1980'li yıllarda Aziz Nesin İzmir Torba'da bir panele katılır. Panelin konusu mizahtır. Seyircilerden biri kalkıp sorar 'Nasrettin Hoca'nın torunları olarak zeki insanlarız değil mi?' Aziz Nesin hala dillerde dolaşan o meşhur cevabını verir 'Milletimizin yüzde altmışı aptaldır.' Herkes alkışlar. Sonra kuliste kendisine neden böyle bir cevap verdiğini sorarlar 'Yüzde doksan iki diyecektim ama dilim varmadı' diye cevap verir. Zira bu konuşma 1982 Anayasa Referandumu'ndan kısa bir zaman sonra olmuştur. Bildiğiniz üzere oy verenlerin yüzde doksan ikisi 'evet' oyu vererek anayasayı kabul yönünde tercih kullanmışlardır. Aslında Aziz Nesin'in kast ettiği şey budur.
Carlo Maria Cipolla (1922-2000) İtalyan akademisyen ve ekonomi tarihçisidir. 'Neşeli Öyküler' adlı kitabında tarihe yön veren basit ama komik bazı olayları irdeler. Kitabın sonunda 'Aptallığın Temel Yasaları' diye de bir bölüm vardır. Cipolla bu bölümde insanları dörde ayırır: Saflar, zekiler, haydutlar ve aptallar.
Yaptığı eylemden zarar eden ama bir başkasına da yarar sağlayanlara saflar, yaptığı bir eylemden yarar sağlayan ve aynı zamanda başkalarının da yarar sağlamasına neden olanlar zekiler, yaptığı eylemle kendine yarar sağlayan ama başkasına zarar verenlere de haydutlar der. Aptallar ise kendine hiçbir yarar sağlamadan, hatta bazen zarara uğrayarak başka birine zarar veren kişilerdir. Cipolla'ya göre dünyaya zekilerden çok aptallar yön verir.
Aptallığın temel yasalarını ise şöyle maddeler kitabında:
- Çevremizde her zaman ve kaçınılmaz olarak bizim tahmin ettiğimizden daha fazla aptal vardır.
- Belirli bir insanın aptal olma olasılığı, aynı kişinin herhangi bir başka karakter özelliğinden bağımsızdır.
Tabiat, her zaman ve her yerde eşit oranda aptal bulunmasını sağlar. Sorun, bunların kimler olduğunu, aptallıklarının doğal sonuçlarını yaşayıncaya kadar fark etmenizin mümkün olmamasıdır. Ancak, nereye giderseniz gidin, sonuçta etrafınızda her zaman aynı oranda -birinci temel yasa gereği- en kötümser tahminlerinizin de üstünde aptal olacağını varsaymanız yararınıza olacağıdır.
- Bir aptalın çevresine zarar verme olasılığı toplumsal hiyerarşi içindeki yerinin yüksekliği ile doğrudan orantılıdır.
Geleneksel toplumların kati ve değişmez hiyerarşisi içinde aptal olduğu halde iktidar sahibi olanların bu gücü ellerinde tutmayı sürdürmeleri doğal görülebilir.
Peki, neden modern toplumlarda da aynı durum
geçerli?
Bu noktada, genel seçimler, iktidar sahipleri arasında da aynı sabit oranda aptal olmasını güvence altına almanın en etkili aracıdır. Birinci temel yasaya göre, seçmenlerin arasında, her zaman ve tahmin edilenden daha fazla aptal vardır. Birinci ve ikinci temel yasanın bileşimi ise, adaylar arasında, yine, her zaman ve tahmin edilenden daha fazla aptal olduğunu, üstelik de bunları, kendilerini eylemleriyle ortaya koyana, yani seçildikten sonra icraatlarına başladıkları zamana kadar fark etmenizin imkansız olduğunu ortaya koyar. Seçmenler arasında o sabit orandaki aptalın, kendilerine hiçbir yarar sağlamaksızın, size ve topluma zarar verecek şekilde oy kullanacakları, yani mümkün olan en çok sayıda aptal adayı seçecekleri ise, Temel Kuralların bir gereğidir.
- Aptal bir kişi, en umulmadık ve en düşünülmedik zaman ve yerde, nedensiz ve belirli bir planı olmadan karşınıza çıkar.
- Aptalların eylemleri mantık kurallarına uymadığı için insanlar onların eylemleri karşısında şaşkınlıkla bakakalır, şaşkınlıktan kurtulanlar ise ne yapacaklarını bilemezler, çünkü aptalın mantıksız eylemine mantıkla karşılık vermek ya da karşılık verseniz bile sonuç almak mümkün değildir.
(devam edecek…)
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020