Geçmişte “ilkesiz dış politika” denirdi.
Batıya teslim olmuş…
Haçlı rüzgarına göre yelken açan diplomasi filan diye eleştirilirdi.
Her şeye rağmen yine “milli menfaat gözetilir”di.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, dış politikanın üzerine oturtulması gereken esas ve temelleri şöyle sıralıyor:
“Bağımsızlık, milli menfaatler, barış, karşılıklı menfaat…”.
Prof. Dr. Baş, BTP’nin Türkiye özelinde dış siyaset anlayışını; “ülkemizin topraklarında gözü olmayan ve ülkemiz üzerinde çıkar hesabı olmayan devletlerle siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik işbirliklerine gitmek” olarak tarif ediyor.
Bu köklü diplomasi geleneği ve anlayışından eser var mı Türkiye’de Allah aşkına!
AKP hükümeti, her kurum ve alanda yaptığı gibi, diplomasiyi de altüst etti.
Türkiye, 3 santimlik kağıttan “stratejik derinlik” sahibi AKP’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu’nun eliyle sürükleniyor.
Binlerce yıllık tarihiyle yoğrulmuş bir devlet tecrübesi ve diplomasi geleneği olan koskoca Türkiye Cumhuriyeti, “Haçlı’ya teslim” diplomasi evresini çoktan aşmış, “Haçlı üfürükleriyle sürüklenen bir dış politika”yla ülkemizi ve bölgemizi ateş topuna çevirmiştir.
Türkiye ateşe sürükleniyor.
Bölgemiz ateşe sürükleniyor.
Öyle ölçüsüz, ilkesiz ve frensiz bir sürükleniş ki, Ankara’dakileri Büyük Ortadoğu Projesi’nde kapı kulu gibi kullanan Amerika, Haçlı ülkeleri, NATO, BM… vs. Suriye konusunda uyarıda bulunuyor, bu kadarı da fazla diye ikaz ediyorlar.
Kimden geldiği belli olmayan, hedefinden sapmış her düşen serseri topa, bombalamayla cevap verilmez, diyorlar.
Türkiye’nin sürüklendiği diplomatik vaziyet bu…
AKP diplomasisi, Türkiye’yi eli kanlı Suriyeli isyancıların seviyesinde debelendiriyor.
AKP borazanları ve sözcüleri, üç maymunu oynayarak, Türk milletine pişkin pişkin “sıfır sorun” numarası yutturmaya çalışıyorlar.
AKP sayesinde düşman olmadığımız, kapışmadığımız, restleşmediğimiz, dalaşmadığımız kaç komşumuz kaldı!
Suriye ile fiili savaş halindeyiz.
Irak ile mezhepsel eksenli savaş naraları atıyoruz. Irak yasalarına aykırı dolaplar çeviren Barzani’nin, yanısıra terör ve suikast suçundan kırmızı bültenle aranan Haşimi’nin aramızda kara kedi gibi aramızda dolanmaları cabası…
Rusya ve İran, kendilerinin komşuluk ve bölge politikalarıyla AKP hükümetine sabır gösteriyor, Türk milletiyle olan geleneksel hukuklarını koruyorlar… AKP hükümeti ise, Rusya ve İran’a karşı İsrail-Amerika otak yapımı BOP ekseninde adeta soğuk ve gizli bir savaş yürütüyor.
Yunanistan ve Rum Kesimi ile olan klasik vaziyetimiz malum!
Kim kaldı komşumuz olarak?!
PKK’yi besleyip semirtmeye devam eden ve Büyük Kürdistan’ı er veya geç elbette kuracağız diyen Barzani… AKP kongresinin baş köşesinde elde avuçta kalan tek komşumuz olarak baş tacı ediliyor.
Bu müflis diplomasi sadece AKP hükümetini değil, Türkiye’yi ve bölgemizi ateşin ortasına sürüklüyor.
Türk milleti bu gerçeği görmezlikten gelmeye devam ederse, ateşi hak eder.
