İstanbul'da, Bursa'da ve Ankara'da meydanlar Prof. Dr. Haydar Baş için dolup taşınca, bazılarına oturduğu koltuklar dar gelmeye, rahatsızlık vermeye başladı.Öyle bir psikolojik sıkıntıya girdiler ki, eleştirseler reklam olacak, zaten övgüyle bahsetmek istemiyorlar; velakin zaman geçtikçe "bükemediğin eli öpeceksin" stratejisine doğru hızla yaklaşıyorlar.Çünkü milletteki duyarlılık her geçen gün artıyor ve Sayın Baş'ın projeleri daha fazla kabul görüyor.Sayın Baş'ın ekonomik görüşlerini ve projelerini oluşturan Milli Ekonomi Modeli akademik düzeyde onaylandığı ve takdir edildiği için daha da önemlisi Nobel'e aday gösterildiği için milletimiz dün algılayamadığı bu çözüm projesine bugün daha fazla ilgi gösteriyor.Esasen milletimiz bunun dışında başka bir çözüm olmadığını da bilfiil yaşayarak öğreniyor. Bundan sonra siyasiler milli söylemler geliştirseler dahi Sayın Baş'ın taklidinden öteye geçmeyecektir. Bütün bu girişimler Sayın Baş'ın konumunu ve milletin nezdindeki itibarını arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.Bu manada Ankara Tandoğan Meydanında bir vatandaşımızın elindeki dövizde yazan "Sayın Hocam bu sefer yanılmayacağız" cümlesi çok şey ifade etmektedir.Bu şu demektir: "Sayın Hocam senin bir hazine olduğunu biraz geç kavradık, ama bir daha asla seni bırakmayacağız, seninleyiz ve varız".Şimdi gelelim, özellikle Bursa Mitinginden sonra bazı yorumcuların basit eleştirilerine.Sayın Baş'ın asgari ücreti 2 bin liraya çıkarma projesini algılayamamışlar.Yok efendim, bu hangi kaynakla sağlanacakmış ve banknot matbaasında üretilen yerli kaymeler uluslararası kredi merkezlerine kabul ettirilebilecekmiymiş.Mitingi takip edenlerin iyi anladığı, ama maksadı hata aramak olan basın mensuplarının bir türlü anlamak istemediği bu mesele nedir?Bu maksatlı basın mensuplarımız eğer Sayın Baş'ın dünyaca meşhur Milli Ekonomi Modeli kitabının kapağını biraz kaldırıp bir iki satır okuyabilselerdi bu anlayamadıkları konunun ne kadar anlaşılır olduğunu anlarlardı.Fakat maksat üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olunca?Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, Milli Ekonomi Modeli bir bütündür. Ekonomiye daha tanımından başlayarak yepyeni bir anlayış getirmektedir.Model, özetle tüketim endeksli bir denge analizi olarak tanımlanmaktadır.Bugün dünyadaki ve ülkemizdeki pazar darlığı, stoklardaki artış üretim ve maliyetli para piyasalarına dayalı kapitalist ekonomik anlayışın anlamsızlığını ortaya koymaktadır.Üretim canlandırılmaya çalışılıyor, ama pazar yok, piyasada para yok, ama para piyasalarında paralar maliyetli olarak uçuşuyor.Milli Ekonomi Modeli bu çarpıklığı ortadan kaldırmaktadır. Nasıl mı?Tüketim kesimi olarak tanımladığı, belirli bir gelirin altında bulunan ve tüketim kabiliyetini kaybetmemiş olan vatandaşların cebine sosyal devlet projeleri kapsamında para koyarak. Bunlardan birisi de asgari ücretin 2 bin YTL olması.Maksat her bir vatandaşın tüketebileceği miktarda para temin edebilmesini sağlamak ve bu şekilde ekonomiye tüketici olarak kazandırmak. Bunun ekonomik anlamı "doğal bir iç pazar"dır. Yani üretilen ürünlere iç piyasada müşteri bulmak ve daha fazla tüketim daha fazla üretim anlamına geleceğinden yeni ürün üretiminin de önünü açmak. Şimdi gelelim kaynak meselesine.Sayın Başın Modelinde 3 temel kaynak açıklanmaktadır: 3 katrilyon dolarlık madenlerimizin devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi, üreticiyi mağdur etmeyen bir vergi anlayışı ve senyoraj geliridir.Biz şu an bu kaynaklardan sadece birini kullanıyoruz: vergi. Onun da yarısından fazlasını her yıl borçların faizine gönderiyoruz; yaklaşık 60 milyar YTL'sini. Yazarlarımız Sayın Baş'ın Modeli'ne bu dar pencereden baktığından, diğer bir ifadeyle şaşı baktıklarından jeton bir türlü düşmüyor.Tekrar edelim, Sayın Baş'ın Modeli bir bütündür.Yabancılara olan borçların tamamı ödenecek ve bir daha borç asla alınmayacaktır. Bunun için gerekli kaynaklar 3 Kasım seçimlerinde detaylı olarak açıklamıştır.Yani 60 milyar YTL artık borçların faizine değil, vatandaşın cebine gidecektir. Sayın Baş bu noktada şunu demektedir "Faiz ödemeye, hortumcuya, batan bankalara para buluyorsun da, sıra vatandaşa gelince mi bulamıyorsun?"Düşünebiliyor musunuz, devlet kurduğu bir çok maden şirketiyle milletiyle ortak olarak madenlerini işletiyor ve gelir elde ediyor; tüketim canlandığı için üretim de katlanıyor dolayısıyla toplanan vergi de makul olmasına rağmen kat kat fazla oluyor, bir de senyoraj geliri dediğimiz, üretilen mal ve emeğin karşılığı para da devreye girince sizce hangi sosyal proje hayata geçirilemez?Son olarak şunu da ifade etmeliyim ki, Milli Ekonomi Modeli Türkiye'sinde yabancılarla olan ekonomik diyalogumuz sadece ulusal menfaatlerimize uygun dış ticaret şeklinde olacaktır. Onların kredi kuruluşlarının bizim için hiçbir anlamı olmayacaktır. Zaten onların 1 kuruş kredisine de ihtiyacımız kalmayacaktır.Anlamakta zorluk mu çekiyorsunuz?Savaştan yorgun olarak çıkmış, genç nüfusu az bir Türkiye'de Atatürk'ün önderliğinde ekonomide milli bir anlayış devreye konuldu ve çok şeyler başarıldı.Bugün daha kapsamlı bir ekonomik model olan Milli Ekonomi Modeline sahip daha çok genç nüfuslu, daha tecrübeli bir Türkiye bunları neden başarmasın?Yeter ki karar verilsin ve bir adım atılsın.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024