Asıl hedef milleti parçalamak

AB ve ABD'ye bağımlı politikalar nedeniyle her türlü provokatif senaryolara açık bir ülke haline geldik.Senaryolar siyasi de olsa, ekonomik de olsa hatta terör kapsamında da olsa hepsi dış güdümlü, bu ülkenin samimi insanlarıyla alakası yok. Sadece, şahsi emellerini bu ülke üzerinde menfur emelleri olanlarla birleştiren bazı yerli figüranlar devreye konulabiliyor.Ülkemiz üzerinde menfur emelleri olanlar direkt olarak cepheden saldırsa sorun yok. Bu saldırılara karşılık verebilecek irademiz ve gücümüz fazlasıyla mevcut, ama bugünün mücadeleleri bu şekilde olmuyor.Batılı ülkeler öncelikle ülke içerisinde yerli işbirlikçilerini buluyorlar. Bu işbirlikçiler toplumun her kesminde olabiliyor.Bu işbirlikçilerin bazıları ülkeyi AB ve ABD'ye bağımlı hale getirebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar, bazıları taviz sürecine gölge olmaya çalışıyorlar, bazıları milleti bir ve beraber tutan ortak değerleri yıpratma noktasında faaliyetler gösteriyorlar, bazıları da düzenledikleri terör eylemleriyle bir sis bulutu oluşturup ya verilen tavizlerin üstünü örtüyorlar, ya da ülkeyi daha fazla tavize zorluyorlar. Bazıları devleti yıpratma gayretinde, bazıları orduyu, bazıları da milleti...Ama neticede olan millete oluyor. Asıl hedef her zaman millettir.Çünkü devletin de, ordunun da görevi milleti korumak ve kollamaktır, asli hedefleri milletin ilelebet payidar kalmasını sağlamaktır.Batılı güçler, devlet ve ordu korumasında olan bir milleti paramparça edemeyeceği için hep senaryolarını bu kurumlar üzerinde yoğunlaştırıyorlar.Yerli işbirlikçilerin yardımıyla senaryolar devreye konuluyor, birbirlerinin ayrılmaz unsurları olan devlet, asker ve millet arasına fitne tohumları ekilmeye çalışılıyor. Devlet bir tarafa, asker bir tarafa, millet bir tarafa çekilmeye çalışılıyor.Oluşan toz duman daha fazla tavizin önünü açıyor. Ülkeyi Irak benzeri parçalamak isteyenlere gün doğuyor.Artık bu güdümlü politikalara ve senaryolara dur diyebilmeliyiz.Türk milleti büyük bir millet, hiçbir milletin sahip olmadığı bir devlet tecrübesine sahip. Bizim ne siyasi, ne ekonomik, ne hukuki, ne kültürel, ne de ahlaki olarak Batı aklına ihtiyacımız yok. Onların aklı kendilerine faydalı değil ki bize olsun.Onlar kriz ve kaosların içerisinde debelenip duruyorlar. Onların aklı sadece fitneye, bölücülüğe, katliama, sömürgeciliğe, işkence ve zulme, işgale iyi çalışıyor.Bugünün dünyası onların eseri değil mi?Dünyadaki bütün insanlara yetecek kadar buğday, arpa, mısır... varken milyarlarca insan açlık ve sefaletle boğuşuyor. İşte Batı medeniyeti bu.Artık kavgaları bir kenara bırakıp bir ve beraber olmalıyız.Devlet ve askersiz bir millet olmayacağına göre, millet olarak kurumlarımız üzerinde oynanan kirli senaryoları farketmeli, birlik ve beraberliği milli projeleriyle tesis edebilecek olanlara imkan tanımalıyız.Taşeron politikalarla ülkemizi gel-geç hanına çevirenlerin ülkeyi ne hale getirdiklerini gördük. Ülke içinde bir taraftan kaos ve kavga ortamları oluşturulurken, bir taraftan da değişik senaryolarla ABD'nin Ortadoğu'daki menfur emellerine alet olmaya zorlanıyoruz.Bu gidişat pek hayırlı değil. Karar milletimize aittir.