Tercih milletimizindir.
Batıya teslim olmuş…
Haçlı rüzgarına göre yelken açan diplomasi filan diye eleştirilirdi.
Her şeye rağmen yine “milli menfaat gözetilir”di.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, dış politikanın üzerine oturtulması gereken esas ve temelleri şöyle sıralıyor:
“Bağımsızlık, milli menfaatler, barış, karşılıklı menfaat…”.
Prof. Dr. Baş, BTP’nin Türkiye özelinde dış siyaset anlayışını; “ülkemizin topraklarında gözü olmayan ve ülkemiz üzerinde çıkar hesabı olmayan devletlerle siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik işbirliklerine gitmek” olarak tarif ediyor.
Bu köklü diplomasi geleneği ve anlayışından eser var mı Türkiye’de Allah aşkına!
AKP hükümeti, her kurum ve alanda yaptığı gibi, diplomasiyi de altüst etti.
Türkiye, 3 santimlik kağıttan “stratejik derinlik” sahibi AKP’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu’nun eliyle sürükleniyor.
Binlerce yıllık tarihiyle yoğrulmuş bir devlet tecrübesi ve diplomasi geleneği olan koskoca Türkiye Cumhuriyeti, “Haçlı’ya teslim” diplomasi evresini çoktan aşmış, “Haçlı üfürükleriyle sürüklenen bir dış politika”yla ülkemizi ve bölgemizi ateş topuna çevirmiştir.
Türkiye ateşe sürükleniyor.
Bölgemiz ateşe sürükleniyor.
Öyle ölçüsüz, ilkesiz ve frensiz bir sürükleniş ki, Ankara’dakileri Büyük Ortadoğu Projesi’nde kapı kulu gibi kullanan Amerika, Haçlı ülkeleri, NATO, BM… vs. Suriye konusunda uyarıda bulunuyor, bu kadarı da fazla diye ikaz ediyorlar.
Kimden geldiği belli olmayan, hedefinden sapmış her düşen serseri topa, bombalamayla cevap verilmez, diyorlar.
Türkiye’nin sürüklendiği diplomatik vaziyet bu…
AKP diplomasisi, Türkiye’yi eli kanlı Suriyeli isyancıların seviyesinde debelendiriyor.
AKP borazanları ve sözcüleri, üç maymunu oynayarak, Türk milletine pişkin pişkin “sıfır sorun” numarası yutturmaya çalışıyorlar.
AKP sayesinde düşman olmadığımız, kapışmadığımız, restleşmediğimiz, dalaşmadığımız kaç komşumuz kaldı!
Suriye ile fiili savaş halindeyiz.
Irak ile mezhepsel eksenli savaş naraları atıyoruz. Irak yasalarına aykırı dolaplar çeviren Barzani’nin, yanısıra terör ve suikast suçundan kırmızı bültenle aranan Haşimi’nin aramızda kara kedi gibi aramızda dolanmaları cabası…
Rusya ve İran, kendilerinin komşuluk ve bölge politikalarıyla AKP hükümetine sabır gösteriyor, Türk milletiyle olan geleneksel hukuklarını koruyorlar… AKP hükümeti ise, Rusya ve İran’a karşı İsrail-Amerika otak yapımı BOP ekseninde adeta soğuk ve gizli bir savaş yürütüyor.
Yunanistan ve Rum Kesimi ile olan klasik vaziyetimiz malum!
Kim kaldı komşumuz olarak?!
PKK’yi besleyip semirtmeye devam eden ve Büyük Kürdistan’ı er veya geç elbette kuracağız diyen Barzani… AKP kongresinin baş köşesinde elde avuçta kalan tek komşumuz olarak baş tacı ediliyor.
Bu müflis diplomasi sadece AKP hükümetini değil, Türkiye’yi ve bölgemizi ateşin ortasına sürüklüyor.
Türk milleti bu gerçeği görmezlikten gelmeye devam ederse, ateşi hak eder.
Tercih milletimizindir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019