Her iktidar seçim dönemine girildiğinde halkın gözünü boyayacak icraatlara imza atar. Bunlar; vergi indirimi, renkli kartların bol keseden dağıtılması (yeşil-kırmızı kart gibi), bazı kalemlerde ucuzluk, borç affı ve uzun zamandır vatandaşa ödenmeyen borçların ödenmesi gibi icraatlardır. AKP hükümeti de bu icraatları kısmî de olsa yaparak halkın gözünü boyamaya çalışıyor. Bu yönüyle seçim sürecinde iktidar partisinin icraatlarının mantığını rahatlıkla kavramak mümkündür. Ancak AKP hükümetinin diğer iktidarlardan çok temel bir farkı var. Bu fark, Başbakan Erdoğan'ın seçim sürecinde söylemine yansıyan ve sıradan vatandaşın bile rahatlıkla anlayabileceği bir farktır. Başbakan Erdoğan seçim yaklaştıkça konuşma kontrolünü iyiden iyiye kaybediyor. Çok ciddi devlet meselelerinde ortaya koyduğu tutum ve üslup herkesten çok devlete ve devletin hükümetler üstü politikalarına zarar veriyor. Bu konuyu, Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz gün CNN Türk televizyonunda katıldığı bir programda sarfettiği bazı sözlerle açmaya çalışalım?Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Kuzey Irak'taki liderlerle görüşmeyeceğine yönelik sözlerini şöyle değerlendiriyor: "Bu sözü kişisel düşünceleridir. Son sözü kurumsal olarak hükümet söyler. Kişiler kurumsal açıklama yaparsa, kaos meydana gelir.Kişiler kişisel düşüncelerini açıklayabilir, O hiçbir zaman kurumun açıklaması olamaz. MGK bildirisinde diplomatik çalışmaların yoğunlaştırılmasına gerek görülmüştür. Büyük devlet diyeceksin, kalkıp 'hiç görüşmem' diyeceksin. Böyle şey olmuş mu? Görüşme yapma, masadan çekil. Netice alman mümkün mü? Görüşmem dediğin insanlara pasaport, gıda vermişsin."Sayın Başbakan, Büyükanıt paşanın sözleri "kişisel" görüş değil, bizzat Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görüşüdür. Bu bir?İkincisi, Büyükanıt paşanın sözlerinden sonra kaos falan meydana gelmemiş, aksine yapılacak çok ciddi hataların önüne geçilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başbakanı olarak, Genelkurmay Başkanımızın Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren önemli bir konuda sarfettiği bu anlamlı sözler sizi neden bu kadar rahatsız etti anlamak mümkün değil. Büyükanıt paşaya gösterdiğiniz tepkinin binde birini, Irak'ın kuzeyini "Kürdistan" olarak niteleyen ABD Dışişleri Bakanı Rice'ye gösterebilseydiniz, bugün Türkiye çok farklı bir noktada olabilirdi. Ama siz, bırakın tepki vermeyi, neredeyse Rice'yi destekler mahiyette bir açıklama yapmayı tercih ettiniz. Başbakanın Rice'nin Kürdistan nitelemesiyle ilgili açıklaması şöyle: "Güneydeki komşumuz Kuzey Irak'tır. Federal yapı içinde Irak komşumuz vardır. Biz merkezi yönetimle muhatap oluruz. Kalkıp da Kürdistan'ı, mürdistanı kabullenmemiz mümkün mü, değil. Başta Abdullah Gül olmak üzere Rice ile biraraya gelecekler, veya telefon görüşmesinde bu hassasiyetler kendilerine iletilecek. Önemli olan, Irak'ın içinde bulunduğu iç savaş hali."Öncelikle, başbakanın "güneydeki komşumuz Kuzey Irak'tır" cümlesini çok tehlikeli bulduğumu ve mayınlı arazide top çevirmekten farksız bir cümle olduğunu belirtmeliyim. Ne demek Kuzey Irak!"Türkiye'nin güney komşusu Irak devletidir" demek çok mu zor. Başbakanın bu Kuzey Irak açılımı, Rice'nin Kürdistan açılımına geçiş süreci olarak yorumlanmaya oldukça müsait. Sayın Başbakan bu tip önemli mevzularda yoruma açık cümleler sarfetmek yerine, Türkiye'nin tavrını ve kati duruşunu ortaya koyan, yoruma ve tefsire ihtiyacı olmayan açık cümleleri neden kuramaz anlamak mümkün değil.Türkiye'nin üniter yapısını ve bağımsızlığını yakından ilgilendiren böyle kritik konularda, Başbakanımızın "Kürdistan- mürdistan" açılımındaki gevşekliği kabullenmek mümkün değil?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012