ABD'de bulunan Fethullah Gülen de, ulusalcı akımları "bu ulusalcılık belası" şeklinde ve net ifadelerle kınamış durumda. Şu sıralar Gülen'in gazetesi Zaman daM.BAYRAKTAR'ın yazısı
Dünkü yazımızı, Danıştay cinayeti ile ilgili azmettirici olarak değerlendirilen emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'in çok önemli şifre cümlesini aktararak bitirmiştik. Tekin şöyle diyordu: "Ben şerefli bir subayım. Olaylarla kesinlikle ilgim yok. Kimse benim başıma çuval geçiremez." Türk askerinin başına ilk kez çuval geçiren ülkenin ABD olduğunu bildiğimize göre, Yüzbaşı Tekin'in yeni çuval geçirme operasyonunun arkasındaki güçlerin elebaşını işaret eden sözlerini çok iyi analiz etmek gerek: 1. Cinayeti soruşturan dedektifler, bugüne kadar rastladığımız tarzda ve gizlilikte, sonuca ulaşmayı düstur edinmiş bir titizlikten ziyade siyasi argümanların büyük ölçüde tesirinde kalarak hareket ediyorlar. Çok büyük bir acemilikle, kendilerine göre vatansever kabul ettikleri bir çok grubu fotoğrafın içine yerleştirmeye çalışıyorlar. Yüzbaşının bürosuna bir ay önce filanca uğramış, iki yıl önce filancanın düğününde yanında filanca varmış, altı ay önce Beyoğlu'nda yapılan yürüyüşte "bu vatan bölünmez" diye bağıran filancılarla beraber görünmüş. Hatta neredeyse Yüzbaşı Tekin'in bürosunda asılı bulunan Rauf Denktaş'ın fotoğrafını göstererek "Denktaş da bu işin içinde!" diye bağıracaklar. Yakında ilk savcılık sorgusundan sonra ortalıkta adı geçen pek çok ismin serbest bırakıldığını görürseniz, yazının bu kısmını tekrar okumanızda fayda var. 2. Cinayetten hemen sonra "sürprizlere hazır olun" diyerek, polisin 4 gün sonra ulaştığı bilgileri kendisinin o anda bildiği şifresini veren Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, o bilgilere nereden ulaştığını hala açıklamadı. Dün de, NTV'ye çok önemli bir açıklamada bulundu. Dedi ki; "Gladio tipi illegal bir örgütle karşı karşıyayız. Bu illegal örgütlenmenin kalıntılarını kaldıracağız." Oysa biz Türkiye'de bu gladio tipi örgütlenmenin siyasetin başına çöreklendiğini düşünüyoruz. Gladio tipi örgütlenmeleri ortaya çıkarmak kolaydır, ama siyasete çöreklenmiş, icazetini ABD'den almış, Waşhington'da Yahudi Stratejist Alan Makovski'nin ve de CIA kontrolündeki WINNEP tarafından (Yakındoğu Araştırmaları Merkezi) dizayn edilmiş bazı gladio tipi siyasi örgütlenmelerin çok daha dehşet verici bir tehlike arzettiğini düşünüyorum. 3. Nasreddin Hoca misali, ahırda kaybettikleri anahtarı 'ahır karanlık' diye dışarıda aramaya kalkanlara bir hatırlatma: ABD, son bir yıldan beri Türkiye'deki ulusalcı cereyanlardan büyük rahatsızlık duyduğu, bu cereyanların mutlaka önlenmesi gerektiği yönünde hükümete baskılarda bulunuyor. Hükümet yetkililerinin "merak etmeyin, hallederiz" şeklinde moral verici ifadelerle ABD'yi sürekli rahatlattığı ortalıkta fısıldanıp duruyor. ABD'de bulunan Fethullah Gülen de, ulusalcı akımları "bu ulusalcılık belası" şeklinde ve net ifadelerle kınamış durumda. Şu sıralar Fethullah Gülen'in gazetesi Zaman da, "ulusalcılardan duyduğunu" rahatsızlığı çarşaf çarşaf sayfalarına yansıtıyor. Bu ulusal karşıtı cephe, omuz omuza vererek çıktıkları gladio takibinde, okun yönünün her an şaşırtıcı istikametlere doğru uzanacağını herhalde iyi hesap etmişlerdir.4. Başörtüsü konusunda hassasiyetleri olmayan, aile fertlerinin neredeyse hepsi başı açık olan ve hatta Danıştay üyeleri ile üniter devletin korunması noktasında hemfikir olan bir takım kişileri "gladioya ulaştık" şeklinde trajikomik yorumlarla pis bir cinayetin tarafı olarak nitelendirmeye çalışanlar, bilerek ya da bilmeyerek soruşturmanın yönünü saptırdıkları gibi, başka bir cinayet işliyorlar. 5. Türkiye bu olayı çözmek istiyorsa, ta Eşref Bitlis'in uçağının düşürülmesinden, Muavenet Gemisi'nin batırılmasına ve de Şemdinli olaylarını kimlerin tezgahlayıp, PKK'lıların ifadelerinden yola çıkarak olayı orduya mal etmeye çalıştıklarına kadar bir çok olaylar zincirini yeniden masaya yatırmaları gerekiyor. Anahtarı ahırda kaybedip,ahır karanlık diye dışarıda arayanların yapacağı bir şey değil bu tabi. YAZARIN DÜNKÜ YAZISI İÇİN TIKLAYINIZ...
