Bundan elli-yüz yıl sonra birileri başlasa konuşmaya.
"Efendim bu Erdoğan var ya din düşmanı" deseler.
"Fetullah Gülen diye bir hocaefendi varmış, bu zat ikide bir ağlayacak kadar ince yürekliymiş" deseler.
"Dünya çapında, Türkçe öğretiyormuş" deseler.
"Erdoğan, bu adama terörist falan demiş" deseler.
"E adam din adamı, ona karşı olanın demek ki dinle zoru var" falan da deseler.
Yanlış olmaz mıydı?
Bu söylenenler, Gülen'in vatanı ve milleti karşısına almış bir gizli kardinal olduğu gerçeğini örter miydi?
Çarpıtmaya dayanan böyle bir söylemin sonucu olarak, Erdoğan 'dinsiz' ilan edilse?
Bu söylenenler Erdoğan'ı dinsiz yapar mıydı?
Elcevap: Hayır.
İşte, yıllardır Atatürk'e yapılan da bundan ibaret.
Nerede bir vatan ve o vatan üzerinde hesabı olan varsa, o vatan dâhilinde vatan üzerinde hesabı olanların ajanı olan vatan hainleri bulunur.
Atatürk'ün vaktinde de vatan hainleri vardı.
Hem de bu vatan hainleri, yönetimi ele geçirmek uğruna iki yüz küsur insanı öldürenlerden daha da aşağılıktı.
Bugün, elhamdülillah bir vatanımız var.
O gün, ortada bir vatan kalmamış.
Gücü olan, bizim topraklarımızdan biraz daha kendine pay çıkarma derdinde.
Bir varlık-yokluk mücadelesi.
Padişah, 'aman mücadele etmeyin efendim' çizgisine gelmiş.
Arkamızda hiçbir devlet kurumu yok.
'Vatanım işgal edilmesin', 'evladımın adı Edward olmasın", "evladım özgür olsun" derdine düşen vatan sevdalısı insanımız, vatanı kurtarmak için örgütleniyor.
Ne cepte para var, ne elimizde düşmanınki gibi silah?
İşte tam da bu atmosferde, birtakım hainler çıkıyor.
'Eşkıya sürüsü bunlar, sakın ha bunlara tâbi olmayın" diyorlar.
Bu mücadeleyi verenlere daha burada yazamayacağım çok ağır hakaretler savuruyorlar.
Zararlı cemiyetler kuruyor bu hainler.
Halk, işgale direnmesin diye, vatan Yunan'ın, İngiliz'in olsun diye her türlü 'fetvayı' veriyorlar.
Bildiriler yazıyorlar, İngiliz uçakları dağıtıyor.
"Haçlılar size zarar vermez, onları öfkelendirmeyin" diyorlar.
Atatürk, bir yandan cephede savaş verirken, bir yandan cephe arkasında da düşmanın eliyle var olan bu saldırılarla mücadele ediyor.
Sonra elli-yüz yıl sonra birileri çıkıyor.
Başlıyorlar konuşmaya.
"Efendim bu Mustafa Kemal din düşmanı" diyorlar.
Vatan işgal edilsin diye fetva vererek vatana ihanet eden alçakları kast ederek, "Efendim hocaları asmışlar" diyorlar.
Meclisin yarısından çoğunun da din adamı olduğunu, bu mücadeleyi Atatürk'ün din adamlarıyla yürüttüğünü, asılanların dini tıpkı günümüzdeki FETÖ gibi vatana ihaneti saklamak için bir kılıf, bir istismar aracı olarak kullanan hainler olduğunu örtüyorlar.
Öyleyse, bugün bu yapılan yanlış olmuyor mu?
İman dolu bir mücadelenin önderi olan Atatürk, bu alçak çarpıtmanın sonucu olarak 'dinsiz' ilan ediliyor.
Ama şüphesiz, bu vatan için, namus için, özgürlük için, inancımız için mücadele vermeye ömrünü harcamış bu büyük devlet adamını, bu büyük lideri dinsiz yapmıyor.
Dediğim gibi, nerede bir vatan ve o vatan üzerinde hesabı olan varsa, o vatan dâhilinde vatan üzerinde hesabı olanların ajanı olan vatan hainleri bulunur.
Her devirde bu 'konuşan birileri' var ve olacak.
Biz bu hainleri ayırt etmezsek, edemezsek, vatanımızı, ajanlarını gönderen güçlere teslim ederiz.
