Suriye konusunda başta ABD olmak üzere batılı ülkelerin tavırlarında belirgin bir değişiklik gözlemleniyor.
Amerikan Türk Konseyi Başkanı Richard Armitage, Türkiye ve ABD’nin son derece tedbirli hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Biz de, Türkiye’den arkadaşlarımız da yeterince iyi değerlendirmede bulunamadı. Suriye’de ordu parçalanmadı, bölünmedi” ifadelerini kullandı.
İngiltere Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Richard Ottoway ise, “Esad rejimi, ağır silahlara ve geniş savunma gücüne sahip. Bu sebeple Suriye’ye müdahale etmek büyük bir askeri operasyonu gerektirir ki şu anda gerek ekonomik gerekse politik olarak uygulanabilir değil“ dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın açıklaması ise ABD’nin en üst düzey isminden Suriye politikasında başarısızlık itirafı olarak belirtildi.
Clinton, Suriye muhalefetinin lider değişikliğine gitmesini ve Suriye Ulusal Konseyi’ni derhal feshetmesi gerektiğini ifade etti.
Bütün bu açıklamalar Suriye yönetiminin konumunu güçlendirdiğini, rakiplerinin de yaya kaldığını göstermektedir.
Rusya ise Suriye’ye desteğini artan vaziyette devam ettiriyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, batılı ülkelere Cenevre antlaşmasını hatırlatarak, problemlerin savaşla değil, barışla çözülebileceği üzerinde duruyor.
Lavrov, “Ancak batılı ülkeler ve bölgedeki bazı ülkeler –Türkiye ve Katar gibi ülkeleri kastediyor- Suriye hükümeti ile değil, sadece muhaliflerle görüşüyor. Hatta zafer kazanana kadar savaşmak için yüreklendiriyorlar. Bu yaptıkları ölü sayısını artırmaktan başka bir işe yaramıyor” dedi.
Suriye’nin gücünü toparlaması ve Rusya’nın bu konudaki net duruşu BM’nin de müdahale konusunda elini kolunu bağlıyor.
Aldığı yaptırım kararlarıyla, Libya işgalinin kapısını aralayan BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Lakhdar Brahimi, Suriye krizini askeri yöntemlerle çözmenin söz konusu olmadığını ifade etti. Brahimi, kriz devam ederse, Suriye içinde sınırlı kalmayacağını ve komşu ülkelere de sıçrayabileceği uyarısında bulundu. Tabi, bu ülkenin Türkiye olduğunu belirtmemize gerek yok herhalde…
Suriye yönetiminin ve onu destekleyen Rusya’nın uluslar arası hukuka göre de eli oldukça güçlü.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriye’ye Rusya’nın ihraç ettiği silahlarla ilgili olarak, kendilerinin savunma silahı vermelerine rağmen, muhalefetin dışarıdan saldırı silahları alabildiğine dikkat çekti.
Lavrov, “50’den fazla Stingers füzelerinin muhalefette olduğunu biliyoruz. Bu füzelerin hedefi Özgür Suriye Ordusu’na göre bazen sivil uçaklar bile olabilir…” ifadelerini kullandı.
Lavrov, Suriye politikasının geleceği konusunda da BOP planlayıcılarının planlarını altüst eden şu ifadeleri kullandı:
“Bizim bir pozisyonumuz var. Biz bunu gizlemiyoruz. Bunu değiştirmek için de bir planımız yok.”
Gelelim, Suriye’nin bölgedeki en büyük destekçisi İran’a…
İran, Basra’ya yeni bir askeri üs açtı, yeni insansız hava araçları geliştirdi, üslerine yeni füzeler yerleştirdi, askeri birlikler konuşlandırdı ve bence en önemlisi İsrail’in kabusu olan Hizbullah’la sahip olduğu bu teknolojiyi paylaştı ve paylaşmaya devam ediyor.
Görünen o ki, BOP, Suriye kayasına çarpmış
durumda…
Amerikan Türk Konseyi Başkanı Richard Armitage, Türkiye ve ABD’nin son derece tedbirli hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Biz de, Türkiye’den arkadaşlarımız da yeterince iyi değerlendirmede bulunamadı. Suriye’de ordu parçalanmadı, bölünmedi” ifadelerini kullandı.
İngiltere Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Richard Ottoway ise, “Esad rejimi, ağır silahlara ve geniş savunma gücüne sahip. Bu sebeple Suriye’ye müdahale etmek büyük bir askeri operasyonu gerektirir ki şu anda gerek ekonomik gerekse politik olarak uygulanabilir değil“ dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın açıklaması ise ABD’nin en üst düzey isminden Suriye politikasında başarısızlık itirafı olarak belirtildi.
Clinton, Suriye muhalefetinin lider değişikliğine gitmesini ve Suriye Ulusal Konseyi’ni derhal feshetmesi gerektiğini ifade etti.
Bütün bu açıklamalar Suriye yönetiminin konumunu güçlendirdiğini, rakiplerinin de yaya kaldığını göstermektedir.
Rusya ise Suriye’ye desteğini artan vaziyette devam ettiriyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, batılı ülkelere Cenevre antlaşmasını hatırlatarak, problemlerin savaşla değil, barışla çözülebileceği üzerinde duruyor.
Lavrov, “Ancak batılı ülkeler ve bölgedeki bazı ülkeler –Türkiye ve Katar gibi ülkeleri kastediyor- Suriye hükümeti ile değil, sadece muhaliflerle görüşüyor. Hatta zafer kazanana kadar savaşmak için yüreklendiriyorlar. Bu yaptıkları ölü sayısını artırmaktan başka bir işe yaramıyor” dedi.
Suriye’nin gücünü toparlaması ve Rusya’nın bu konudaki net duruşu BM’nin de müdahale konusunda elini kolunu bağlıyor.
Aldığı yaptırım kararlarıyla, Libya işgalinin kapısını aralayan BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Lakhdar Brahimi, Suriye krizini askeri yöntemlerle çözmenin söz konusu olmadığını ifade etti. Brahimi, kriz devam ederse, Suriye içinde sınırlı kalmayacağını ve komşu ülkelere de sıçrayabileceği uyarısında bulundu. Tabi, bu ülkenin Türkiye olduğunu belirtmemize gerek yok herhalde…
Suriye yönetiminin ve onu destekleyen Rusya’nın uluslar arası hukuka göre de eli oldukça güçlü.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriye’ye Rusya’nın ihraç ettiği silahlarla ilgili olarak, kendilerinin savunma silahı vermelerine rağmen, muhalefetin dışarıdan saldırı silahları alabildiğine dikkat çekti.
Lavrov, “50’den fazla Stingers füzelerinin muhalefette olduğunu biliyoruz. Bu füzelerin hedefi Özgür Suriye Ordusu’na göre bazen sivil uçaklar bile olabilir…” ifadelerini kullandı.
Lavrov, Suriye politikasının geleceği konusunda da BOP planlayıcılarının planlarını altüst eden şu ifadeleri kullandı:
“Bizim bir pozisyonumuz var. Biz bunu gizlemiyoruz. Bunu değiştirmek için de bir planımız yok.”
Gelelim, Suriye’nin bölgedeki en büyük destekçisi İran’a…
İran, Basra’ya yeni bir askeri üs açtı, yeni insansız hava araçları geliştirdi, üslerine yeni füzeler yerleştirdi, askeri birlikler konuşlandırdı ve bence en önemlisi İsrail’in kabusu olan Hizbullah’la sahip olduğu bu teknolojiyi paylaştı ve paylaşmaya devam ediyor.
Görünen o ki, BOP, Suriye kayasına çarpmış
durumda…
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024