logo
13 MAYIS 2024

Cehennem çiçekleri açmadan

22.12.2020 00:00:00
'Cehennem çiçekleri açmadan' seslendirme dosyası:

Çok garip huylarımız var.

Yalanı; yalanla örtmeye çalışıyoruz. 

Sadakat, sevgi, gerçeği korumak, iyilik yapmak… Bütün bunların hepsi eski moda alışkanlıklar olmuş. 

 Seçilmek için yalan söylemek, seçildikten sonra yalan söylemek, iktidardan düşmemek için yalan söylemek, düştükten sonra yalan söylemek… 

İyi de nereye kadar?

Kırk sene önce saçlarımız uzunmuş. Eski fotoğraflara bakarken fark ettim. 

Hani söylerler ya "aklı kısa" diye. Hinlik düşünmeyen, başkalarını aldatmayan, doğru bildiğini langadanak söyleyen, gizlisi saklısı olmayan, politik davranmayan, karşısındakinin kırılıp-dökülmesine aldırmadan gerçekle yüzleşmesini isteyen gençlerdik. 

Çevre kirliliğini sokağa çöp atmak, denize atık dökmek, ormanları ve gölleri kirletmek olarak tanımlayan; gerçekten de saçı uzun ama aklı kısa gençlermişiz.  Üç kuruşluk işlerde namusumuzla çalışıp, akşam eve helal ekmek götürürken emeğimizin, akıl gücümüzün, zamanımızın, hele-hele gençliğimizin çalındığını fark etmemişiz. 

Yaratıcıyı; cezalandırıcı olarak gösterip, cennet ve cehennemle korkutanların; bize pek çok şeyi yasak ve günah olarak gösterenlerin, söylediklerinin tamamen aksini yaptıklarını, yetim malı yiyenlerin, devleti soyanların,  saf insanların duygularını kullananların asıl hırsızlar olduğunu görememişiz. 

Doğrular öylesine eğilip bükülmüş ki, yerden kalkamamışlar. Yalanlar ise öyle bir makyaj yapmış ki, değme güzellere taş çıkartmış, dünyayı sarmış… 

Şimdi ortaya çıkan her gerçek içimizi acıtıyor. 

Çernobil sonrası Karadeniz'de açan cehennem çiçeklerinden bize kimse bahsetmemiş… Özellikle kadınların, ninelerin-dedelerin, kundaktaki bebelerin geçim kaynağı ve geleceği olan çay bahçeleri, tarım ürünleri, içme suları, toprağı kirlenirken ardından gelecek ölümlerden dostlarımızı, kardeşlerimizi koruyamamış, onları uyarmamışız…

Çernobil'in çevresinde yakın zamanda meydana gelen yangının; mevcut radyasyon miktarını 20 kat arttırdığı şeklindeki dış basın ve bilim adamlarının uyarıları gündemde. Sınırlarımızın dışında kaldığı için kimse aldırış etmiyor. Bilim adamı değiliz ama çok şükür okur-yazarız. 

Dün olduğu gibi bu gün de aynı şeyleri yaşıyoruz. Koronadan ilimizde ölenleri, mahallemizde hasta olanları, duasız gömülenleri bunların gerçek sayılarını bilmiyoruz. Gerçekler; dün olduğu gibi bugün de saklanıyor. 

Demek ki siyasi iktidarlar değişse de uygulamalar değişmiyor.

Tıpkı Çernobil sonrası radyasyon serpintisinden nasibini alanların uzun vadede kansere yenik düşmeleri sonucu gerçeklerin inkâr edilmesi gibi. 

Bugün daha büyük tehlikeler ile karşı karşıyayız. Karadeniz sahilindeki yolun kenarında beton barınaklara gömülen radyoaktif atıklar bırakıldıkları yerde duruyor. Saklanması konusunda iyileştirici hiç bir önlem alınmadı. Hurda adı altında, küçük iskelelerden yurda sokulan ve yeniden kazanıma konu olan atıklar ise ne durumda, hangi fırınlarda eritilip saç veya demir haline getiriliyor, nerelerde kullanılıyor bilmiyoruz. 

Bir bilim adamı temizlik ürünlerinde mutlara alkol kullanılması gerektiğini belirttiği için çevresinde aforoz ediliyor. 

Bir belediye başkanı ilindeki ölü sayılarını açıkladı diye savcılığa çağrılıyor. 

Koronayı önlemek için gece ve hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulayanlar; hiç kimseye -belki belli bir kesime- bağışıklığı güçlendirecek ve tedavi edecek ilaç veya içecekleri tavsiye edemiyor. Halkın uzun bir süredir cahil bırakıldığının farkında olmayan bilim adamları, bizim için yararlı olacak besinleri bilimsel isimleri ile duyuruyorlar, kimse anlamıyor…

Anlayanlar da alamıyor.

