Samsun'un 2023 kaza bilançosu
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre Samsun'da 2023 yılında yaşanan trafik kazalarında 127 kişi hayatını kaybetti, 6 bin 577 kişi yaralandı
16.05.2024 12:06:00
İhlas Haber Ajansı
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre Samsun'da 2023 yılında yaşanan trafik kazalarında 127 kişi hayatını kaybetti, 6 bin 577 kişi yaralandı.
TÜİK, 2023 yılı karayolu trafik kaza istatistiklerini açıkladı. Buna göre Türkiye'de 235 bin 71 adet ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Trafik kazalarında 6 bin 548 kişi hayatını kaybetti, 350 bin 855 kişi yaralandı.
TÜİK il verilerine göre Samsun'da 2023 yılında 21 bin 968 trafik kazası meydana geldi. 2023 sonu itibarıyla 453 bin 751 motorlu kara taşıtının bulunduğu Samsun'da ölümlü ve yaralanmalı kaza sayısı toplam 4 bin 414. Bu kazalarda toplam 127 kişi hayatını kaybetti. Ölenlerin 34'ü kaza yerinde, 93'ü kaza sonrası yaşamını yitirdi. Kazalarda toplam 6 bin 577 kişi de yaralandı.
Köyden kente göçün ardındaki gerçekler
Son on yılda Türkiye’nin kırsal bölgelerinden büyük şehirlere göç oranında dikkat çekici bir artış yaşandı
16.05.2024 11:02:00
Hasan Parlak
Son on yılda Türkiye'nin kırsal bölgelerinden büyük şehirlere göç oranında dikkat çekici bir artış yaşandı. Bu göç dalgasının arkasında yatan sebepler ve şehirler üzerindeki etkileri, toplum ve ekonomi üzerinde kalıcı izler bırakıyor.
İnsanlar neden göç ediyor?
Kırsal alanlardaki iş imkanlarının kısıtlı olması, insanları daha iyi yaşam standartları ve iş olanakları arayışı içinde kentlere yönlendiriyor.
Kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, özellikle genç nüfus için kentleri cazip kılıyor.
Tarım sektöründeki belirsizlik ve gelirdeki dalgalanmalar, köylüleri daha istikrarlı gelir vaat eden şehirlere taşınmaya itiyor.
Köyden kente göçün etkileri
Nüfus Yoğunluğu: Göç, şehirlerdeki nüfus yoğunluğunu artırarak, konut, ulaşım ve altyapı üzerinde baskı yaratıyor.
Sosyal Uyum: Göçmenlerin sosyal entegrasyonu, hem göç edenler hem de yerel halk için bir meydan okuma oluşturuyor.
Ekonomik Dönüşüm: Kırsal göç, şehir ekonomilerini dönüştürüyor ve yeni iş sektörlerinin gelişimine zemin hazırlıyor.
Bu göç trendinin, Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısını şekillendirmede önemli bir rol oynayacağı öngörülüyor.
Uzmanlar, kırsal kalkınma ve şehir planlaması politikalarının, göçün olumlu ve olumsuz etkilerini dengelemek için kritik öneme sahip olduğunu vurguluyorlar.
Barış Terkoğlu: Devlet içinde savaş var, kim kazanır bilmiyorum
16.05.2024 08:53:00 / Güncelleme: 16.05.2024 09:03:34
Haber Merkezi
Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yeni bir gelişme yaşandı. Soruşturmanın gizli tanığı Serdar Sertçelik'in ifadeleri doğrultusunda, 3 sivil ile 1 komiser daha bu sabah gözaltına alındı. Geçen hafta görevden uzaklaştırılan Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı ile bir komiser dün gözaltına alınmıştı. Soruşturmada gözaltı sayısı 8'e çıktı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Cumhur İttifakı'na yönelik darbe girişimi' olduğunu değerlendirdiği operasyon konusunda Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, 17-25 Aralık operasyonunu ve o dönem Devlet Bahçeli'nin aldığı tutumu hatırlattı.
Terkoğlu, bugün yaşananlar için ise şunları yazdı:
Açıkça söyleyeyim: İktidar içinde bilek güreşi var. Devlet yine kritik bir kavşakta. Tuğrul Türkeş'in tanımıyla "Azgın milliyetçilik" ile "muhafazakar milliyetçilik" iktidarın yönü konusunda ayrışıyor. Bir tarafında MHP'nin öte yanında "AKP içindeki MHP'sizlerin" olduğu çatışmanın merkezinde Süleyman Soylu ve Ali Yerlikaya var. Yeni bakanın adımlarındaki görüntü şuydu: MHP ve Soylu'nun sokaktaki ve devletteki gücü sınırlanıyor. Mafya ve kara para operasyonları da, Sinan Ateş cinayeti sonrasında ortaya serilenler de, güvenlik bürokrasisindeki yer değiştirmeler de bu nedenle MHP ve Soylucular'ın tepkisiyle karşılaştı.
