Evet bu final maçı yukarıdaki başlığı düşündürttü bana. Neden?
Çünkü kazanma düşüncesi içinde maça başlayan taraf İngiltere gibi gözüktü. Bunu nerden söylüyorum.
İngiltere 3-4-3 dizilişi ile dörtlünün ortasındaki ikilinin yanına iki yönlü oynayan üç santraforu eklemesi ile merkezini beşlemişti.
Bu strateji ilk otuz dakika erken gelen golle birlikte çok iyi çalıştı. İngiltere hücumu bilinçsizce de yapmadı.
İngilizler ilk yarı boyunca soğukkanlılıklarını korudular. İngiliz futbolcular teknik olarak çok üst düzey futbolcular olmasa da takım oyununa bağlı fizik olarak güçlü yönleriyle de öne çıkıyorlardı.
Peki ne oldu da İtalya finali penaltılara taşıyarak kazanmasını bildi.
Ben açıkça bireysel performanslar diyorum ve de Insigne büyük futbolcudur diye de ekliyorum.
Mancini ikinci yarı Insigne'yi forvet arkasına alınca maçın hikayesi değişti. Fakat İtalya'da sadece Insigne değil çok güçlü bireysel performanslar sergileyen başka birçok futbolcu da vardı.
Insigne merkezde iyi oynayınca Veratti de devreye girdi. Defansta Chiellini ve Bonucci'yi söylemeye gerek bile yok. Chiesa ilk yarı İtalya ortada yokken takımı tek başına sırtladı. Emerson sol kanatta ileri geri yorulmadan çalıştı.
Her iki takımın da tebrik ederken gelin şimdi bu analiz üzerinden milli takımımızın performansına bakalım.
Şimdi dedik ya İngilizler takım oyununda iyiyken İtalya'da bireysel performanslar ön plana çıktı.
Milli takımı düşününce stratejilerimiz mi işe yaramadı yoksa yıldızlarımız mı yetersizdi diye bakarsak ne stratejide ne de teknik performansta bir şeyler yapabildik diyebiliriz.
Bu durum da Şenol Güneş'in şu tespitine katılmamak mümkün değil: "Elenmemiz normal"
Peki bu takımda kim strateji belirleyecek ve bu stratejiye uygun oyuncuları kim seçecek? Southgate mi? Mancini mi? Ben mi? Hiçbiri değil.
Tabii ki Şenol Güneş. Sadece bu kadar da değil. Şenol Güneş her kayıptan sonra 'sorumluluk bende' dedi. Peki sorumluluk sizdeyse bunun gereği nedir? İstifa değil mi?
İşin daha da ilginç yanı var. Şenol Güneş'in istifa etmesi bir yana Emre Belözoğlu yardımcı teknik direktör oldu.
Yahu milli takımın sorunları Fenerbahçe'de topu topu çeyrek dönem teknik sorumluluk yapmış Emre Belözoğlu ile mi çözülecek.
Şenol Güneş gibi yılların tecrübesinin yardımına Emre Belözoğlu koşuyorsa vay milli takımın haline.
Şampiyona başlamadan önce Şenol Güneş defalarca 'kampımız tatil havasında geçiyor' dedi.
Fakat perşembe günü yaptığı toplantıda ise İtalyanlar ısınmaya çıktıklarında bile farklı bir havadaydılar dedi.
Şimdi düşünmek lazım bu durum takımda disiplin sağlayamamanın itirafı değil mi?
Elimizde bir psikolojik motivasyon faktörü kalıyor meğer onu da tatil yaparak heba etmişiz.
Bitirirken demek istiyorum ki akılcı tedbirler almadan futbolumuzu geliştirmek mümkün değil.
Böyle olmadıkça başarının gelmesi çok zor ve sadece psikolojik motivasyon ile tesadüfi başarılar alabiliriz.
Çünkü kazanma düşüncesi içinde maça başlayan taraf İngiltere gibi gözüktü. Bunu nerden söylüyorum.
İngiltere 3-4-3 dizilişi ile dörtlünün ortasındaki ikilinin yanına iki yönlü oynayan üç santraforu eklemesi ile merkezini beşlemişti.
Bu strateji ilk otuz dakika erken gelen golle birlikte çok iyi çalıştı. İngiltere hücumu bilinçsizce de yapmadı.
İngilizler ilk yarı boyunca soğukkanlılıklarını korudular. İngiliz futbolcular teknik olarak çok üst düzey futbolcular olmasa da takım oyununa bağlı fizik olarak güçlü yönleriyle de öne çıkıyorlardı.
Peki ne oldu da İtalya finali penaltılara taşıyarak kazanmasını bildi.
Ben açıkça bireysel performanslar diyorum ve de Insigne büyük futbolcudur diye de ekliyorum.
Mancini ikinci yarı Insigne'yi forvet arkasına alınca maçın hikayesi değişti. Fakat İtalya'da sadece Insigne değil çok güçlü bireysel performanslar sergileyen başka birçok futbolcu da vardı.
Insigne merkezde iyi oynayınca Veratti de devreye girdi. Defansta Chiellini ve Bonucci'yi söylemeye gerek bile yok. Chiesa ilk yarı İtalya ortada yokken takımı tek başına sırtladı. Emerson sol kanatta ileri geri yorulmadan çalıştı.
Her iki takımın da tebrik ederken gelin şimdi bu analiz üzerinden milli takımımızın performansına bakalım.
Şimdi dedik ya İngilizler takım oyununda iyiyken İtalya'da bireysel performanslar ön plana çıktı.
Milli takımı düşününce stratejilerimiz mi işe yaramadı yoksa yıldızlarımız mı yetersizdi diye bakarsak ne stratejide ne de teknik performansta bir şeyler yapabildik diyebiliriz.
Bu durum da Şenol Güneş'in şu tespitine katılmamak mümkün değil: "Elenmemiz normal"
Peki bu takımda kim strateji belirleyecek ve bu stratejiye uygun oyuncuları kim seçecek? Southgate mi? Mancini mi? Ben mi? Hiçbiri değil.
Tabii ki Şenol Güneş. Sadece bu kadar da değil. Şenol Güneş her kayıptan sonra 'sorumluluk bende' dedi. Peki sorumluluk sizdeyse bunun gereği nedir? İstifa değil mi?
İşin daha da ilginç yanı var. Şenol Güneş'in istifa etmesi bir yana Emre Belözoğlu yardımcı teknik direktör oldu.
Yahu milli takımın sorunları Fenerbahçe'de topu topu çeyrek dönem teknik sorumluluk yapmış Emre Belözoğlu ile mi çözülecek.
Şenol Güneş gibi yılların tecrübesinin yardımına Emre Belözoğlu koşuyorsa vay milli takımın haline.
Şampiyona başlamadan önce Şenol Güneş defalarca 'kampımız tatil havasında geçiyor' dedi.
Fakat perşembe günü yaptığı toplantıda ise İtalyanlar ısınmaya çıktıklarında bile farklı bir havadaydılar dedi.
Şimdi düşünmek lazım bu durum takımda disiplin sağlayamamanın itirafı değil mi?
Elimizde bir psikolojik motivasyon faktörü kalıyor meğer onu da tatil yaparak heba etmişiz.
Bitirirken demek istiyorum ki akılcı tedbirler almadan futbolumuzu geliştirmek mümkün değil.
Böyle olmadıkça başarının gelmesi çok zor ve sadece psikolojik motivasyon ile tesadüfi başarılar alabiliriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025