Önce içerde zirveler, toplantılar, hazırlıklar. Ardından Davos ve Washington.
Başbakan Erdoğan baş döndürücü bir koşuşturma içinde.
2004 yılı Türkiye için saatin tik taklarının hızlandığı, tarihin zembereğinden boşaldığı bir yıl olacak.
Ekonomide kırılganlığın arttığı, dış politikada tercihlerin değiştiği kritik bir yıl.
Tezkere sürecinde ABD ile yapılan işbirliğinin faturasının önümüze konacağı bir yıl.
Irak'ın geleceği, ABD'nin İncirlik eksenli postmodern işgali, PKK'nın ABD kontrolüne girmesi, Ermenistan'a kapıların açılması...
Türkiye'nin geleceğini etkileyecek önemli gelişmeler. AKP iktidarı gerçekten cesaret isteyen şeyler yaparak geleneksel ihtiyatlı dış politika yerine ABD ile sarmaş dolaş görüntü verdi. ABD'nin dünya kamuoyu önünde dibe vurduğu bir dönemde.
Ve Kuzey Irak'tan Güneydoğuya uzanan sahipsiz coğrafyada İsrail'in cirit attığı bir dönemde terör saldırıları bahanesi ile İsrail'le sıkı fıkı bir görüntü. Bu da, ne AKP dostlarının, ne de düşmanlarının tahmin edemeyeceği sürpriz oldu. AKP'nin hiç değilse şiddet yanlısı Şaron'u bahane ederek İsrail'e mesafeli duracağı beklenmişti. Bu konuda da AKP şaşırttı. Önce Abdullah Gül, ardından Başbakan Erdoğan Şaron'la sıcak fotoğraflar vermek için İsrail'e gitmeye hazırlanıyor.
Bu da cesaret isteyen bir tutum.
Hele hele AB ile müzakere tarihi almak için kritik eşiğe yaklaşıldıkça Kıbrıs konusunda geleneksel milli politikayı terk etmeye devleti ikna etmesi AKP'nin bir başka başarısı.
AKP'nin 14 aylık iktidarı boyunca AB uğruna kiliselerin açılması, kilise vakıflarının arazi satın almasının serbest bırakılması, nüfus cüzdanında din hanesinin boş bırakılması gibi cesaret isteyen adımları oldu.
AKP'ye oy verenler başörtüsü, Kur'an kursu, imam-hatip gibi konularda yasakları kaldırmasını beklerken AKP'nin tam tersini yapması gerçekten cesaret isteyen şeyler.
Hele hele Erbakan geleneğinden gelen bir kadronun terör saldırıları bahanesi ile Yahudi hahambaşının huzuruna koşması cesaret gerektiren davranış.
Öylesine cesaret isteyen bir davranış ki, Türkiye tarihinde hiç bir Başbakan buna cesaret edememiş.
Eh AKP'nin ve onun liderinin bunca cesaret verici adımları elbette ki bu adımlardan en çok istifade edenler tarafından teşekkürsüz bırakılamazdı.
Nitekim AKP Lideri bunca gayretin semeresini almak için ABD'ye başdöndürücü bir sefer düzenliyor.
Bu seyahatin en ilginç tablosu New York'ta sergilenecek. Başbakan Erdoğan Yahudi lobisinin vereceği törene katılacak ve Amerikan Musevi Komitesi'nden CESARET ÖDÜLÜ alacak.
Evet yanlış duymadınız. Yahudi örgütleri Erdoğan'a cesaret ödülü verecek.
Oysa AKP'ye oy veren seçmen onun Kasımpaşalı liderine cesaret ödülü vermek isterdi. Ancak AKP 14 aylık iktidarı boyunca milletin meselelerini çözecek bir iradeyi cesaretle ortaya koyamadı.
Hürriyet, Milliyet, Sabah gibi kartel medyasının bu sahneyi nasıl yansıtacaklarını biliyoruz.
Benim merak ettiğim Vakit ve Yeni Şafak gibi sözde İslamcı medya bu ödülü nasıl yansıtacak. Geçmişte Çiller ve Yılmaz'ı eleştirdikleri gibi mi?
Bakalım hep çifte standarttan şikayet eden bir kısım medya nasıl bir standart uygulayacak?