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Dünkü yazımızı, Danıştay cinayeti ile ilgili azmettirici olarak değerlendirilen emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'in çok önemli şifre cümlesini aktararak bitirmiştik. Tekin şöyle diyordu: "Ben şerefli bir subayım. Olaylarla kesinlikle ilgim yok. Kimse benim başıma çuval geçiremez." Türk askerinin başına ilk kez çuval geçiren ülkenin ABD olduğunu bildiğimize göre, Yüzbaşı Tekin'in yeni çuval geçirme operasyonunun arkasındaki güçlerin elebaşını işaret eden sözlerini çok iyi analiz etmek gerek: 1. Cinayeti soruşturan dedektifler, bugüne kadar rastladığımız tarzda ve gizlilikte, sonuca ulaşmayı düstur edinmiş bir titizlikten ziyade siyasi argümanların büyük ölçüde tesirinde kalarak hareket ediyorlar. Çok büyük bir acemilikle, kendilerine göre vatansever kabul ettikleri bir çok grubu fotoğrafın içine yerleştirmeye çalışıyorlar. Yüzbaşının bürosuna bir ay önce filanca uğramış, iki yıl önce filancanın düğününde yanında filanca varmış, altı ay önce Beyoğlu'nda yapılan yürüyüşte "bu vatan bölünmez" diye bağıran filancılarla beraber görünmüş. Hatta neredeyse Yüzbaşı Tekin'in bürosunda asılı bulunan Rauf Denktaş'ın fotoğrafını göstererek "Denktaş da bu işin içinde!" diye bağıracaklar. Yakında ilk savcılık sorgusundan sonra ortalıkta adı geçen pek çok ismin serbest bırakıldığını görürseniz, yazının bu kısmını tekrar okumanızda fayda var. 2. Cinayetten hemen sonra "sürprizlere hazır olun" diyerek, polisin 4 gün sonra ulaştığı bilgileri kendisinin o anda bildiği şifresini veren Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, o bilgilere nereden ulaştığını hala açıklamadı. Dün de, NTV'ye çok önemli bir açıklamada bulundu. Dedi ki; "Gladio tipi illegal bir örgütle karşı karşıyayız. Bu illegal örgütlenmenin kalıntılarını kaldıracağız." Oysa biz Türkiye'de bu gladio tipi örgütlenmenin siyasetin başına çöreklendiğini düşünüyoruz. Gladio tipi örgütlenmeleri ortaya çıkarmak kolaydır, ama siyasete çöreklenmiş, icazetini ABD'den almış, Waşhington'da Yahudi Stratejist Alan Makovski'nin ve de CIA kontrolündeki WINNEP tarafından (Yakındoğu Araştırmaları Merkezi) dizayn edilmiş bazı gladio tipi siyasi örgütlenmelerin çok daha dehşet verici bir tehlike arzettiğini düşünüyorum. 3. Nasreddin Hoca misali, ahırda kaybettikleri anahtarı 'ahır karanlık' diye dışarıda aramaya kalkanlara bir hatırlatma: ABD, son bir yıldan beri Türkiye'deki ulusalcı cereyanlardan büyük rahatsızlık duyduğu, bu cereyanların mutlaka önlenmesi gerektiği yönünde hükümete baskılarda bulunuyor. Hükümet yetkililerinin "merak etmeyin, hallederiz" şeklinde moral verici ifadelerle ABD'yi sürekli rahatlattığı ortalıkta fısıldanıp duruyor. ABD'de bulunan Fethullah Gülen de, ulusalcı akımları "bu ulusalcılık belası" şeklinde ve net ifadelerle kınamış durumda. Şu sıralar Fethullah Gülen'in gazetesi Zaman da, "ulusalcılardan duyduğunu" rahatsızlığı çarşaf çarşaf sayfalarına yansıtıyor. Bu ulusal karşıtı cephe, omuz omuza vererek çıktıkları gladio takibinde, okun yönünün her an şaşırtıcı istikametlere doğru uzanacağını herhalde iyi hesap etmişlerdir.4. Başörtüsü konusunda hassasiyetleri olmayan, aile fertlerinin neredeyse hepsi başı açık olan ve hatta Danıştay üyeleri ile üniter devletin korunması noktasında hemfikir olan bir takım kişileri "gladioya ulaştık" şeklinde trajikomik yorumlarla pis bir cinayetin tarafı olarak nitelendirmeye çalışanlar, bilerek ya da bilmeyerek soruşturmanın yönünü saptırdıkları gibi, başka bir cinayet işliyorlar. 5. Türkiye bu olayı çözmek istiyorsa, ta Eşref Bitlis'in uçağının düşürülmesinden, Muavenet Gemisi'nin batırılmasına ve de Şemdinli olaylarını kimlerin tezgahlayıp, PKK'lıların ifadelerinden yola çıkarak olayı orduya mal etmeye çalıştıklarına kadar bir çok olaylar zincirini yeniden masaya yatırmaları gerekiyor. Anahtarı ahırda kaybedip,ahır karanlık diye dışarıda arayanların yapacağı bir şey değil bu tabi. YAZARIN DÜNKÜ YAZISI İÇİN TIKLAYINIZ...
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr