Gülünçlüğün bu kadarı: Lidersiz bir mücadele, lidersiz bir millet telakkisi. Halbuki lider, tek başına millettir, devlettir, milletin inancıdır. "İki kişi ibadet ederken birini lider seçin, önderlik etsin" diyen bir dinin "koyu mensupları" olduğu iddiasını hararetle ortaya koyanlar, Kurtuluş Mücadelesinde Atatürk'ün ehemmiyetini inkar ediyorlar.
"Sizi yönetenlerin dini üzeresiniz" ölçüsüne sahip bir inancın mensubu olduğunu iddia edenler, "Atatürk dinsizdi, peşindekilerin dindarlığı bizi kurtardı"
diyorlar.
"İnsanlar peşine düştükleridir. Neyi arıyorsan osun sen" demiş Mevlana. Ne demek?
Şu demek: Atatürk dinsizse, "peşine düşen mütedeyyinler" diye adlandırdıkların da dinsiz demek. Ne bahtsız bir iddia! Ne çarpık bir zihniyet!
Atatürk'ün din ile bir mücadelesini arayın, bulamazsınız. Atatürk'ün mücadelesi, dini motifleri veya dini sanılan motifleri aracı ederek şahsi menfaatlerini bu topluma diş bileyenlerin menfaatleriyle birleştirenlerin, milletin aleyhine attıkları adımları örtmesidir. Allah aşkına, sol yanında zerre kadar vicdan barındıran kim vardır ki, bu aldatmacaya, bu ajanlığa gönlü razı gelsin?
Allah diyerek, cübbeye sarınarak, bu toplumun inancını şahsi karaktersizlik ve namussuzluğuna siper edenlere karşı gelmek, samimi bir inancın tezahürünün önünü açacağı gibi, vatanın kurtuluşunun yegâne yoludur. Biz İstiklal Harbimizi, emperyalizme karşı verdiğimiz gibi, bu içimizdeki emperyalizm işbirlikçileriyle de verdik zaten. Liderlerin şahsına yapılan her saldırı, onları benliği ve duruşu ile temsil ettiği fikre ve inancadır.
Bugün, Kuva-yı Milliye'ye hakaret edemeyenler, dinsiz yaftası yapıştıramayanlar, önce 'ibadet ettiğin her yer vatanındır' görüşüyle vatan sevgisini azaltma gayretine girerken, aynı paralelde dimağlardaki Atatürk fikrine saldırarak, bilinçlerdeki Atatürk düşünü değiştirmeye çalışarak da bunu yapmaya çalışıyorlar. Bu iki iki daha dört eşdeğerinde bir hakikattir.
Öyle olmasaydı, Kuva-yı Milliye'ye burada yazmamla muhtemelen gazetenin ceza alacağı hakaretleri savuran, "birkaç yiğit yok mu ki bu asi paşaları vursun gibi" sözleri sarf eden İskilipli'ye Hoca demezlerdi.
Ne kadar zararlı cemiyet üyesi varsa peygamber, evliya sıfatlarını esirgemeden yapıştırıyorlar. Zararlı cemiyet ne demek? Biz, vatan kurtarırken işgalci kuvvetlerin ülkemizdeki propagandasını yapmak demek. Biz düşmana giderken sırttan hançerleyen demek. Bunu hangi vicdan savunabilir? Bir, onun bunun adamı olan, toplumu toplum aleyhine yöneltmekle birilerinden kâr elde eden ekran şarlatanları savunabilir.
Her lidere yapılan her saldırı, onun bağrında barındırdığı zihniyete ve inanca yapılmış demektir. Bunu böyle görmedikçe üzerimize oynanan oyunları, elimizden sahip olduğumuzu almak için fikrimizi eğmeye çalışanların neyi, niçin yaptığını anlayamayız?
"Sizi yönetenlerin dini üzeresiniz" ölçüsüne sahip bir inancın mensubu olduğunu iddia edenler, "Atatürk dinsizdi, peşindekilerin dindarlığı bizi kurtardı"
diyorlar.
"İnsanlar peşine düştükleridir. Neyi arıyorsan osun sen" demiş Mevlana. Ne demek?
Şu demek: Atatürk dinsizse, "peşine düşen mütedeyyinler" diye adlandırdıkların da dinsiz demek. Ne bahtsız bir iddia! Ne çarpık bir zihniyet!
Atatürk'ün din ile bir mücadelesini arayın, bulamazsınız. Atatürk'ün mücadelesi, dini motifleri veya dini sanılan motifleri aracı ederek şahsi menfaatlerini bu topluma diş bileyenlerin menfaatleriyle birleştirenlerin, milletin aleyhine attıkları adımları örtmesidir. Allah aşkına, sol yanında zerre kadar vicdan barındıran kim vardır ki, bu aldatmacaya, bu ajanlığa gönlü razı gelsin?
Allah diyerek, cübbeye sarınarak, bu toplumun inancını şahsi karaktersizlik ve namussuzluğuna siper edenlere karşı gelmek, samimi bir inancın tezahürünün önünü açacağı gibi, vatanın kurtuluşunun yegâne yoludur. Biz İstiklal Harbimizi, emperyalizme karşı verdiğimiz gibi, bu içimizdeki emperyalizm işbirlikçileriyle de verdik zaten. Liderlerin şahsına yapılan her saldırı, onları benliği ve duruşu ile temsil ettiği fikre ve inancadır.
Bugün, Kuva-yı Milliye'ye hakaret edemeyenler, dinsiz yaftası yapıştıramayanlar, önce 'ibadet ettiğin her yer vatanındır' görüşüyle vatan sevgisini azaltma gayretine girerken, aynı paralelde dimağlardaki Atatürk fikrine saldırarak, bilinçlerdeki Atatürk düşünü değiştirmeye çalışarak da bunu yapmaya çalışıyorlar. Bu iki iki daha dört eşdeğerinde bir hakikattir.
Öyle olmasaydı, Kuva-yı Milliye'ye burada yazmamla muhtemelen gazetenin ceza alacağı hakaretleri savuran, "birkaç yiğit yok mu ki bu asi paşaları vursun gibi" sözleri sarf eden İskilipli'ye Hoca demezlerdi.
Ne kadar zararlı cemiyet üyesi varsa peygamber, evliya sıfatlarını esirgemeden yapıştırıyorlar. Zararlı cemiyet ne demek? Biz, vatan kurtarırken işgalci kuvvetlerin ülkemizdeki propagandasını yapmak demek. Biz düşmana giderken sırttan hançerleyen demek. Bunu hangi vicdan savunabilir? Bir, onun bunun adamı olan, toplumu toplum aleyhine yöneltmekle birilerinden kâr elde eden ekran şarlatanları savunabilir.
Her lidere yapılan her saldırı, onun bağrında barındırdığı zihniyete ve inanca yapılmış demektir. Bunu böyle görmedikçe üzerimize oynanan oyunları, elimizden sahip olduğumuzu almak için fikrimizi eğmeye çalışanların neyi, niçin yaptığını anlayamayız?
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018