Geçtiğimiz günlerde Antalya'da, kurdelesini bizzat Başbakanın kestiği bir bahçe açılışı yapıldı. Bahçe dediysek belediyenin, Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nün yeşilliğe katkı olsun diye tanzim ettiği bir bahçe değil tabii. Başbakanın sağında ve solunda poz veren ve kurdelenin kesilmesine yardımcı olan papaz ve hahamlardan da anlaşıldığı üzere bu açılan bahçe bir dinler bahçesi imiş.
Bu açılış Avrupa birliği 17 Aralık gürültüsünde kaynadı gitti. Kamuoyunda yeterince tartışılmadı. Yeni Mesaj Gazetesi'nin ısrarla altını çizdiği gibi bir kere bu açılışta eşitleme var. Siz kendi toprağınızda, kendi vatanınızda bin yıldır bu coğrafyada İslam'ın bayraktarlığını yapmış bir milletin torunları olarak ve en üst düzeyde başbakanınızın eliyle kurdeleyi keserek aynı bahçede camiyi, kiliseyi ve havrayı ibadete açıyorsunuz. Bu son on yıldır ısrarla tekrarlanan üç büyük din, üç tek tanrılı din saçmalığının, yalan ve yanlışının pratik olarak hayata geçirilmesi ve göstere göstere tasdik edilmesidir.
Son ve yegane din olan İslam'ın yanına iliştirilerek hak diye takdim edilen Hristiyanlık ve Yahudilik İslam kaynaklarına göre şirk üzeredirler. Sapıklık içindedirler. İnsanları özellikle müminleri doğru yoldan çıkartmak için bütün varlıklarını ortaya koymaktadırlar. Şu an devam eden işgallerin, katliamların, cinayetlerin altında da Haçlı Siyonist ittifakının Ümmet-i Muhammed'e tahammülsüzlüğü yatmaktadır. Masum çocukları, zavallı kadınları katletmeleri bile kinlerini dindirmiyor da dönüp minareleri ve kubbeleri bombalıyorlar. Yani tevhid adına, İslam adına canlı cansız hiç bir sembole tahammülleri yok. Hiç şahit bırakmak istemiyorlar. Bu ahval ve şartlar içinde siz diyalog adına, hoşgörü adına caminizin yanına kiliseyi, havrayı dikerek ibadete açıyorsunuz. Bu şu demektir: "İslam inancını, İslam coğrafyasını ve müslüman nüfusu yok etme planlarınız ve icraatlarınız bizi zerre kadar rahatsız etmiyor. Kaşımızı bile çatmıyoruz, suratımızı dahi asmıyoruz. Cinayetlerinizin tümünü onaylıyoruz ve halkımıza da yutturmaya ve yedirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla katliamlarınızı rahatlıkla sürdürebilirsiniz."
Antalya'da açılan dinler bahçesi Allah ve Resulü'nün onaylamadığını onaylamaktır. Bâtıl dediklerine hak demektir. Yanlış dediklerine doğru demektir. Son din İslam'ın, temizlemek için geldiği bütün şirk unsurları, sembolleri devlet imkanlarını da kullanarak yeniden ikame etmeye çalışmaktır. İnsaf sahibi, iz'an ve idrak sahibi namuslu ilim adamlarını, ilahiyatçıları bu konuda konuşmaya davet ediyoruz. Bu sinsi faaliyetlerin gençliğimizi daha fazla yoldan çıkarmasına fırsat vermeden gerçekleri konuşmalarını ve yazıp çizmelerini bekliyoruz.
Bahçe açıldı ama bu bahçeye kimin bahçıvan tayin edildiği henüz açıklanmadı. Sulama, bakım-budama ve yeşertme işlerini acaba hangi dinin temsilcisi yapacak?
Ve hangisi daha fazla fidan yetiştirecek?
Acaba bu bahçenin bahçıvanı kim ola?
Bu açılış Avrupa birliği 17 Aralık gürültüsünde kaynadı gitti. Kamuoyunda yeterince tartışılmadı. Yeni Mesaj Gazetesi'nin ısrarla altını çizdiği gibi bir kere bu açılışta eşitleme var. Siz kendi toprağınızda, kendi vatanınızda bin yıldır bu coğrafyada İslam'ın bayraktarlığını yapmış bir milletin torunları olarak ve en üst düzeyde başbakanınızın eliyle kurdeleyi keserek aynı bahçede camiyi, kiliseyi ve havrayı ibadete açıyorsunuz. Bu son on yıldır ısrarla tekrarlanan üç büyük din, üç tek tanrılı din saçmalığının, yalan ve yanlışının pratik olarak hayata geçirilmesi ve göstere göstere tasdik edilmesidir.
Son ve yegane din olan İslam'ın yanına iliştirilerek hak diye takdim edilen Hristiyanlık ve Yahudilik İslam kaynaklarına göre şirk üzeredirler. Sapıklık içindedirler. İnsanları özellikle müminleri doğru yoldan çıkartmak için bütün varlıklarını ortaya koymaktadırlar. Şu an devam eden işgallerin, katliamların, cinayetlerin altında da Haçlı Siyonist ittifakının Ümmet-i Muhammed'e tahammülsüzlüğü yatmaktadır. Masum çocukları, zavallı kadınları katletmeleri bile kinlerini dindirmiyor da dönüp minareleri ve kubbeleri bombalıyorlar. Yani tevhid adına, İslam adına canlı cansız hiç bir sembole tahammülleri yok. Hiç şahit bırakmak istemiyorlar. Bu ahval ve şartlar içinde siz diyalog adına, hoşgörü adına caminizin yanına kiliseyi, havrayı dikerek ibadete açıyorsunuz. Bu şu demektir: "İslam inancını, İslam coğrafyasını ve müslüman nüfusu yok etme planlarınız ve icraatlarınız bizi zerre kadar rahatsız etmiyor. Kaşımızı bile çatmıyoruz, suratımızı dahi asmıyoruz. Cinayetlerinizin tümünü onaylıyoruz ve halkımıza da yutturmaya ve yedirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla katliamlarınızı rahatlıkla sürdürebilirsiniz."
Antalya'da açılan dinler bahçesi Allah ve Resulü'nün onaylamadığını onaylamaktır. Bâtıl dediklerine hak demektir. Yanlış dediklerine doğru demektir. Son din İslam'ın, temizlemek için geldiği bütün şirk unsurları, sembolleri devlet imkanlarını da kullanarak yeniden ikame etmeye çalışmaktır. İnsaf sahibi, iz'an ve idrak sahibi namuslu ilim adamlarını, ilahiyatçıları bu konuda konuşmaya davet ediyoruz. Bu sinsi faaliyetlerin gençliğimizi daha fazla yoldan çıkarmasına fırsat vermeden gerçekleri konuşmalarını ve yazıp çizmelerini bekliyoruz.
Bahçe açıldı ama bu bahçeye kimin bahçıvan tayin edildiği henüz açıklanmadı. Sulama, bakım-budama ve yeşertme işlerini acaba hangi dinin temsilcisi yapacak?
Ve hangisi daha fazla fidan yetiştirecek?
Acaba bu bahçenin bahçıvanı kim ola?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024