Hacılar-hocalar bir anlam verir mi bilemem.Kardeşler-bacılar bu derin anlamı kavrayabilirler mi bilemem.Haçlı işgal ordularının başarısı için dua edenlerin duacıları bir beyin jimnastiği yaparak bir ders çıkarır mı bilemem.Birine "civanım delikanlım?" jestleri yapan, diğerine de "bu millet dindar Cumhurbaşkanı seçecektir?" diyerek kitleleri yönlendiren devletlular bu inceliği kavraya bilirler mi bilemem;Mütefekkir ve şair Sezai Karakoç, ödülünü almak için Köşke gitmedi.Bence önemli? Hem de çok çok önemli."Kimileri hasta yatağından kalkıp, sırf onu görebilmek için Köşk'e gitmiş. Onun malum davete icabet etmeyeceği daha kararın açıklandığı gün biliniyordu. Belli ki safa yatıp, "Bu sefere gelebilir" diye umutlanmışlar. Sonuç sukutu hayal. Cumhurun başı, "Benim şahsiyetimin oluşmasında en büyük pay sahiplerinden biridir" sözleriyle iltifatlar yağdırmış. Aynı muhitte yıllarca beraber kalem oynattıkları pek çok şahsiyet de o akşam oradaymış. Gözler kapıda, umut içinde bekleşip durmuşlar.Ama Sanat ve Kültür Büyük Ödülü'ne layık görülen isimlerden biri olan Şair Sezai Karakoç, Çankaya'nın ödül gecesi törenine mazeret bildirip sarf-ı nazar etmiş.Rivayet o ki, bir dönem kendisini 'beytülmalden' hacca götürmeyi de teklif etmişler, "Bize farz değil" mealinde karşılık vermiş."İşlemleri kolaylaştırsak, vizenizi falan alsak" diyecek olmuşlar, "Bizim olan topraklara vizeyle gitmeyiz" diye nezaketle geri çevirmiş.Sakın ola, kimse Karakoç'u burnu Kafdağı'nda bir kendini beğenmiş şair sanmaya. Zira kimi gün Fındıkzade'de tramvay beklerken, kimi gün Cağaloğlu'nda kendi halinde yürürken denk gelebilirsiniz ona.***İhtimal ki, Abdullah Gül'ün şahsiyetinin oluşmasında büyük payı olanlardan biri de Necip Fazıl Kısakürek. Hani "Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum" diyordu ya Necip Fazıl.İşte Sezai Karakoç, tam da bu dizedeki tanıma denk düşen şahsiyetlerden biridir.'Şatafata', 'saltanata' yüz vermeyen, sürekli kendi milletinin değerlerinden beslenen bir isimdir.Üstad, 'kendisinden etkilendiğini'söyleyenlere bakıp da, "Biz nerede yanlış yaptık" diye mi düşünüyordur acaba? Olabilir. Güçlü bir ihtimal.Bakınız, aynı ödüle layık görülen bir diğer isim Semavi Eyice Köşk'e çıkıyor, fakat yumuşak bir sesle de olsa birtakım şeylerin 'yanlış'gittiğine dikkat çekiyor. "İstanbul'u silüetini bozacak imar sefaletinden kurtaralım" diyor mesela.Bugünkü iktidar sahiplerinin kişiliklerinin şekillenmesinde küçümsenmeyecek katkıları olan Karakoç ile Eyice'nin söz ve tavırları, aslında AKP zihniyetinin 10 yılına, bizzat hocaları tarafından verilmiş karnenin notlarını yansıtıyor:- "Hâl ve gidiş: Sıfır." (İsrafil Kumbasar, Yeni Çağ, 29-12-2011)Bence önemli? Hem de çok.Sanat ve Kültür Büyük Ödülünü almak için Çankaya Köşküne çıkmayan mütefekkir ve şair sayın Karakoç'un bu tavrını, iktidar çevreleri, İslamcı aydın geçinen takımlar doğru okuyabilirlerse kararan ufukların ağarmasına müjde olarak kabul edebiliriz.Bu asil tavrı doğru okuyabilirler mi dersiniz? Belki?Bir umut?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025