logo
29 MART 2024

Atatürk ve Halil Ağa

06.01.2017 00:00:00
O bir halk adamıydı... O'nu tek başına yürürken, kâh işçilerle beraber soğan ekmek yerken, kâh balıkçılarla beraber oturmuş ayakkabı ve çoraplarını çıkarmış çayını yudumlarken, kâh bir iğde ağacının dibinde tefekküre dalmış görmeniz mümkündü... Yine günlerden bir gün "Nuri kaçır beni, kimseler duymasın" der.
Atatürk ve Nuri Conker, Florya Köşkü'nün tüm nöbetçilerini atlattılar ve köşkten kaçarlar...
Altlarında, Nuri Conker'in bir arkadaşının arabası vardı. Eylül sonu akşamı sonbaharın tadını çıkararak, Çekmece'ye doğru gidiyorlardı.
Birden Atatürk'ün gözleri akşam güneşi altında çift süren köylüye takıldı. Yaşlı bir adamdı bu. Sapanının sapına iyice yapışmış, toprakları yavaş yavaş deviriyordu. Fakat çiftin bir yanında öküz, bir yanında merkep vardı.
Eşit güçlerle çekilmediği için sapan yalpa yapıyordu. Atatürk şoföre durmasını söyledi. İndiler. Köylüye seslendi:
- Kolay gelsin Ağa!
...
- Bakıyorum, sapanın yanında bir öküz, bir yanında merkep koşulu. Öküzün yok mu senin?
- Var olmasına vardı ya, Hıdrellezde vergi memurları sattılar.
- Hiç vergi memurları köylünün üretim aracını satar mı? Olmaz böyle şey! Muhtara şikâyet etseydin...
Köylü güldü:
- Muhtar başında deel miydi memurun a bey?
Atatürk dudaklarını dişleri arasında ezerek konuştu:
- Kaymakama gitseydin.
Köylü iyice güldü:
- Sen de benle gönül mü eyleyon beyim?, dedi.
Atatürk konuşmayı sürdürdü:
- E peki, İstanbul şuracıkta geleydin valiye anlataydın derdini... Onun işi bu değil mi?
Köylü Atatürk'ün saflığına inanmış iyiden iyice gülüyordu. Konuşmanın tadını çıkardığı için keyiflenmişti de biraz. Kestirip attı:
- Bırak şu sağarı Allah'ını seversen! Biz onun buralardan gelip geçtiğini çok gördük. Yakasına yapışsak acep derdimizi duyurabilir miyiz?
Atatürk sordu:
- Adın ne senin Ağa?
- Halil... Köylük yerde sorsan, Halil Ağa derler...
- Demek varlıklısın?.. Ağa dediklerine göre.
- Acık çiftimiz çubuğumuz varken adımız ağaya çıkmış.
- Peki Halil Ağa, bu senin işin beni bayağı meraklandırdı. Benim bildiğime göre, bir çiftçinin üretim aracı elinden alınmaz. Sen aldılar diyorsun. Hadi kaymakam şöyle, vali öyle diyelim; e peki bir başvekil İsmet Paşa var bilir misin?
- Bilmez olur muyum, beyim?
- Tamam öyleyse, hemen her hafta İstanbul'a geliyor. Florya Köşkü'ne iniyor. Köşk de şuracıkta. Bir gün kapıda bekleseydin de derdini dökseydin ona... Herhâlde çaresini bulurdu.
- Sen benim konuşmamdan hoşlaştın, gönül eyliyorsun. Ama bak şimci, tutalım gittim vardım, beni o kapıya koymazlar ya... Tutalım ki kodular, koskoca İsmet Paşa'mızı göstertmezler ya... Tut ki gösterdiler ya ona halimi nasıl yanacağım hele; o sağarın sağarı! Heç işitmez beni...
Nuri Conker, lâfa karışmak istedi, Atatürk bir hareketiyle onu durdurdu.
- E peki, bakalım bu dediğime ne bulacaksın!, dedi.
- Atatürk koca yaz şuracıkta oturup duruyordu. Gitseydin, çıksaydın önüne, anlatsaydın halini. O da seni yüzüstü bırakacak değildi ya!..
Köylü iyice keyiflenmiş gülüyordu.
