''Ben, müminin selamına mukabele ederim...''
20.03.2010 00:00:00
"Bana bir mümin selam verdiği zaman Allah bir melekle ruhumu bana iade eder ve ben o müminin selamına mukabele ederim" (Müsned, Ahmet b. Hambel, c. 2/367) hadis-i şerifi Hz. Peygamber'in (as) her an ruhaniyetiyle diri olduğunun bir başka delilidir.
Nitekim Hacc'a giden arkadaşlar bazen harikulade hallerden bahsediyor. Diyelim bir tanesinde psikolojik bir hal oldu. İkincisinde oldu. Milyonlarca insanda hep böyle mi olur? Sonra bu psikoloji niye burada olmuyor da orada oluyor? Bu eğer geçmişe ait bir hal olmuş olsaydı o zaman Allah'ın adaletinden şüphe etmek gerekmez miydi? Haşa! O, adil-i mutlaktır."Bizi ondan sorumlu tutacağına göre bize göndermediği, vermediği şeyden nasıl sorumlu tutabilir?" demez mi insan. Bu, kıyamete kadar bakidir. Hiç endişeniz olmasın. Bizim sohbetlerinizi takip eden bazı kardeşlerimiz "Biz namaza başladık. Ama geçmiş namazlarımızı ne yapacağız?" diyorlar. Bazıları da "namazlarda vesveseden nasıl kurtulabiliriz?" diye soruyor. Bu konuda şunları söylemek istiyorum.Mümin, Müslüman bir millet olduğumuz için akıl baliğ olduktan sonra sorumluyuz. Onun için bu kılamadığımız farz namazlar varsa onları kaza olarak eda edeceğiz. Burada mezhep imamlarımız kolaylık olsun diye bazı içtihadlarda bulunmuşlar. Mesela İmam-ı Şafii Hazretleri buyurmuş ki, "Kaza namazları olan kardeşlerimiz sünnetinin yerine farzı eda etsin diyor. Arkadaşlar bunu da yapabilir. Benim bütün mezhep imamlarına saygım sonsuz. Ama ben olsam ne yaparım? Sünneti de kılarım, farzların kazasını da eda ederim. Kaza edilecek namazlar sadece farzlar ve bir de vitir namazıdır. Dört rekatlık bir sünnet senin dört dakikanı alır. Bundan kaçınmayalım ve sünnetleri de kılalım.Bir başka husus daha var. Yaşlı ağabeylerimiz sonradan namaza başlamış olabilirler. Namaz kılmak konusunda zorluk çekiyor iseler, mali durumları müsaitse, kefaret niyetine eda edemedikleri namazlar için fidye versinler. Umulur ki Cenab-ı Hak, affeder. Ama ben onların yerinde olsam -nefsim için söylüyorum- oturduğum yerde ima tarikiyle bütün namazlarımı kaza eder, kılarım. "Hayır, yapamıyorum" derse, öteki yolu tercih etsin. "Yapıyorum" derse, otursun sandalyesinde namazını kılsın...
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Nitekim Hacc'a giden arkadaşlar bazen harikulade hallerden bahsediyor. Diyelim bir tanesinde psikolojik bir hal oldu. İkincisinde oldu. Milyonlarca insanda hep böyle mi olur? Sonra bu psikoloji niye burada olmuyor da orada oluyor? Bu eğer geçmişe ait bir hal olmuş olsaydı o zaman Allah'ın adaletinden şüphe etmek gerekmez miydi? Haşa! O, adil-i mutlaktır."Bizi ondan sorumlu tutacağına göre bize göndermediği, vermediği şeyden nasıl sorumlu tutabilir?" demez mi insan. Bu, kıyamete kadar bakidir. Hiç endişeniz olmasın. Bizim sohbetlerinizi takip eden bazı kardeşlerimiz "Biz namaza başladık. Ama geçmiş namazlarımızı ne yapacağız?" diyorlar. Bazıları da "namazlarda vesveseden nasıl kurtulabiliriz?" diye soruyor. Bu konuda şunları söylemek istiyorum.Mümin, Müslüman bir millet olduğumuz için akıl baliğ olduktan sonra sorumluyuz. Onun için bu kılamadığımız farz namazlar varsa onları kaza olarak eda edeceğiz. Burada mezhep imamlarımız kolaylık olsun diye bazı içtihadlarda bulunmuşlar. Mesela İmam-ı Şafii Hazretleri buyurmuş ki, "Kaza namazları olan kardeşlerimiz sünnetinin yerine farzı eda etsin diyor. Arkadaşlar bunu da yapabilir. Benim bütün mezhep imamlarına saygım sonsuz. Ama ben olsam ne yaparım? Sünneti de kılarım, farzların kazasını da eda ederim. Kaza edilecek namazlar sadece farzlar ve bir de vitir namazıdır. Dört rekatlık bir sünnet senin dört dakikanı alır. Bundan kaçınmayalım ve sünnetleri de kılalım.Bir başka husus daha var. Yaşlı ağabeylerimiz sonradan namaza başlamış olabilirler. Namaz kılmak konusunda zorluk çekiyor iseler, mali durumları müsaitse, kefaret niyetine eda edemedikleri namazlar için fidye versinler. Umulur ki Cenab-ı Hak, affeder. Ama ben onların yerinde olsam -nefsim için söylüyorum- oturduğum yerde ima tarikiyle bütün namazlarımı kaza eder, kılarım. "Hayır, yapamıyorum" derse, öteki yolu tercih etsin. "Yapıyorum" derse, otursun sandalyesinde namazını kılsın...
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
