Milliyet gazetesi iki gündür Namık Durukan imzasıyla terörist Osman Öcalan'la yapılmış röportajı yayınlıyor. İlk gün "Osman beşik sallıyor!" başlığıyla duyurulan röportajın birinci bölümünde terörist Osman Öcalan'ın 1.5 aylık oğlu ile çekilmiş görüntüleri ve çocuk sevgisine dair mesajları yer alıyordu. Öcalan ağabeyi teröristbaşı Apo'ya da mesaj gönderiyor "çocuk sevgisini o da tatmalı" diye. Osman Öcalan şöyle sesleniyor ağabeyine: "O, çocuk sevgisini tadamadığı için Kürtlerin mücadelesi hep bir eksikliği içerdi. Daha önce baba olsaydım, insani yaklaşımım daha güçlü olurdu."
Özetle terörist Osman diyor ki, daha önce insani duygular taşımıyordum, hayvandan bile daha hayvandım (çünkü hayvanlarda da annelik ve babalık içgüdüsü var) şimdi daha insanîleştim!
Çocuk sevgisinden en son bahsedecek, çocuk ve sevgi kelimelerini yan yana en son kullanacak kişilerin başında terörist Öcalanlar gelir. Bebek katilleri nasıl olur da çocuk sevgisinden bahsedebilir.
9 Temmuz 1987'de Mardin'in Midyat ilçesinde köy basıp 16'sı körpe çocuk 31 vatandaşımızın canına kıyan terörist Osman Öcalan'ın kurşun yağdırdığı 1 yaşındaki masum bebeğin fotoğrafları hafızalarımızdaki tazeliğini, üzerinden 18 yıl geçmesine karşın hala korurken, bebek katillerinin sözde çocuk sevgilerine(!) dair bu haberlerin yayınlanması yüreğimizi derinden yaralıyor.
Bugün "Osman beşik sallıyor" diye manşet atan Milliyet gazetesi aynı Osman'ın 18 yıl önce nasıl beşik taradığını ne çabuk unuttu. O dönemde bile "Osman beşik tarıyor" şeklinde cesur başlıklar atamayan gazete bugün bebek katillerini masum ve şirin göstermek için kılıktan kılığa giriyor.
Hürriyet gazetesinin 10 Ekim 2004 tarihli sayısında da masum vatandaşlarımıza kurşun yağdıran teröristlerle ilgili "Kandil Dağı'nda Gitarlı Teröristler" başlıklı Sebati Karakurt imzalı bir haber yayınlamıştı. Burada teröristlerin gitar çalıp kitap okudukları, Eminönü'nde balık yemeyi özledikleri falan anlatılıyordu. Bu gazeteler bu tür haberleri son dönemlerde sıkça yapıyor. Daha birkaç ay önce de yine Osman Öcalan'la bir grup gazeteci röportajlar yapıp, PKK'nın siyasallaştırılıp, halk nezdindeki iğrenç imajları temize çıkarılmaya çalışılmıştı.
Nedense bölücü örgüt PKK ve onun liderleriyle röportaj yapan kadro hiç değişmiyor. Hürriyet'ten Sebati Karakurt, Milliyet'ten Namık Durukan ve Vatan'dan Ruşen Çakır. Ruşen Çakır'ı anlatmaya gerek yok, onun nasıl bir zihniyette olduğunu hepiniz biliyorsunuz artık. Ama Diyarbakırlı Kürt Namık Durukan ile Sebati Karakurt'a özellikle dikkat çekmek istiyorum. Gitar haberini yapmak üzere Kandil dağında PKK'lı teröristlerce üst düzeyde ağırlanıp el üstünde tutulan Sebati Karakurt İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmış bir gazeteci. PKK ve bölücü örgütlerin internet sitelerinde ve bölücü forumlarında adından övgüyle bahsediliyor.
Namık Durukan ise son yıllarda PKK yandaşları ve liderleriyle yaptığı röportajlarla dikkat çekiyor. Peşmerge lideri Barzani ile birçok kez görüşen Durukan, Osman Öcalan ile de birçok kez röportaj yaptı. Mesaisinin önemli bir bölümünü Kuzey Irak'ta geçiren Namık Durukan tahrik dolu Kürt haberlerine de imza atıyor. Milliyet gazetesinin 14 Mart 2004 tarihli "Suriye'de Kürt ayaklanması: 52 ölü, 200 yaralı" manşetini hazırlayan Durukan bu abartılı ve kasıtlı haberi yüzünden Suriye'nin "istenmeyen gazeteciler listesinde" bulunuyor. Bu haber yüzünden Durukan, geçen sene bu vakitler Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın Suriye gezisine katılmak üzere Suriye'ye gidememişti. Çünkü Suriye tarafından sınırdışı edildi. Durukan'ın ismi de birçok PKK sitesinde övgü dolu cümlelerle anılıyor.
Ayrıca Durukan PKK'nın birçok gizli belge ve görüşmelerinin detaylarına da ilginç bir şekilde vâkıf. Mesela 21 Ocak 2002 tarihinde PKK Başkanlık Konseyi'nden, Amerikan Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen ve ABD ile PKK arasında yapılan gizli görüşme ve anlaşmanın ayrıntılarını içeren 2 sayfalık İngilizce metni Türk basınına Namık Durukan sızdırmıştı.
Hasılı bu insanların ne tür bağlantıları olduğu aşikâr. Bugünlerde dört koldan ciddi bir medya bombardımanının altında bulunuyoruz. Bir taraftan Ermenilerle ilgili kasıtlı haber ve röportajlar, bir taraftan da PKK ve Öcalan ile ilgili şirin gösterme gayretleri? Uyanık olmakta fayda var.