"Efendim bu Erdoğan var ya din düşmanı" deseler.
"Fetullah Gülen diye bir hocaefendi varmış, bu zat ikide bir ağlayacak kadar ince yürekliymiş" deseler.
"Dünya çapında, Türkçe öğretiyormuş" deseler.
"Erdoğan, bu adama terörist falan demiş" deseler.
"E adam din adamı, ona karşı olanın demek ki dinle zoru var" falan da deseler.
Yanlış olmaz mıydı?
Bu söylenenler, Gülen'in vatanı ve milleti karşısına almış bir gizli kardinal olduğu gerçeğini örter miydi?
Çarpıtmaya dayanan böyle bir söylemin sonucu olarak, Erdoğan 'dinsiz' ilan edilse?
Bu söylenenler Erdoğan'ı dinsiz yapar mıydı?
Elcevap: Hayır.
İşte, yıllardır Atatürk'e yapılan da bundan ibaret.
Nerede bir vatan ve o vatan üzerinde hesabı olan varsa, o vatan dâhilinde vatan üzerinde hesabı olanların ajanı olan vatan hainleri bulunur.
Atatürk'ün vaktinde de vatan hainleri vardı.
Hem de bu vatan hainleri, yönetimi ele geçirmek uğruna iki yüz küsur insanı öldürenlerden daha da aşağılıktı.
Bugün, elhamdülillah bir vatanımız var.
O gün, ortada bir vatan kalmamış.
Gücü olan, bizim topraklarımızdan biraz daha kendine pay çıkarma derdinde.
Bir varlık-yokluk mücadelesi.
Padişah, 'aman mücadele etmeyin efendim' çizgisine gelmiş.
Arkamızda hiçbir devlet kurumu yok.
'Vatanım işgal edilmesin', 'evladımın adı Edward olmasın", "evladım özgür olsun" derdine düşen vatan sevdalısı insanımız, vatanı kurtarmak için örgütleniyor.
Ne cepte para var, ne elimizde düşmanınki gibi silah?
İşte tam da bu atmosferde, birtakım hainler çıkıyor.
'Eşkıya sürüsü bunlar, sakın ha bunlara tâbi olmayın" diyorlar.
Bu mücadeleyi verenlere daha burada yazamayacağım çok ağır hakaretler savuruyorlar.
Zararlı cemiyetler kuruyor bu hainler.
Halk, işgale direnmesin diye, vatan Yunan'ın, İngiliz'in olsun diye her türlü 'fetvayı' veriyorlar.
Bildiriler yazıyorlar, İngiliz uçakları dağıtıyor.
"Haçlılar size zarar vermez, onları öfkelendirmeyin" diyorlar.
Atatürk, bir yandan cephede savaş verirken, bir yandan cephe arkasında da düşmanın eliyle var olan bu saldırılarla mücadele ediyor.
Sonra elli-yüz yıl sonra birileri çıkıyor.
Başlıyorlar konuşmaya.
"Efendim bu Mustafa Kemal din düşmanı" diyorlar.
Vatan işgal edilsin diye fetva vererek vatana ihanet eden alçakları kast ederek, "Efendim hocaları asmışlar" diyorlar.
Meclisin yarısından çoğunun da din adamı olduğunu, bu mücadeleyi Atatürk'ün din adamlarıyla yürüttüğünü, asılanların dini tıpkı günümüzdeki FETÖ gibi vatana ihaneti saklamak için bir kılıf, bir istismar aracı olarak kullanan hainler olduğunu örtüyorlar.
Öyleyse, bugün bu yapılan yanlış olmuyor mu?
İman dolu bir mücadelenin önderi olan Atatürk, bu alçak çarpıtmanın sonucu olarak 'dinsiz' ilan ediliyor.
Ama şüphesiz, bu vatan için, namus için, özgürlük için, inancımız için mücadele vermeye ömrünü harcamış bu büyük devlet adamını, bu büyük lideri dinsiz yapmıyor.
Dediğim gibi, nerede bir vatan ve o vatan üzerinde hesabı olan varsa, o vatan dâhilinde vatan üzerinde hesabı olanların ajanı olan vatan hainleri bulunur.
Her devirde bu 'konuşan birileri' var ve olacak.
Biz bu hainleri ayırt etmezsek, edemezsek, vatanımızı, ajanlarını gönderen güçlere teslim ederiz.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018