Kim ne derse desin AKP Müttefiki diyebileceğimiz, içerisinde CFR gibi kuruluşların da bulunduğu, uluslararası Think-Tank'lerin Türkiye'de kurdurduğu, sadece beyin takımının birkaç yüz kişiden oluştuğunu düşündüğüm bir teşkilat var.Ben buna ABT yani 'Anti BTP Teşkilatı' diyorum.Teşkilat il il faaliyette ve BTP'nin milletimizi ayıktırma çabalarını saptırıp halkı yanlış yönlendirerek, uyanışı 'küçük parçalara' bölmeye çalışıyor.Kimler yok ki bu teşkilatta;Diyalogcular, Medya Baronları, CIA ve Etki ajanları, etkin sermaye grupları, bazı yabancı vakıf ve şirketler, onların uzantısı bazı sözde sivil toplum örgütleri?Bu teşkilatın temel misyonu, siyasi arenada Devlet ile Millet, Sivil ile Asker birlikteliğini savunan tek güç olan Bağımsız Türkiye Partisi'nin olağanüstü yükselişini engellemek ve millet ile buluşmasını önlemek?Teşkilatın kurucusu ve en önemli ismi Yüksek Seçim Kurulu'na etki edecek kadar güçlü olan ve bu gücü ile siyasi yasaklı olan Erdoğan'ı milletvekili adayı ve Başbakan yaptırmayı başaran ABD eski Başkonsolosu Eric Edelman. Sanırım Edelman halen Pentagon'da takılıyor ve Türkiye'deki görevi şimdilerde Büyükelçi Ross Wilson icra ediyor. Hatırlarsanız Bay Edelman Nisan 2005'te Suriye'ye bir ziyaret gerçekleştirecek olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e adeta bir Sömürge Valisi edasıyla aba altından sopa göstermişti. Sezer bu hareketi yemedi ve Şam'a giderek hem Amerika'ya hem de Edelman dostu AKP'ye önemli bir mesaj vermiş oldu. Devletin tepesinden umduğunu bulamayan ama AKP ve Diyalogcular ile 'Süper Senkronize' çalışan, aynı zamanda Fettulah Gülen sevgisinden dolayı Zaman Gazetesi'ne -Nevval Sevindi'nin ifadesiyle- 'sıcak ve samimi bir ziyaret gerçekleştiren' aynı Edelman, Irak işgali sürecinde Türkiye'de yükselen Amerikan karşıtlığından rahatsız olmuş ve bunun faturasını 'siyasi arenada' tek ulusal ve bağımsız güç olarak gördüğü, işgal sürecinde AKP-ABD ilişkisini deşifre etmiş olan BTP'ye çıkartmıştı.Edelman giderayak Haziran 2005'de Boğaziçi Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada; Türkiye-ABD ilişkilerini bozmaya çalışan "Çirkin Baş'ların" ezilmesi gerektiğini söylemişti.Edelman'ın rahatsız olduğu 'Baş'ın herhalde kim olduğunu söylemeye gerek yok sayın okuyucu? Birkaçı 'vaziyetten prim koparmak' için 'üstüne alınsa' da Edelman aslında BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i kastediyordu. Çünkü Edelman'ın annesi İstanbul Yahudi'lerindendi ve Edelman ısrarla konuşmadığı Türkçe'yi çok iyi bilirdi.Bundan dolayıdır ki neyi kastettiğini anlayan anladı zaten?Bu kastı iyi anlayanlardan Hürriyet'in Edelman dostu misyon şefi Ertuğrul Özkök 4 Mart 2006 tarihinde yazdığı 'Ya Ahmedinecad gelirse' başlıklı makalesinde bakın neler diyor, kısaltarak yazıyorum;"Son günlerde AKP Hükümeti'nin aldığı darbelerden çok memnun görünüyorsunuz.Sevincinizi kursağınızda bırakmak istemem ama kendi kendinize şu soruyu sordunuz mu?Erdoğan giderse, yerine kim gelir?'