- Sen ne diyorsun bey? Mustafa Kemal Paşa Atatürk'ümüzün yüzünü görmek için Peygamber gücü gerek... Hem, tut ki gördük; yiyip içmekten, işinden gücünden başını kaldırıp öküzün arkasından mı seğirecek?
...
Dönüş yolunda Atatürk konuşmuyor, Yüzünde ince bir keder vardı.
- Yahu çocuk, şu Halil Ağa'nın vergi borcundan öküzünü satmışız, merkeple çift sürüyor, hala da 'Devlet Baba' diyor. Ne mübarek millet, bu millet!
Atatürk köşke vardıklarında yaverine Vali Muhittin Üstündağ, Başbakan İsmet İnönü ile İstanbul'da bulunan bütün bakan ve milletvekillerini akşam köşke yemeğe davet etmesi talimatını verir. Nuri Conker ise Halil Ağa'yı getirecektir. Atatürk tembihler: "Ona kim olduğumu söyleme. Tüccar, zengin bir adam filân dersin. 'Seni sevdi, sana öküz alıverecek' diye birşeyler söyle."
Yemek vakti gelir. Sofrada başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve validen oluşan 25 kişi vardır. Atatürk konuklarına "Bu akşam soframıza efendimiz gelecek. Kendisine nasıl davranacağınızı çok merak ediyorum." der.
Aradan fazla zaman geçmez, başyaver içeri girerek Atatürk'ün müsaadesini alır ve ardından Halil Ağa'yı içeri alır. Halil Ağa, Atatürk ve devlet erkânını karşısında görünce heyecanlanır, dizlerinin bağı çözülür. Atatürk'ün sağ yanına oturtulur.
Atatürk, "Bak beri, Halil Ağa. Sen bu akşam benim başmisafirimsin. Senin açık sözlülüğünü pek çok beğendiğimi bugün söyledim. Konuşmamızdan sonra sana hiçbir zarar gelmeyecek. Öküzünü de alacağım. Ama şimdi ben tarlada sorduklarımı baştan soracağım, sen de orada söylediklerini aynen tekrarlayacaksın." der ve Halil Ağa'yı iyi bir terletir.
Şöyle dedin, böyle demedin... Öyle değildi, böyleydi... Kabilinden diyaloglarla Atatürk, Halil Ağa'yla uğraşır durur... Halil Ağa çok defa kıvırır, söylediklerini ters çevirir, "Vali Paşamız için öyle demek istemedim... Şanlı İsmet Paşamız için öyle demek istemedim..." gibi cümlelerle konuyu geçiştirmeye çalışır.
Sıra en zor soruya gelir... Atatürk bu kez, Halil Ağa'nın kendisi için söylediğini söylemesini ister... Halil Ağa burada durur ve "İşte bunu demem Paşam. Ağzıma ataş doldur, işte bunu demem!" der.
Bu arada Atatürk, sofradaki devlet erkânını çıkardıkları kanunların nelere sebep olduğuna dikkat çekerek uygun bir dille fırçalar... Derken Halil Ağa müsaade ister, sofradan kalkar... Atatürk, konuklarına döner ve şöyle der: "Efendimizin halini gördünüz mü beyler? Devlet size böyle davransa, siz ne yaparsınız? Mübarek millet bu, adam millet bu... Şimdi bu milletin karşısında 'adam olmak', bize düşüyor!.."
Beyler, ben çiftçinin koşumluk hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tohumluk buğdayını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tarım aletini, sağımlık hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ankara'ya dönecek ve bu işi hemen halledeceksiniz.
Bu olaydan sonra aşağıdaki kanun bir gecede hazırlanıp yasalaştırılmıştır. İcra İflas Kanunu Madde 82/4: Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez.
 
Adem Birinci / diğer yazıları
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.