Bakalım AKP, bu cesaretle 2004 yılında ne tavizler verecek?
Başbakan Erdoğan baş döndürücü bir koşuşturma içinde.
2004 yılı Türkiye için saatin tik taklarının hızlandığı, tarihin zembereğinden boşaldığı bir yıl olacak.
Ekonomide kırılganlığın arttığı, dış politikada tercihlerin değiştiği kritik bir yıl.
Tezkere sürecinde ABD ile yapılan işbirliğinin faturasının önümüze konacağı bir yıl.
Irak'ın geleceği, ABD'nin İncirlik eksenli postmodern işgali, PKK'nın ABD kontrolüne girmesi, Ermenistan'a kapıların açılması...
Türkiye'nin geleceğini etkileyecek önemli gelişmeler. AKP iktidarı gerçekten cesaret isteyen şeyler yaparak geleneksel ihtiyatlı dış politika yerine ABD ile sarmaş dolaş görüntü verdi. ABD'nin dünya kamuoyu önünde dibe vurduğu bir dönemde.
Ve Kuzey Irak'tan Güneydoğuya uzanan sahipsiz coğrafyada İsrail'in cirit attığı bir dönemde terör saldırıları bahanesi ile İsrail'le sıkı fıkı bir görüntü. Bu da, ne AKP dostlarının, ne de düşmanlarının tahmin edemeyeceği sürpriz oldu. AKP'nin hiç değilse şiddet yanlısı Şaron'u bahane ederek İsrail'e mesafeli duracağı beklenmişti. Bu konuda da AKP şaşırttı. Önce Abdullah Gül, ardından Başbakan Erdoğan Şaron'la sıcak fotoğraflar vermek için İsrail'e gitmeye hazırlanıyor.
Bu da cesaret isteyen bir tutum.
Hele hele AB ile müzakere tarihi almak için kritik eşiğe yaklaşıldıkça Kıbrıs konusunda geleneksel milli politikayı terk etmeye devleti ikna etmesi AKP'nin bir başka başarısı.
AKP'nin 14 aylık iktidarı boyunca AB uğruna kiliselerin açılması, kilise vakıflarının arazi satın almasının serbest bırakılması, nüfus cüzdanında din hanesinin boş bırakılması gibi cesaret isteyen adımları oldu.
AKP'ye oy verenler başörtüsü, Kur'an kursu, imam-hatip gibi konularda yasakları kaldırmasını beklerken AKP'nin tam tersini yapması gerçekten cesaret isteyen şeyler.
Hele hele Erbakan geleneğinden gelen bir kadronun terör saldırıları bahanesi ile Yahudi hahambaşının huzuruna koşması cesaret gerektiren davranış.
Öylesine cesaret isteyen bir davranış ki, Türkiye tarihinde hiç bir Başbakan buna cesaret edememiş.
Eh AKP'nin ve onun liderinin bunca cesaret verici adımları elbette ki bu adımlardan en çok istifade edenler tarafından teşekkürsüz bırakılamazdı.
Nitekim AKP Lideri bunca gayretin semeresini almak için ABD'ye başdöndürücü bir sefer düzenliyor.
Bu seyahatin en ilginç tablosu New York'ta sergilenecek. Başbakan Erdoğan Yahudi lobisinin vereceği törene katılacak ve Amerikan Musevi Komitesi'nden CESARET ÖDÜLÜ alacak.
Evet yanlış duymadınız. Yahudi örgütleri Erdoğan'a cesaret ödülü verecek.
Oysa AKP'ye oy veren seçmen onun Kasımpaşalı liderine cesaret ödülü vermek isterdi. Ancak AKP 14 aylık iktidarı boyunca milletin meselelerini çözecek bir iradeyi cesaretle ortaya koyamadı.
Hürriyet, Milliyet, Sabah gibi kartel medyasının bu sahneyi nasıl yansıtacaklarını biliyoruz.
Benim merak ettiğim Vakit ve Yeni Şafak gibi sözde İslamcı medya bu ödülü nasıl yansıtacak. Geçmişte Çiller ve Yılmaz'ı eleştirdikleri gibi mi?
Bakalım hep çifte standarttan şikayet eden bir kısım medya nasıl bir standart uygulayacak?
Bakalım AKP, bu cesaretle 2004 yılında ne tavizler verecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014