?Ya Erdoğan'ın yerine "Ahmedinecad" gibi biri gelirse??"Garibanizmin" daha radikal bir İslami versiyonu sandıktan çıkıp karşımıza oturursa...?Hadi İslami versiyonu demeyin de "milliyetçi", hatta "ırkçı" versiyonu deyin, böyle bir alternatifin çıkması ihtimalini de mi aklınıza getirmiyorsunuz?Hissediyorum, içinizden "Bu kadar fantezi de fazla" diyeceksiniz.?Erdoğan'a oy verenler, belki bugün için ona kızıyor.Ama emin olun, öteki liderlere de gönüllerini açmış değiller.Böyle "sessiz bekleyiş" anları, siyasi sürprizlere gebedir.Hele hele söz konusu olan, bir seçimde yüzde 22 oy verdiği partiyi bir sonrakinde yüzde 1'lere indiren bir seçmense, her tür sürprize hazır olmak gerekir" (Ertuğrul Özkök, 4 Mart 2006 Hürriyet).Sanırım her şey açık. Özkök'ün kimi kastettiği, kimden çekindiği gayet net şekilde ortada.Biliyorsunuz aynı Hürriyet, sırf Santoro Cinayeti Trabzon'da oldu diye olayın failini saçma sapan ve alakasız bir şekilde BTP Genel Başkanı ile ilişkilendirmeye çalışmıştı.Ama maskesi düştü. Bu iftira sebebi ile zaten halkın gözünde düşmüş olan imajını yerlere perçinlemiş oldu. Hürriyet bunu hep yapıyordu ama bu vesile ile Hürriyet'in hangi tarafta olduğunu Türk Milleti bir kez daha anlamış oldu.Evet sayın okuyucu sonuç olarak diyeceğimiz şu;Bu ülkedeki ABT müntesipleri çok korkuyorlar. 25 Eylül 2001'de BTP kurulduğundan beri korkuyorlar. Çünkü BTP Türk siyasi tarihinde bir ilki gerçekleştirerek birkaç ay içerisinde tüm illerde ve hemen hemen tüm ilçelerde teşkilatlanmasını tamamladı. Hiçbir partinin hayal bile edemeyeceği kalabalıklar toplayıp büyük mitingler yaptı. Bu vatanı bölmeye çalışanları, vatana ihanet edenleri deşifre etti. ABT üyeleri ise bir tarafta; "İktidara gelemeyecek partiye oy vermeyin, oyunuz boşa gitmesin, şimdilik alnı secdeye giden falan insanlar var onlara oy verin, milliyetçiyse falan adam da milliyetçidir, onu tercih edin" diyerek psikolojik yönlendirme argümanları ile halkı etkilemeye çalıştılar. 30 kişilik pankart açan kalabalıkları ekranlara taşıyanlar BTP'nin halen devam eden 100 binlik mitinglerinin adını bile anmadılar. Onlar görevlerini icra ettiler.Şimdi sıra Türk Milleti'nde?
Yusuf Kırtorun / diğer yazıları
- ‘Ben okudum Atatürk tefsir etti’ / 30.05.2020
- Şeyhler, dervişler, müritler... / 23.01.2020
- Aref iranlı olmasaydı / 04.03.2011
- Paranız yoksa faturaları ödemeyin! / 22.07.2010
- Bırakın Baykal'ı, siz kendinizi düşünün / 15.05.2010
- İngiliz yapar, Haydar Hoca yapamaz / 18.03.2010
- İmam dua etti, gökten soykırım yağdı / 13.03.2010
- Bir zahmet biri izah etsin / 25.07.2009
- Korkunç bir durum / 05.06.2009
- Özür dilerim / 21.11.2008
- Şeyhler, dervişler, müritler... / 23.01.2020
- Aref iranlı olmasaydı / 04.03.2011
- Paranız yoksa faturaları ödemeyin! / 22.07.2010
- Bırakın Baykal'ı, siz kendinizi düşünün / 15.05.2010
- İngiliz yapar, Haydar Hoca yapamaz / 18.03.2010
- İmam dua etti, gökten soykırım yağdı / 13.03.2010
- Bir zahmet biri izah etsin / 25.07.2009
- Korkunç bir durum / 05.06.2009
- Özür dilerim / 21.11.2008