Beşiktaş İstanbulspor'u 0-2 ile geçti.
Şimdi hemen görünen bir şey var. Beşiktaş toparlanıyor ve iyiye gidiyor.
Beşiktaş'ı taşıyan ise genç Semih Kılıçsoy. Bir yıldız öyle süreç içinde doğmaz. Yıldız bir anda parlar.
Bir ortaya çıkar ve o yeterli olur. Yani bir gelir tam gelir. Semih için de aynı şey geçerli.
Beşiktaş'ın yeni bir hocası var. Haliyle belli bir uyum süreci ve alışma zamanı.
Belli ki Fernando Santos kadro istikrarına inanıyor. Kazanan kadroyu bozmuyor.
Ben Fernando Santos'u beğeniyorum. Bence Santos telaşsız oyuna inanıyor. Tempo takıntısı yok.
Ben de futbolun çok yüksek tempoda oynanması gerektiğine inanmıyorum. Santos'un böyle düşündüğünü nereden çıkarıyorum.
Çünkü Al-Musrati'ye sorumluluk vermesi ve Musrati'nin oyun tarzının çok yüksek tempoya dayanmaması.
Musrati temposu yüksek olmayan pasör bir oyuncu. Böyle oyuncuları beğeniyorum.
Bu tarz oyuncular topun oynadıkları takımda kalmasını sağlıyorlar. Musrati biraz yoruldu. Onun dışında önemli bir eksiği yok.
Pjanic, Hamsik ve Stambuli tarzı bir oyuncu.
Beşiktaş'ta diğer bir olgu şu. Beşiktaş savunmayı çok geride kuruyor.
Kamuoyunda Santos'un Beşiktaş'a çok fazla savunma yaptırdığı yönünde beyanatlar var. Bu böyle olabilir.
Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Zaten sorun bu değil.
Sorun şu. Beşiktaş 2. bölgede rakibin topla oynamasına çok izin veriyor.
1. bölgesinde ise kalabalık bir savunma yaparak rakip atakları durduruyor.
Bu İstanbulspor gibi rakiplere karşı sorun çıkarmayabilir ama daha iddialı rakiplere karşı risk yaratacaktır.
Maçı değerlendirmeye çalışırsak şunları yazabiliriz.
Beşiktaş ilk tehlikesini 4. dakikada buldu. Bu hücum genelde ilk yarılar pek bir şey yapmadığı iddia edilen Beşiktaş için bu devrenin böyle geçmeyeceğinin işareti idi.
11. dakikada her ne kadar Beşiktaşlı futbolcular boştaki Musrati'ye topu iletseler de Musrati'den topu alan Onur bir kötü orta ile hücumu harcadı.
Onur çok hareketli bir oyuncu. Önündeki Rashica iyi bir hücumcu ama iyi bir savunmacı değil.
Böyle olunca savunma işini tek başına yapmaya çalışan Onur sıklıkla mevkisini kaybediyor.
Bir bakıma Rashica ve Onur ikilisi ile Beşiktaş'ın sağ tarafı zayıf kalıyor.
Beşiktaş Semih ile ilk golü 23'te buldu. Bu golde rahat durumdaki Semih, Cenk Tosun'dan aldığı topu iyi kontrol etti ve aynı anda kıvrak bir hareketle hem önünü açtı hem de rakibini oyundan düşürdü.
Bundan sonra golün oluşması kesin gibiydi. Burada önemli olan rahat durumdaki Semih'in hücumu heba etmemesi.
Bir futbolcudan beklenecek şey üzerinde baskı yokken gerekeni yapmasıdır diyebilirim. Bu yüzden Semih de tüm övgüleri hak ediyor.
Örneğin Cenk rahat bir durumdayken 31 bir kontrataktan sonuç alamadı.
Fakat Cenk açısından daha kötüsü ilk yarının son anında yine rahat durumdayken basit bir golü atamaması idi.
Cenk'in şutu öncesi sıkışık durumda önünü açıp harika bir pas ile Cenk'i gören Musrati övgüyü hak ediyor.
Beşiktaş ikinci yarıya da golle başladı. Golde dikkat çeken husus şu idi.
