bu talebinin is'afına (birinin isteğini kabullenipyerine getirme) olmadığımı bildirmiştim. Bir kaç gün sonra generalin çok nezaketle yazılmış bir telgrafını almıştım ve bunda Cemal bütün meselenin bir sui tefehhümden (ağır ağır anlama) neşet ettiğini bildiriyordu".Yani benim ülkemde bir Alman subayı şifreli konuşma yapacak, ben anahtarını istediğim zaman hakaret etmiş olacağım ve bana şifreyi bildirmeyecekler. Cemal Paşa Osmanlının Bahriye nazırıdır ve şifreleri bilmesi hakkıdır. Ne yazık ki Alman emperyalistler, Osmanlı subay ve yöneticilerini bir sömürge subayı ve yöneticisi olarak görmektedirler. d) Alman subay ve teknisyenler, Osmanlı ülkesinde devlet içinde devlet gibi idiler. Bunlar Osmanlı subaylarının bilmediği şifrelerle haberleşmekte ve devletimize zarar vermekte idiler. Bilhassa Arap ülkelerindeki isyanlarda Almanlar bu şifreli haberleşmelerle Arap emirlerine cesaret vermişlerdir. Amaç, müslümanı, müslümana kırdırmaktır.Alman entrikalarının baştan çıkaramadığı bir tek Arap Emir'i vardır. O da Yemendeki İmam Yahya'dır. Sonuna kadar Osmanlı'ya bağlı kalmıştır. Bu sayede oradaki 7. Kolordu Aden'e yerleşen İngiliz birliklerinin yayılmaması için savaşmıştır. 1915 haziranında Çanakkale'de en kanlı savaşlar yapılırken 7. Kolordu, İmam Yahya kuvvetleri ile beraber saldırarak İngilizlerle beraber olan Lehec sultanı mağlup edilir. 5 Temmuz 1915'de İngilizler Aden'e kadar sürülür. Bu durum 1918 bırakışmasına kadar devam eder.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011