Mevcut ekonomik sistemimizde bankaların önemi büyüktür. Bugün üretim ve tüketimde vatandaşın ihtiyaç duyduğu parayı bankalar temin etmektedir.Özellikle likit paranın kıt olduğu günümüzde bankaların sağladığı kredilerin önemi artmaktadır.Özel yerli ve yabancı bankalar için bankacılık hizmeti önemli bir gelir kaynağıdır. Kar etmek için bu kuruluşları açmaktadırlar. Eğer gerekli karı elde edemezlerse kapatıp, başka bir sektöre yönelebilirler.Devlet bankaları ise diğer devlet işletmeleri gibi vatandaşa hizmet için kurulmuş kurumlardır. Devlet bankalarının mutlaka kar amacı da olmakla beraber asıl hedefi, üretmek ve de tüketmek için vatandaş tarafından ihtiyaç duyulan ve özel bankaların ya da kuruluşların temin edemediği krediyi temin etmek ve ekonomik işleyişin devamını sağlamaktır.Devlet bankalarının özelleştirilmesinin yanlışlığını ifade etmeden önce şu anki işleyiş nasıldır buna biraz değinelim.Üretim ve tüketimde şu an talepler karşılanabilmekte midir? Bu manada kurumlar tam olarak görevlerini yapabilmekte midir? Tabii ki hayır.İster devlet bankası olsun, ister özel, maalesef gerek üretimde gerekse tüketimde verilen faiz oranları oldukça yüksektir. Üretimde yıllık yüzde 30 civarında olan bu faiz oranları maliyetleri direk olarak etkilemektedir, bu da fiyatlara yansımaktadır.Stoklarda artışın yaşandığı, tüketimin daraldığı, üretilen mamullerin satılamadığı ülkemizde üretici, malı zararına satmak zorunda kalmakta, böyle bir durumda maliyetini karşılayamadığından aldığı kredileri de ödeyememektedir.Alınan krediler ödenemediği takdirde üzerine binen faiz yükü üreticinin daha da belini bükmekte.Bu sebeple varını yoğunu satan, kepenk kapatan üreticilerimizin sayısı her geçen gün hızla artmaktadır.Tüketici kredileri de aylık bazda az olarak gözükse de birleşik faizler devreye girdiği için katlanmaktadır. Bu krediyi kullanan vatandaşlarımız başlangıçta ödeyebileceğini düşündüğünden adım atmakta, ama sonra katlanarak büyüyen bu ödemenin altında ekonomik koşulların olumsuz etkisiyle ezilmektedir.Bugün vatandaş çaresizdir. Umutla sarıldığı kredi sistemi de vatandaşın önünü açmak yerine, hayatını kısa bir zaman sonra kabusa dönüştürmektedir.Böyle bir manzaranın yaşandığı bir ülkede bankacılık sektörünü özelleştirme ya da yabancı sermayeye devretme gibi çözümler esasen çözümü değil, çözümsüzlüğü getirir.Özelleşen bankalar, ya da bankaları devralan yabancı patronlar daha fazla kar elde etmek için bu işe soyunmaktalar. Onlar için bu bir iş, bir ticaret, bir kar kapısı.Vatandaş, şartların her geçen gün iyiye gittiği bir ülkede aldığı krediyi ödeyebilir, ama tüketimin sürekli daraldığı, fabrikaların kapandığı, stokların arttığı, alınan maaşların yetmediği ülkemizde alınan krediler, o kredi karşılığı ipotek gösterilen mal ya da taşınmazların kısa bir zaman sonra hacizlerle elden çıkmasını ifade eder. Belki de yabancı sermeyenin ilgi noktası burası olabilir. Tavukçuluk sektörünün bir zamanlar önde gelen markalarında Mudurnu tavukçuluğun yabancı sermayeden aldığı krediyi ödeyememe durumunda başına gelenleri hatırlayın. Bu şirketimizin yaşadığını bugün bütün firmalarımız yaşayabilir. Yaşananlardan ders almayı bilmeliyiz.Yarın konumuza devam edeceğiz ve çözümleri sunacağız.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024