BOP'un boynuzu kulağı görünmüşken?

Eski dev masallarında olduğu  gibi boynuzları ile şehirleri yıkarak, kuyruğu ile köyleri kasabaları yerle bir ederek, Müslümanların kanları, canları ile dalga geçerek adım adım ilerleyen bir BOP varken ve bu projenin mimarlarının haçlı-siyonist ittifakı olduğu şüphe götürmez bir gerçek iken bu ihanet projesinin eş başkanları iflah olabilir mi? Eş başkanları destekleyen şakşakçı ve yardakçı basın-yayın organlarının iflah olmaları mümkün mü?Bazı internet sitelerinde; "Zaman'ın traj kaybı sürüyor" tarzında haberleri görünce ayaküstü aklıma gelenler bunlar oldu. Zaman gazetesi günden güne kan kaybediyormuş. Zaman, Yeni Şafak ve benzerleri? AKP'nin ampulü ile parladılar, şimdi onun sönüşe geçmesine paralel olarak eski rakamlarına gerileyeceklerdir.Binlerce yıllık tecrübenin neticesinde söylenmiş ki, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Dört yıldan beri yıkama-yağlama desteğinde, karşılıklı paslaşma metodu ile ancak bu kadar. Şimdi iktidar partisinin vekilleri de bölgeyi geziyor biz de geziyoruz. Seçimlerde adayların önüne düşüp köylerden oy toplamış olanlar, şimdi ziyarete gelen vekillerle tokalaşmamak için yol değiştiriyorlar. Biraz daha cesaretli olanlar; "anamızı ağlattınız" deyip kurşun gibi lafları sıralıyorlar. Dört yılın sonunda bu hale gelmiş ve memleketi ne hale getirmiş olan bir iktidarın dökülen taraflarını manşetlerinizle, köşe yazılarınızla makyajlamaya çalışacaksınız ve tirajınız düşmeyecek, elbette ki bu mümkün değil.Daha dün, Erzurum'un Pasinler ilçesine bağlı bir köydeyiz. Bir hacı amca, herkesin duyacağı bir ses tonu ile şöyle diyor: "Ben onu-bunu bilmem, yaşadıklarımdan misal vereyim; bunlar iktidar koltuğuna oturdular, takip eden ilk hasad mevsiminde buğdayın kilosunu dört yüz kırk bin liradan sattım, mazotun litresi o zaman beş-altıyüz civarında idi. Dört sene sonra bu gün, buğdayı üç yüz altmış liradan satıyoruz, mazotun litresi de ikibuçuk milyonu geçmiş durumda. Ben kendi yaşadıklarıma bakarım arkadaş, benim TEFE'm-TÜFE'm işte bunlar, hepsi ortada. Sonra bunlar geldi, PKK'yı hortlattılar, askerde oğlumuz var, yeğenimiz var, her an yüreğimiz ağzımızda, kötü bir haber gelecek diye ödümüz, yüreğimiz patlıyor. Bin tane oyum olsun bir tanesini bunlara verirsem?"Hangi köye, hangi kasabaya gitsek manzara bu fakat kimi anketörler ve kalemşörler ısrarla, halkın yüzüne bakarak yalan söylüyorlar, toz-pembe tablolar çiziyorlar. Milletimiz de diyor ki, ben yaşadıklarıma mı inanayım yoksa sizin yazdığınız yalanlara mı?Elbette ki, Zaman gazetesinin günden güne aşağılara düşmesinin tek nedeni, sözcülüğünü yaptığı partinin hızlı bir inişe geçmiş olması değil. Bu gazetenin, halkımızın bir kenara not ettiği unutulmaz sabıkaları da var. Mehmetçiklerimizin ve şehit polislerimizin tabutlarının dört bir yana gönderildiği bir ortamda, bebek katiline yargılama sırasında haksızlık edildiğini, kötü muamele yapıldığını yazan gazetedir. (Bakınız, Zaman 20 Mayıs 2005, Etyen Mahcupyan). Yine, Pamukçuzade Orhan'ın, aziz ecdadımızı katil ilan ettiği ve ülkenin ayağa kalktığı günlerde "Orhan Pamuğa saygı ve teşekkür borçluyuz" başlığı ile yazı yayınlayan bir gazetedir. (Zaman, 27 Ekim 2005, Şahin Alpay)Evet, sureti haktan görünerek, bu milletin ezeli düşmanları ile dirsek temasına geçenleri, milletin evladına fiili saldırıda, ecdadına da iftira atarak sözlü saldırıda bulunanlara alkış tutanları millet bir gün bir şekilde cezalandıracaktır.Gerçekler zamanla anlaşılacak, gerçekler anlaşıldıkça da Zamanlar mum gibi eriyecektir.