Pozisyon öncesinde Gedson ve Muçi rakiplerini sıkıştırıp topu kaptılar.
İşin açıkçası Gedson yapması gerekeni bir kere yaptı ve bunun sonucunda gelişen hücum gol oldu.
Topu kazanan Gedson topla koşu yaptı ve Muçi'ye bir pas attı. Muçi ise hata yapmayarak golü attı.
Golden sonra oyunda tempo düştü. Beşiktaş adına eleştirilecek bir pozisyonda 64'te gerçekleşti.
Bu dakikada Semih'in sürüklediği bir Beşiktaş kontrasında Semih'e eşlik edecek bir tek Beşiktaşlı oyuncu yoktu.
Bu durum hiç iyi değil doğrusu. Yahu pas almak için bir kişi mi gelmez. Bir Beşiktaşlı takip edip pas alsa gol işten değil.
88'de ise Muçi kendini ofsayttan kurtaramadı. Bu yüzden hücumu başlatan Salih'in kalabalıktan verdiği şık pas heba olmuş oldu.
Üstelik bu hücumda meşin yuvarlak filelere de gitmişti.
Şimdi haftaya Galatasaray maçı var. Beşiktaş tam vaktinde form tutmaya başladı.
Bu durumda Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışına tesir edecek bir sonuç almaması için hiçbir neden yok.
Beşiktaş bunu başarabilecek güçte olduğunu gösterdi. Bakalım bu potansiyeli gerçeğe dönüştürecekler mi?
Şimdi hemen görünen bir şey var. Beşiktaş toparlanıyor ve iyiye gidiyor.
Beşiktaş'ı taşıyan ise genç Semih Kılıçsoy. Bir yıldız öyle süreç içinde doğmaz. Yıldız bir anda parlar.
Bir ortaya çıkar ve o yeterli olur. Yani bir gelir tam gelir. Semih için de aynı şey geçerli.
Beşiktaş'ın yeni bir hocası var. Haliyle belli bir uyum süreci ve alışma zamanı.
Belli ki Fernando Santos kadro istikrarına inanıyor. Kazanan kadroyu bozmuyor.
Ben Fernando Santos'u beğeniyorum. Bence Santos telaşsız oyuna inanıyor. Tempo takıntısı yok.
Ben de futbolun çok yüksek tempoda oynanması gerektiğine inanmıyorum. Santos'un böyle düşündüğünü nereden çıkarıyorum.
Çünkü Al-Musrati'ye sorumluluk vermesi ve Musrati'nin oyun tarzının çok yüksek tempoya dayanmaması.
Musrati temposu yüksek olmayan pasör bir oyuncu. Böyle oyuncuları beğeniyorum.
Bu tarz oyuncular topun oynadıkları takımda kalmasını sağlıyorlar. Musrati biraz yoruldu. Onun dışında önemli bir eksiği yok.
Pjanic, Hamsik ve Stambuli tarzı bir oyuncu.
Beşiktaş'ta diğer bir olgu şu. Beşiktaş savunmayı çok geride kuruyor.
Kamuoyunda Santos'un Beşiktaş'a çok fazla savunma yaptırdığı yönünde beyanatlar var. Bu böyle olabilir.
Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Zaten sorun bu değil.
Sorun şu. Beşiktaş 2. bölgede rakibin topla oynamasına çok izin veriyor.
1. bölgesinde ise kalabalık bir savunma yaparak rakip atakları durduruyor.
Bu İstanbulspor gibi rakiplere karşı sorun çıkarmayabilir ama daha iddialı rakiplere karşı risk yaratacaktır.
Maçı değerlendirmeye çalışırsak şunları yazabiliriz.
Beşiktaş ilk tehlikesini 4. dakikada buldu. Bu hücum genelde ilk yarılar pek bir şey yapmadığı iddia edilen Beşiktaş için bu devrenin böyle geçmeyeceğinin işareti idi.
11. dakikada her ne kadar Beşiktaşlı futbolcular boştaki Musrati'ye topu iletseler de Musrati'den topu alan Onur bir kötü orta ile hücumu harcadı.