Ayhan Bora Kaplan operasyonu, görüntüde sırtı sıvazlanarak büyüyen bir mafya grubunaydı. Ama herkes Kaplan'ın adını Soylu ile birlikte anıyordu. Sinan Ateş cinayeti soruşturması görüntüde katillereydi ama herkes cinayetin MHP içine uzandığını görüyordu. 31 Mart sonrası CHP'de hesaplaşma beklenirken, MHP ve Soylucular bir başka hesaplaşmaya hazırlanıyordu.
Ergenekon kumpasını başlatan Tuncay Güney'in getirilip Polis Müdürü Adil Serdar Saçan'ın önüne konmasını, sonra da Saçan'ın Ergenekon'dan tutuklanmasını hatırlayın. Kumpas davalarında sürekli yer ve yön değiştiren gizli tanıkları hatırlayın. Bu kez de elde, önce Ayhan Bora Kaplan aleyhinde ifade veren ardından yurtdışına kaçıp saf değiştiren gizli tanık S.S. var. Operasyon yaparken, hukukun sınırlarını tanımayan üç polisi yemleyen S.S.'nin konuşma kayıtları iktidar içi hesaplaşmanın aracı oldu.
17-25 öncesinde, Fethullahçılar, kendilerine karşı her hamleyi "hedef biz değiliz Hükümet" diyerek yanıtlıyorlardı. Böylece cepheyi genişletiyor, odağı belirsizleştiriyor, saflarını kaynaştırıyorlardı. İktidarı ele geçirmeye hazırlanırken karşıtlarını darbecilikle suçluyorlardı. Aynı stratejiyi bugün MHP-Soylu kanadı uyguluyor. Gizli tanık S.S.'nin hesaplaşma için hazırlanmış kayıtlarıyla; Bekir Bozdağ, Abdülhamid Gül, Hasan Doğan gibi isimler haksız şekilde Kaplan dosyasıyla ilişkilendirildi. Böylece "hedef biz değiliz hükümet", "mafya operasyonu değil darbe" algısı önümüze kondu.
Kim kazanır bilmiyorum. Açık olan bir şey var ki, Ankara'yı sallayan kavgada minimal hedef Ankara Emniyet Müdürü. İçişleri Bakanı Yerlikaya'nın da sonraki hedef olduğu anlaşılıyor. Maksimal hedef ise iktidarın bir süredir gevşeyen dizginlerinin yeniden ele geçirilmesi.
Bizim gibi iktidar savaşlarının dışında kalanlar ise hukukun dışına çıkan herkesten hesap sorulmasını bekliyor: Sokaktaki mafya temizlensin, Sinan Ateş'in katilleri bulunsun, devlet içindeki çeteler ayıklansın, gizli tanıklarla devletin hiçbir kurumu iş tutmasın…
11 yıl önceden bugüne baktığımda duygularım konuşuyor: "Darbedir darbe" diyenlerin darbesiyle bir kez daha karşılaşmayalım!
MİT'te sınır ötesinde nokta operasyon: Üs bölgesine saldırı hazırlığındaki 2 terörist öldürüldü
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), üs bölgelerine saldırı hazırlığındaki PKK/KCK'lı teröristler Ahmet Bayar ile Ahmed İbrahim El Ahmed'i, Irak'ın Hakurk bölgesindeki operasyonla etkisiz hale getirdi.
16.05.2024 08:46:00 / Güncelleme: 16.05.2024 08:51:45
İhlas Haber Ajansı
PKK/KCK mensupları Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ile Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed, MİT'in Irak/Hakurk'ta gerçekleştirdiği nokta operasyonla etkisiz hale getirildi.
TSK Üs Bölgelerine düzenlenecek eylem engellendi
Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ile Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed'in, Hakurk'taki Türk Silahlı Kuvvetleri üs bölgesine sızmaları için talimat aldıkları MİT tarafından tespit edildi. Bunun üzerine teröristlere yönelik araştırmalar derinleştirildi.
2012 yılında PKK'ya katılan Tufan Koçer kod Ahmet Bayar'ın geçmişte Suriye'de faaliyet gösterdiği ve üst düzey örgüt mensuplarının korumalığını yaptığını öğrenildi. Suriyeli Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed'in de 2014'te Kandil'de suikast eğitimi aldığı belirlendi.
MİT, saha ajanlarını özel olarak görevlendirdi. Eylem hazırlığındaki teröristleri adım adım izlemeye başladı. Örgüt yöneticilerinin eylem talimatından yirmi dört saat sonra eylem hazırlığındaki Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ve Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed etkisiz hale getirildi.
Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ve Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed kimdir?
Tufan Koçer kod Ahmet Bayar, örgütün kırsal kadrolarına 2012 yılında katıldı. Uzun süre Suriye'de faaliyet gösteren Ahmet Bayar, bu bölgede sözde sorumlu seviyeye yükseldikten sonra Avaşin bölgesine geçti. Dönem içerisinde Türkiye'ye karşı eylemsel faaliyetlerde yer aldı. 2018 yılından sonra Hakurk bölgesine geçiş yaptı.
Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed, örgütün kırsal kadrolarına 2014 yılında Suriye/Halep'ten katıldı. Katılım yapması akabinde Kandil'de birçok eğitime tabi tutulan terörist saldırı-sabotaj-suikast üzerine uzmanlaşma eğitimleri aldı. Son olarak 2017'de Hakurk bölgesine geçti.