Nükleer felaketin yanı sıra medeniyet zannettiğimiz, ayak uyduramadığımız, bilişim teknolojisi de bizi zorluyor. Dile getirilmese de, tüm insanlık, adım-adım izleniyor, kodlanıyor, hastalıktan alışverişe kadar pek çok alışkanlığı kaydediliyor. Gen haritaları çıkıyor; sadece yenilir ve yenilenebilir kaynaklardan altın madenlerine kadar her şey kayıt altına alınıyor. Kısacası, büyük bir "gözaltı" var.  Her birimizin cebindeki telefonlar sadece bizim haberleşmemizi sağlamıyor, bilgilerimizi de yayıyor. Bunu abartılı bir öngörü olarak kabul edebilirsiniz ama durum böyle… 

İktidarlar eğitilmiş insan gücüne her ülkede daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Yaklaşan tehlikenin farkında olanlar güvenmeleri gereken insanları, özgeçmişlerine bakarak kendi ülkelerinde eğitiyorlar. Teknoloji ile destekliyorlar. Başka ülkelerin bilim insanlarını çalıyor, çalıştırıyorlar. Gerektiğinde bilgiyi satın alıyorlar. 

Halktan gizledikleri şey tehditler değil; aksine felaket senaryoları…  

Gerçeği korumak öyle zor bir iştir ki, güç ile birleşmesi gerekir. Ancak güçlü olan gerçeği açıklar ve geleceği kurmak için hareket edebilir. 

Devleti yönetenlerin vatandaşı kandırmaya hakkı ve yetkisi yoktur. Çünkü onlar halkın efendisi değil, vekilidir. 

Her gün cehennem çiçekleri, ölüm bahçelerinde açmaya, yurdumuzu büyük bir keder ve umutsuzluk hissi sarmaya devam ediyor. "Evde kal, sabret Türkiye" demekten başka bir yol bulamayanlar dört gözle Çin aşısını bekliyorlar. 65 yaş üstü ve 20 yaş altının gece ve hafta sonu yasaklarının bir anlamı yok. Bu aşıyı bekleyiş boşuna değil elbette…

Virüsü Çin'in yarattığını; dolayısı ile önleyecek aşının da Çin'de hazır olduğunu sağır sultan bile duydu. Türkiye; Çin için her zaman iyi bir dost oldu. Avrupa ülkelerince yasaklanan mallarını bile Tayvan, Singapur gibi uzak doğu ülkeleri üzerinden sattı. İyi bir tüketici, sağlam ve ayakta kalması gereken bir müşteri olduğunu gösterdi. Bugün piyasada Amerikan, İtalyan ve Hollanda malları yok. Neye elinizi atsanız hepsi Uzak Doğu ürünü.  

Bir yanda Suriye sınırındaki gelişmeler, öte yanda Akdeniz krizi, Türk-Yunan sınırındaki hareketlenmeler sadece bizi değil, Çin'i de düşündürüyor. 

İnkâr edilemeyecek tek gerçek Türk insanının yaşadıkları karşısında çok sabırlı olduğudur. Çok şükür münferit olaylar dışında Avrupa'daki gibi bir ayaklanma ve baş kaldırış yok. 

Sanırım Eyüp Peygamber bile dayanamazdı…

İnanmamız gereken bizim de Kanada gibi virüsü sıfırlayıp eski günlere döneceğimize dair öngörülerdir. 2021 yılının Avrupa'da Türkiye yılı olacağı, 2023'te bütün dertlerden kurtulacağımızı kâhin Anna şimdiden söylüyor. 

Ne yapalım? İşimiz artık kâhinlere, uyduruk hocalara kaldı…

Horasan'dan gelerek Anadolu'yu aydınlatanlardan da eser yok. 

Önemli olan aklımızı başımıza alıp, kendi ülkemiz cehenneme dönmeden akıl ve bilim yolu ile çözümleri bulmak.  

Bir yanda Çernobil'den yayılan pis kokuları izlemek, öte yanda Korona belasını Çin aşısı ile bertaraf etmek ve etrafımızdaki savaş rüzgârlarını dindirecek barış yollarını bulmak ya da kestirip atacak son hamleleri bir an evvel yapmak zorundayız…

Daha çok cehennem çiçeğinin açmasını beklemeden…

 
Taner Tümerdirim / diğer yazıları
Asgari ücrete temmuz zammı çağrısı
'Zor bir süreç yaşanacak'
Meteorolojiden pek çok bölge için sağanak uyarısı
Yağışlar ne kadar sürecek?
Son sözü Erdoğan söyleyecek
Yargıtay'da çifte seçim günü
Blinken'dan İsrail Savunma Bakanına mesaj
'Refah'ta büyük bir saldırıya karşıyız'
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
Asgari ücrete temmuz zammı çağrısı
'Zor bir süreç yaşanacak'
Meteorolojiden pek çok bölge için sağanak uyarısı
Yağışlar ne kadar sürecek?
Son sözü Erdoğan söyleyecek
Yargıtay'da çifte seçim günü
Blinken'dan İsrail Savunma Bakanına mesaj
'Refah'ta büyük bir saldırıya karşıyız'
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.