Onur çok hareketli bir oyuncu. Önündeki Rashica iyi bir hücumcu ama iyi bir savunmacı değil.
Böyle olunca savunma işini tek başına yapmaya çalışan Onur sıklıkla mevkisini kaybediyor.
Bir bakıma Rashica ve Onur ikilisi ile Beşiktaş'ın sağ tarafı zayıf kalıyor.
Beşiktaş Semih ile ilk golü 23'te buldu. Bu golde rahat durumdaki Semih, Cenk Tosun'dan aldığı topu iyi kontrol etti ve aynı anda kıvrak bir hareketle hem önünü açtı hem de rakibini oyundan düşürdü.
Bundan sonra golün oluşması kesin gibiydi. Burada önemli olan rahat durumdaki Semih'in hücumu heba etmemesi.
Bir futbolcudan beklenecek şey üzerinde baskı yokken gerekeni yapmasıdır diyebilirim. Bu yüzden Semih de tüm övgüleri hak ediyor.
Örneğin Cenk rahat bir durumdayken 31 bir kontrataktan sonuç alamadı.
Fakat Cenk açısından daha kötüsü ilk yarının son anında yine rahat durumdayken basit bir golü atamaması idi.
Cenk'in şutu öncesi sıkışık durumda önünü açıp harika bir pas ile Cenk'i gören Musrati övgüyü hak ediyor.
Beşiktaş ikinci yarıya da golle başladı. Golde dikkat çeken husus şu idi.
Pozisyon öncesinde Gedson ve Muçi rakiplerini sıkıştırıp topu kaptılar.
İşin açıkçası Gedson yapması gerekeni bir kere yaptı ve bunun sonucunda gelişen hücum gol oldu.
Topu kazanan Gedson topla koşu yaptı ve Muçi'ye bir pas attı. Muçi ise hata yapmayarak golü attı.
Golden sonra oyunda tempo düştü. Beşiktaş adına eleştirilecek bir pozisyonda 64'te gerçekleşti.
Bu dakikada Semih'in sürüklediği bir Beşiktaş kontrasında Semih'e eşlik edecek bir tek Beşiktaşlı oyuncu yoktu.
Bu durum hiç iyi değil doğrusu. Yahu pas almak için bir kişi mi gelmez. Bir Beşiktaşlı takip edip pas alsa gol işten değil.
88'de ise Muçi kendini ofsayttan kurtaramadı. Bu yüzden hücumu başlatan Salih'in kalabalıktan verdiği şık pas heba olmuş oldu.
Üstelik bu hücumda meşin yuvarlak filelere de gitmişti.
Şimdi haftaya Galatasaray maçı var. Beşiktaş tam vaktinde form tutmaya başladı.
Bu durumda Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışına tesir edecek bir sonuç almaması için hiçbir neden yok.
Beşiktaş bunu başarabilecek güçte olduğunu gösterdi. Bakalım bu potansiyeli gerçeğe dönüştürecekler mi?
Akın Göksu / diğer yazıları
- Arkası gelmez dertlerimin / 04.10.2024
- Tabiat bile sıkıldı / 01.10.2024
- Mourinho'nun arayışı sürüyor / 30.09.2024
- Ciddi bir yol kazası / 29.09.2024
- Dört dakikada bitti / 27.09.2024
- Ali Sami Yen'de Gençlik Marşı / 26.09.2024
- İki farklı yarı / 23.09.2024
- Galatasaray Fener'i de dağıttı / 22.09.2024
- Zirve Cimbom'u sever / 18.09.2024
- Güneş'ten kötü başlangıç / 16.09.2024
- Tabiat bile sıkıldı / 01.10.2024
- Mourinho'nun arayışı sürüyor / 30.09.2024
- Ciddi bir yol kazası / 29.09.2024
- Dört dakikada bitti / 27.09.2024
- Ali Sami Yen'de Gençlik Marşı / 26.09.2024
- İki farklı yarı / 23.09.2024
- Galatasaray Fener'i de dağıttı / 22.09.2024
- Zirve Cimbom'u sever / 18.09.2024
- Güneş'ten kötü başlangıç / 16.09.2024